6 ay önce bir kadın ile akşam postasında az kalsın yaşayacaktım. son bahardan mayıs ayına kadar heybeli'de yaşıyorum ve sırf paşa ile gitmek için 18:25 postasını bekliyordum. yine o zamanlar maalesef ot kafası ile dolaştığım için yolculuk daha keyifli hale geliyordu. sabah 07:55 postasında en az 3 bardak çay akşam postasında filtre kahve içerim mutlaka. kadıköy mendireğini geçtikten sonra kaptanın yanına çıkar heybeli'ye yaklaşınca yavaş yavaş alt kata inerdim. o gün canım sıkıldı ve biraz hava almak için kıç tarafına gitmek üzere yola çıktım. büfeye doğru indim ve mas mavi gözleri ve havalı saçları ile hüzünlü bir şekilde denizi izleyen bir kadın gördüm. herkese yazılan tiplerden değilim ama bu kadın ile mutlaka tanışmam gerekiyordu. hemen büfeden kendim ve onun için kahve aldım. ( bu arada her 8 filtre kahve de 1 adet bedava filtre uygulaması var). gayet kibar bir şekilde birlikte kahve içebilir miyiz dedim. gayet kibar bir şekilde teklifimi kabul etti ve sohbete başladık. benimde gözlerim mavi olduğu için sanırım ilgisini çektim. o da heybeli'de yaşıyormuş ve komşu olduğumuzu öğrendim. yol bitene kadar sohbet ettik. 3 ay boyunca her akşam birlikte o yolu gittik. daha sonra bazı sebeplerden ötürü adadan taşındı .arkadaş olarak arada sırada görüşüyoruz. sabah ve akşam adalar postasında bu tür yakınlaşmalar olabiliyor. güzel günlerdi ve adaya dönmek için yazın bitmesini iple çekiyorum. yazın ada çok gürültülü oluyor ve lodos fırtasını az olduğu için pek sarmıyor.

devamını gör...

(3) (0)