1.
antalya kemer sinirlari içerisinde bulunan antik efsane, doğa harikası yer.
devamını gör...
2.
giriş ücretli bir yer olduğu için daha rahat edilecek bir yer. açık hava müzesidir zaten. harika bir sahili var ölüdeniz e taş çıkartır. çarşaf gibi ve açıldıkça derinlesmeyen bir denizi vardır. ateş yakmaya izin verilmez. saat 7 de kapatılır ve ayrilmaniz istenir.
devamını gör...
3.
antik tiyatronun bitiminden denize girersiniz..doğası, denizi harikadır .
buranın geçmişteki halini görmeyi,yaşamayı çok isterdim.
buranın geçmişteki halini görmeyi,yaşamayı çok isterdim.
devamını gör...
4.
kaç sene antalya'da okuyup gidemediğim için hala pişmanlık yaşadığım yer.
devamını gör...
5.
isa'dan önce 7. yüzyıla kadar uzanan taşların içinde kavrula kavrula rodoslu denizcileri hayal ettikten sonra askeri limanı aşıp koyda tuzlu suya kavuşmak...
tiyatrosunun neredeyse harap olmuş olmasına biraz üzülsem de kentin içerisindeki ana yoldan geçerken "phaselis'teyim" demeyi başarmıştım.
koydaki arılar çok büyük ve kumun üzerinde gerçekten çoook çekirge var. her ikisi de size yaklaşmıyor, ama duşların oralarda arılara sataşmamanızı öneririm.
gölgedeki güneş dahi, saat fark etmeksizin, kremli olup olmanıza bakmadan cildinize işleyebiliyor. sakın aldanmayın derim ayrıca.
zemini kum olan plajlara ayrı bir zaafım olduğu için gönlümde çok farklı bir yer etti, phaselis.
yalnız, ehliyetiniz yoksa ya da olup da araca sahip değilseniz phaselis'i listenizden çıkarmanızı öneririm bir de.
henüz bulunamamış olan athena tapınağı gibi önemli birkaö yapının, bugünlerde ormanla kaplı olan akropol tepesinde olduğundan bahsedilmiş.
gittiğimde akropol tepesinin tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum ancak (kaç duş yeri olduğunu bilmemekle birlikte) duşların oradan arkadaki tepelere doğru bakıp değişik bir hisse kapılmıştım. bahsedilen yer orasıysa gerçekten şaşıracağım. öyle hissettirmişti çünkü.
tiyatrosunun neredeyse harap olmuş olmasına biraz üzülsem de kentin içerisindeki ana yoldan geçerken "phaselis'teyim" demeyi başarmıştım.
koydaki arılar çok büyük ve kumun üzerinde gerçekten çoook çekirge var. her ikisi de size yaklaşmıyor, ama duşların oralarda arılara sataşmamanızı öneririm.
gölgedeki güneş dahi, saat fark etmeksizin, kremli olup olmanıza bakmadan cildinize işleyebiliyor. sakın aldanmayın derim ayrıca.
zemini kum olan plajlara ayrı bir zaafım olduğu için gönlümde çok farklı bir yer etti, phaselis.
yalnız, ehliyetiniz yoksa ya da olup da araca sahip değilseniz phaselis'i listenizden çıkarmanızı öneririm bir de.
henüz bulunamamış olan athena tapınağı gibi önemli birkaö yapının, bugünlerde ormanla kaplı olan akropol tepesinde olduğundan bahsedilmiş.
gittiğimde akropol tepesinin tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum ancak (kaç duş yeri olduğunu bilmemekle birlikte) duşların oradan arkadaki tepelere doğru bakıp değişik bir hisse kapılmıştım. bahsedilen yer orasıysa gerçekten şaşıracağım. öyle hissettirmişti çünkü.
devamını gör...
6.
eğer antalya'da kışın debize girmek isterseniz ve usumeyeyim, ususem de az usuyeyim kayginiz varsa burada yüzün. aralık'ta bile soğuk sayilmayabilecek su sıcaklığına sahip plajı olan antik kent.
devamını gör...
