pazar sepetiyle yolu kapatan yaşlı insan

sabrı öğretir.

ay tonton. gız, babayın yolu mu? kulağı da duymuyor. bu kulaklıkların alman malı olanını alacaksın onlar iyi. pili zayıflamıştır az duyuyorsa. şimdi ben buradan da acıklı bir hikaye çıkarırım kendime de, daha çok erken. hani kimi kimsesi yok zaarkine çıkmış bu sıcakta bu yaşta pazara. gücü mü var dört nala yürüsün? öte yandan da hareket etmesi iyi. otur otur, dizleri kireç tutar.

bilemedim. yine de dur teyze-amca diyerek sepetini sırtlamalı, hele ki yolumuz üstündeyse gideceği yer, kapısına kadar götürmeliyizdir.
yarın bir gün başın dara düşer de, yaraplim nasıl edeceğim dediğinde tüm kapılar açılıverir. dersin nasıl oldu nasıl oldu? e hayır duası aldın ya vaktinde.

hayatta yaptığın her şeyin karşılığını, elbet alırsın.

geçen iki yaşlı kadın biri giderken diğeri pazar dönüşü karşılaşmış kaldırımı kapatmışlardı. yaya geçer de motosikletli nasıl geçecek. ya, kaldırımlar motosikletlerin trafiğe takılmadan hedeflerine bir an önce ulaşması için icat edilmiş yol parçalarıdır. motosikletteki dingil korna çaldı, seslendi. ama kadınlar kımıldamadı. dükkandan çıkıp "ne kafa silkiyorsun 'lan, in aşağı yoldan git. dingil" dedim.
peki dedi. sorun çözüldü.
ama her zaman böyle şanslı olamayabilir, sağlam bir zopa yiyebilirim.