1.
psikanaliz sigmund freud'un çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesidir. bir psikoterapi tekniği olarak psikanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır.
devamını gör...
2.
koltuğa uzanayım, psikolog karşıma geçsin, ben anlatayım o not anlatsın olayının temeli denebilir. aynı rengin farklı tonu diyeyim, uzantısı diyeyim anlayın.
devamını gör...
3.
olgun yaştaki sorunların kökeninin,hep çocukluktaki çelişkilerde yattığını kabul eder.
devamını gör...
4.
şimdiye kadar iyileştirdiği hasta duymadım.
devamını gör...
5.
üzerine uzunca çalıştığım ve okumalar yaptığım okyanus misali alan. her uyandığınızda kendi rüyanızı anlamlandırmanız şaşırtıcı gelir zamanla. eğlencelidir. hastayı iyileştirme yöntemi vardır. belki kabuslardan bıkmış biri rasyonel temellere oturunca bundan kurtulabilir. tabi sadece freud'a bakmamak gerek. aynı zamanda modern psikoloji ile rüyaları analiz etmekte mümkündür. (bkz: rüya görmek)
devamını gör...
6.
klasik ve modern olarak ikiye ayrılan psikolojik kuram.
klasik kuram sigmund freud tarafından öne sürülmüştür.
topografik anlayış ve yapısal anlayış olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
topografik anlayışta s. freud bilinci bir buz dağına benzetir. buz dağının görünen kısmına bilinç ve bilinç öncesini koyarken, görünmeyen kısmına bilinçdışını koymuştur.
yapısal anlayışta ise s. freud id, ego ve süperego kavramlarından bahsedip açıklamıştır*.
son olarak psikanalizin moderncilerini sayacak olursak adler, jung, horney, e. fromm, e. erikson, sullivan ve sigmund freud'un kızı anna freud'u sayabiliriz.
klasik kuram sigmund freud tarafından öne sürülmüştür.
topografik anlayış ve yapısal anlayış olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
topografik anlayışta s. freud bilinci bir buz dağına benzetir. buz dağının görünen kısmına bilinç ve bilinç öncesini koyarken, görünmeyen kısmına bilinçdışını koymuştur.
yapısal anlayışta ise s. freud id, ego ve süperego kavramlarından bahsedip açıklamıştır*.
son olarak psikanalizin moderncilerini sayacak olursak adler, jung, horney, e. fromm, e. erikson, sullivan ve sigmund freud'un kızı anna freud'u sayabiliriz.
devamını gör...
7.
psikanalizin ruhun inceleme aracı, bir klinik yöntem ve bir gelişim kuramı olarak ortaya çıkması 19. yüzyıl sonlarına denk gelir. 1886'da ağır bir depresyon geçiren freud, kendisini kapsamlı bir analizden geçirmiştir. yani kendisinin ilk hastası yine kendisi olmuştur. 1896'da 'psikanaliz' terimini üreten freud, 1900'de yayımladığı 'rüyaların yorumu' kitabıyla da psikanalizi geniş kitlelere yaymıştır. 'cinsellik üzerine üç deneme' adlı kitabıyla da bu yeni yöntemin duyulması daha da hızlanmıştır.
ruhsallığın evre ve boyutlarını inceleyen bir bilim dalıdır diyebiliriz psikanaliz için. ruhsal soru, sorun, arayış ve bozukluklar konusunda tedavi teknikleri geliştirir. bilindışının en derinlerinde yatan ruhsal sorunların kaynağını bulma ve onları tedavi etme görevi taşır. zor duyguların,ruhsal bozuklukların ve tıkanmışlıkların kişinin zihninde farklı şekillerde deneyimlenmesi ve böylece hastanın hayatında ciddi düzelmeler ve açılımlar yaşanmasını sağlar. çocuklukta kurulan cinsel fanteziler ve unutulmuş olaylar bilinçdışında yer bulur kendine. bunlar yetişkinlik döneminde ortaya çıkan nevrozların kökenidir. ve buda psikanalizin çıkış fikrinin temelini oluşturur.
hasta; anıları, düşleri ve aklına gelen her türlü imgesel çağrışımları kendini mümkün olduğunca rahat bir şekilde ifade etmeye teşvik edilir. psikanalist yalnızca kişinin 'kendi kendisini duymasına' yardımcı olmak için araya girer.
genel olarak psikanaliz, zihinsel ve sinirsel rahatsızları tedavi etmeyi amaçlayan bir terapi türü olduğu gibi; insan kişiliğinin nasıl geliştiği ve işlediğini de açıklar. toplum içindeki etkileşim ve bireyi esas alan kuramlar da ortaya koyar.