7.
bir kitapta okumustum antalya'nın tarihi ve turistik bir mekânıymış phaselis.harika bir denizi varmış.suyun altında kalmış bi uygarlıkmış çoğu tarihi kalıntılar da suyun dışında kalmış. hikayesini duyduğumda çok ilgimi çekmişti rivayete göre;truva savaşından donen iki kardeş, bazı kabilelerle buraya gelmiş, araziyi beğenmiş ve şehirlerini burada kurmaya karar vermişler. fakat o sırada burada bir çoban yaşıyor ve sürülerini burada otlatiyormus. o sıralarda para mefhumu olmadığı için çobana, araziye karşılık hububat veya balık teklif etmişler. çoban kurutulmuş balığı tercih etmiş ve topraklardan sürüsünü alarak çekip gitmis. bu yüzden kuru balığı burada adak olarak kullanmak bir gelenek olmuş. sonraki yüzyıllarda işe bu o kadar benimsenmiş ki ,ucuz bir adak için "phaselis adağı" deyişi kullanılmış.
sizce de gidip görülmesi gereken harika bir yer değil mi ?
sizce de gidip görülmesi gereken harika bir yer değil mi ?
devamını gör...
8.
antalya'nın kemer ilçesindeki antik kenttir. hem tarihi kalıntıları hem de 3 ayrı özellikteki plajıyla mutlaka görülmesi gereken yerler listenizine eklemelisiniz.
açık hava tiyatrosu oldukça iyi durumda, bütünlüğünü korumuş. yeşille mavinin uyumu başka bir görsel şölen, plajların hemen bitiminde başlayan büyük ağaçlar hem göz zevkinize hem de öğlen sıcağında bile korunan teninize hitap ediyor.
kuzey limanı plaji ilk girişte yer alıyor, taşlık plajdan hoşlanmayanlar burayı tercih etmemeli.
orta/merkez liman koyu dairesel biçimde minik çakıl taşlarıyla çevrili olduğu için sıfır dalga ve deniz diğer plajlara göre 1/2 derece daha sıcak, insanı havuzdaymış gibi hissettiriyor. en ufak koy olduğu için diğer plajlara kıyasla az tercih ediliyor. sakinlik ve nerdeyse baş başa deniz keyfi imkanı sağlıyor.
güney limanı plajı kentin en büyük plajı, büyük kısmı kumluk ve diğer plajlara göre epey sığ olduğu için çoğunluğun, özellikle çocuklu ailelerin tercihi olmuş.
her plajında deniz tüm berraklığıyla sizi kucaklıyor. kenti o kadar çok sevdik ki tek günle yetinmeyip bir günümüzü daha bu doğa güzelliğine ayırdık.
açık hava tiyatrosu oldukça iyi durumda, bütünlüğünü korumuş. yeşille mavinin uyumu başka bir görsel şölen, plajların hemen bitiminde başlayan büyük ağaçlar hem göz zevkinize hem de öğlen sıcağında bile korunan teninize hitap ediyor.
kuzey limanı plaji ilk girişte yer alıyor, taşlık plajdan hoşlanmayanlar burayı tercih etmemeli.
orta/merkez liman koyu dairesel biçimde minik çakıl taşlarıyla çevrili olduğu için sıfır dalga ve deniz diğer plajlara göre 1/2 derece daha sıcak, insanı havuzdaymış gibi hissettiriyor. en ufak koy olduğu için diğer plajlara kıyasla az tercih ediliyor. sakinlik ve nerdeyse baş başa deniz keyfi imkanı sağlıyor.
güney limanı plajı kentin en büyük plajı, büyük kısmı kumluk ve diğer plajlara göre epey sığ olduğu için çoğunluğun, özellikle çocuklu ailelerin tercihi olmuş.
her plajında deniz tüm berraklığıyla sizi kucaklıyor. kenti o kadar çok sevdik ki tek günle yetinmeyip bir günümüzü daha bu doğa güzelliğine ayırdık.
devamını gör...
9.
