plasenta

gebelik süresince anne ve fetüs arasında metabolik ve hormonal ilişkiyi sağlayan ve düzenli beslenmesi ve zararlı maddelerin uzaklaştırılmasında rolü olan 15-20 santim çapında yaklaşık 3 santim kalınlığında ve 500 gram ağırlığında biçimindeki geçici yapıdır.

gebeliğin devamlılığını sağlayan progesteronu salgılayan yapıdır. doğumdan önce progesteron azalır ve rahim kasılarak bebeği dışarı itmeye başlar.

hayvanlar aleminde sanıyorum memelerin hemen hemen hepsi tarafından, doğumdan sonra yenen, yavruların büyümesini gelişmesini sağlayan kese.

doğumla güç kaybeden anne, besin bakımından zengin olduğu söylenen bu keseyi yiyerek doğum sonrası iyileşme, güç toplama ve beslenme ihtiyacını karşılar.

tom cruise'un da dahil olduğu bol ünlülü bir tarikat bunu yediğini açıklamıştı..

halk dilinde döl eşi ismi de kullanılan annemizin karnında, içinde 9 ay 10 gün beklediğimiz içi tuzlu suyla dolu bir kesecik.
bebeğe dönüşen hücrelerin geldiği kısım. teknolojik açıdan benzetmede bulunursak bebeğin üretildiği 3 boyutlu yazıcı görevini yürüten yedek bir organ.

görevi anne ile bebek arasında besin ve oksijen iletimini sağlamaktır. anneden bebeğe bu maddeler geçerken de bebekten de anneye karbondioksit ve üre gibi metabolizmal artıklar geçer.

plasentanın gelişmesi de hamileliğin üçüncü aylarında tamamlanır. anne karnında üç aydan sonra cenin evresinde oluşumu tamamlanır. bir ucu bebeğe, diğer ucu da rahim duvarına bağlıdır. plasenta, hayati bir değer taşıyan, doğum bittikten sonra da işi biten geçici bir organdır. 500 gram kadar ağırlığa ve 3 cm. kadar da kalınlığa sahip olan, bebeğe zarar gelmemesi için de esnek yapıda olan bir organdır.

plasenta, anne ile bebek arasında bir duvar vazifesi görür. hamilelik sırasında annenin vücudundaki virüsler plasenta sayesinde bebeğe bulaşmıyor. anne karnındaki bebeğin solunum, dolaşım, iç organlarının işlevlerini bebek dünyaya gelinceye kadar yerine getirir.

amniyon sıvısı ile kaplı olan şey.

anne ve bebek arasındaki besin ve oksijen iletimini sağlamak görevleri arasındadır.