psikanaliz bilindışının keşfine yöneldiğinden uzun soluklu bir çalışmadır. bu uzun süreç, derinlerde yatan kişisel gerçeklikle yüzleşerek var olan acının azaltılmasını amaçlar. freud öncelikli hedefin iyileştirme yada belirtiyi ortadan kaldırmak değil, sorunun oluşturduğu düğümü çözmek olduğunu söyler. tedavinin esası, sözlü iletişime dayanır. hasta aklından geçen her şeyi sansürlemeden ifade etmeye teşvik edilir. belirtiler hastanın seansta dile getirdiği konularla açığa çıkar.
ruhsallığın evre ve boyutlarını inceleyen bir bilim dalıdır diyebiliriz psikanaliz için. ruhsal soru, sorun, arayış ve bozukluklar konusunda tedavi teknikleri geliştirir. bilindışının en derinlerinde yatan ruhsal sorunların kaynağını bulma ve onları tedavi etme görevi taşır. zor duyguların,ruhsal bozuklukların ve tıkanmışlıkların kişinin zihninde farklı şekillerde deneyimlenmesi ve böylece hastanın hayatında ciddi düzelmeler ve açılımlar yaşanmasını sağlar. çocuklukta kurulan cinsel fanteziler ve unutulmuş olaylar bilinçdışında yer bulur kendine. bunlar yetişkinlik döneminde ortaya çıkan nevrozların kökenidir. ve buda psikanalizin çıkış fikrinin temelini oluşturur.
hasta; anıları, düşleri ve aklına gelen her türlü imgesel çağrışımları kendini mümkün olduğunca rahat bir şekilde ifade etmeye teşvik edilir. psikanalist yalnızca kişinin 'kendi kendisini duymasına' yardımcı olmak için araya girer.
genel olarak psikanaliz, zihinsel ve sinirsel rahatsızları tedavi etmeyi amaçlayan bir terapi türü olduğu gibi; insan kişiliğinin nasıl geliştiği ve işlediğini de açıklar. toplum içindeki etkileşim ve bireyi esas alan kuramlar da ortaya koyar.
psikanaliz bilindışının keşfine yöneldiğinden uzun soluklu bir çalışmadır. bu uzun süreç, derinlerde yatan kişisel gerçeklikle yüzleşerek var olan acının azaltılmasını amaçlar. freud öncelikli hedefin iyileştirme yada belirtiyi ortadan kaldırmak değil, sorunun oluşturduğu düğümü çözmek olduğunu söyler. tedavinin esası, sözlü iletişime dayanır. hasta aklından geçen her şeyi sansürlemeden ifade etmeye teşvik edilir. belirtiler hastanın seansta dile getirdiği konularla açığa çıkar.
devamını gör...
8.
(bkz: psikanalitik metot)
devamını gör...
9.
biz, hastanın unutulmuş yıllarını yansıtan bir resmin peşindeyiz; öyle bir
resim ki hem güvenilir olacak hem de hiçbir önemli öğeyi dışarıda bırakmayacak .
sigmund freud
resim ki hem güvenilir olacak hem de hiçbir önemli öğeyi dışarıda bırakmayacak .
sigmund freud
devamını gör...
10.
freud'a göre psikanaliz sadece bir psikoterapi yönteminden çok daha fazlasıydı. o tarih, resim, sinema gibi her alanda ufuklar açabilecek bir buluştu. insanın düşünen bir varlıktan çok daha fazlası olduğu, kararlarımızın aslında bilinçli düşüncelerimizden ziyade bilinçdışımız ile yönlendirildiği gerçeği psikanalizin temelidir.
devamını gör...
11.
uygulamak istediğim psikolojik şeylerden biridir.
devamını gör...
12.
insanların davranışlarının nedenleri vardır, hiçbir davranış sebepsizce ortaya çıkmaz. yaşantı davranışların sebeplerini oluşturur. insanların bebeklik, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık çağlarında yaşadıkları olaylar davranışlarının şekillenmesini sağlar. bazı kuramcılar insanların doğduklarında zihinlerinin boş olduğunu ve zamanla dolduğunu iddia ederken bazı kuramcılar doğuştan gelen eğilimler olduğunu savunur. psikanalize göre insanın doğuştan getidiği iki eğilim vardır: cinsellik ve saldırganlık. bu eğilimler insanın toplumdaki yaşantısını zorlaştırdığından sürekli baskı altında tutulur ve bilinçaltı diye adlandırılan alana gönderilir. zamanla insanlarda baş gösteren birtakım hastalıkların bastırılan duygulardan kaynaklaklandığı düşünülür ve tedavi bilinçaltına inilerek yapılır. insanların bilinçaltına yapılan yolculuk neticesinde bazı hastalıklar tedavi edilirken bastırılmış bazı duygular da açığa çıkar. sigmund freud'un öncülüğünde başlayan bu akım zamanında ve hatta günümüzde dahi fazlaca eleştiriye maruz kalmış ve mantık dışı olduğu savunulmuştur.
devamını gör...
13.
çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
devamını gör...
14.
havalı sanılan psikolojik tanıları tesbih etmek için önemli bir müessesedir.
devamını gör...