10.
antalya kemer yakınlarında, tekirova'da bulunan antik kent.
mö 7. yüzyılda rodos'lu kolonistlerin kurduğu bir kent burası. hikayeye göre rodos'lular buraya yerleşmek istediklerine karşılarına burada yaşayan bir çoban çıkar, yerleşim bedeli olarak çobana iki seçenek sunarlar: arpa ekmeği ya da kurutulmuş balık. çoban bölgeyi onlara kurutulmuş balık karşısında satar.
kentin üç ayrı limanı bulunuyor, deniz ticareti sayesinde bölgenin en önemli liman kenti sayılıyor.
şehir bazen lykia bazen pamfilya uygarlığına ait görünüyor. mö. 333'te issos savaşı'nı kazanan büyük iskender'in şehri bir süre ziyaret ettiği ve altın taçla karşılandığı biliniyor, bu dönemde zambak yağı ve gülleriyle ünlüymüş.
tarihte mö. 43'te roma imparatorluğu'na dahil olana kadar birkaç kez el değiştiren şehri 129'da ise imparator hadrian ziyaret etmiş. onun adına yapılan anıtsal takı da yine kenti gezerken göreceksiniz.
selçuklu hakimiyetinden itibaren bölgedeki yerleşim sona ermiş, bunu kalıntılardan da anlayabiliyoruz. bugün ana cadde ve iki yanındaki tiyatro, agoraları ile büyük ve küçük hamamları görebilirsiniz.
kentin üç limanı olduğu için denize girebileceğiniz üç ayrı plajı var. tıpkı olimpos antik kenti gibi gezinizi bitirdiğinizde kendinizi sulara atabilirsiniz.
görsel kaynak: ben.
mö 7. yüzyılda rodos'lu kolonistlerin kurduğu bir kent burası. hikayeye göre rodos'lular buraya yerleşmek istediklerine karşılarına burada yaşayan bir çoban çıkar, yerleşim bedeli olarak çobana iki seçenek sunarlar: arpa ekmeği ya da kurutulmuş balık. çoban bölgeyi onlara kurutulmuş balık karşısında satar.
kentin üç ayrı limanı bulunuyor, deniz ticareti sayesinde bölgenin en önemli liman kenti sayılıyor.
şehir bazen lykia bazen pamfilya uygarlığına ait görünüyor. mö. 333'te issos savaşı'nı kazanan büyük iskender'in şehri bir süre ziyaret ettiği ve altın taçla karşılandığı biliniyor, bu dönemde zambak yağı ve gülleriyle ünlüymüş.
tarihte mö. 43'te roma imparatorluğu'na dahil olana kadar birkaç kez el değiştiren şehri 129'da ise imparator hadrian ziyaret etmiş. onun adına yapılan anıtsal takı da yine kenti gezerken göreceksiniz.
selçuklu hakimiyetinden itibaren bölgedeki yerleşim sona ermiş, bunu kalıntılardan da anlayabiliyoruz. bugün ana cadde ve iki yanındaki tiyatro, agoraları ile büyük ve küçük hamamları görebilirsiniz.
kentin üç limanı olduğu için denize girebileceğiniz üç ayrı plajı var. tıpkı olimpos antik kenti gibi gezinizi bitirdiğinizde kendinizi sulara atabilirsiniz.
görsel kaynak: ben.
devamını gör...
11.
her antik kent gördüğümde hep aklıma eski insanların çok daha kaliteli yaşadığı fikri gelir. düşünsene ege kıyısından birkaç yüz veya bin nüfuslu bir ticaret kentindesin ve etraf cennet gibi şaraplar, heykeller, muhteşem yapılar, güzel kadınlar... ayrıca çöl bedevilerinin uydurduğu hurafeler de yok... tıbbın nispeten çok gelişmemesi sebebi ile belki hayatın çok uzun değil ama karşılıklı oturup felsefe yapabileceğin arkadaşların var. ayrıca iyi yaşıyorsun be kardeşim. sanatın da zevkin de huzurun da doruklarında bir yaşam.
devamını gör...