15.
sigmund freud'un öncüsü ve kurucusu olduğu kuramlar ve yöntemlerin bilim dalıdır.
hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmayı amaç edinir.
psikanalizm teknikleri
psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir.
analizana (hastaya), rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. burada, düşler, umutlar, dilekler ve fanteziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur. genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar.
dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan duruşunu korur. analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.
birçok klinisyen psikanalizi ciddi psikolojik bozukluğu olan olgular, örneğin psikoz, intihara meyilli depresyon ya da ağır tedavi edilmemiş alkolizm için önermez. bu tip hastalar "analiz-edilemez" olarak nitelendirilir. tipik uygulamalar klinik depresyon ve kişilik bozukluklarını içerir.
hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmayı amaç edinir.
psikanalizm teknikleri
psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir.
analizana (hastaya), rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. burada, düşler, umutlar, dilekler ve fanteziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur. genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar.
dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan duruşunu korur. analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.
birçok klinisyen psikanalizi ciddi psikolojik bozukluğu olan olgular, örneğin psikoz, intihara meyilli depresyon ya da ağır tedavi edilmemiş alkolizm için önermez. bu tip hastalar "analiz-edilemez" olarak nitelendirilir. tipik uygulamalar klinik depresyon ve kişilik bozukluklarını içerir.
devamını gör...
16.
anawliz kasıcam hazır mısınız?
özellikle erkeklerin benim sorunlarım var ben karanlık bi tipim bir şey hissedemem beni düzeltemezsin tarzı travmalarını aşamamış bebelerin kendi taktıkları maske onları uçurumdan itince kendilerini öldürenin yine kendisi oldugunu göremiyorlar.
hep dış güşşler hep kılışdar hep o karanlık geçmiş sanki sedat peker oğlu hıyar.
herkes binbir türlü travma yaşıyor jokerim ben artık deyip gülerek merdivenden aşağı inmiyor yani
siz çok karanlıksınız ya güya travmatik bebeler
niçin hayata en çok pembe gözlüklerle bakıp salak salak hayal kuranlar yine siz oluyorsunuz?
madem hissetmiyorsun niçin eliniz s*k*nizde geziyorsunuz
hiçbir şeye yetişmeyen zamanı kalmayan bir avuç kekolar pembe rüyalar otelinde tavana bakıp saatler geçiriyor
kendi kafanızda yaşarken siz hayatı biz her gün travma yaşaya yaşaya işe eve hastaneye akrabaya gidip geliyoruz lan allah'ın her günü çile çekiliyor.
bu kadar sığ bu kadar at gözlüğüyle hayata dar perspektiften bakan herifleri sevenin kafasına s*kam arkadaşlar.
alın size psikoanawliz.
bad boii tripleri 2000lerin başında kaldı naşş desem biz zaten geçmişte kaldık aga der bunlar yüzsüz abi yok yani tükürsen yarabbi şükür diyecek pozisyonda.
kafa yok kafa.
allah aşkına oğlanları düzgün yetiştirin anneler heeeuuy aloo.
bu da buraya kamu spotu müfredatta işlenecek ders falan olsun.
sevgiler..
özellikle erkeklerin benim sorunlarım var ben karanlık bi tipim bir şey hissedemem beni düzeltemezsin tarzı travmalarını aşamamış bebelerin kendi taktıkları maske onları uçurumdan itince kendilerini öldürenin yine kendisi oldugunu göremiyorlar.
hep dış güşşler hep kılışdar hep o karanlık geçmiş sanki sedat peker oğlu hıyar.
herkes binbir türlü travma yaşıyor jokerim ben artık deyip gülerek merdivenden aşağı inmiyor yani
siz çok karanlıksınız ya güya travmatik bebeler
niçin hayata en çok pembe gözlüklerle bakıp salak salak hayal kuranlar yine siz oluyorsunuz?
madem hissetmiyorsun niçin eliniz s*k*nizde geziyorsunuz
hiçbir şeye yetişmeyen zamanı kalmayan bir avuç kekolar pembe rüyalar otelinde tavana bakıp saatler geçiriyor
kendi kafanızda yaşarken siz hayatı biz her gün travma yaşaya yaşaya işe eve hastaneye akrabaya gidip geliyoruz lan allah'ın her günü çile çekiliyor.
bu kadar sığ bu kadar at gözlüğüyle hayata dar perspektiften bakan herifleri sevenin kafasına s*kam arkadaşlar.
alın size psikoanawliz.
bad boii tripleri 2000lerin başında kaldı naşş desem biz zaten geçmişte kaldık aga der bunlar yüzsüz abi yok yani tükürsen yarabbi şükür diyecek pozisyonda.
kafa yok kafa.
allah aşkına oğlanları düzgün yetiştirin anneler heeeuuy aloo.
bu da buraya kamu spotu müfredatta işlenecek ders falan olsun.
sevgiler..
devamını gör...
17.
freud tarafından amacı "insanları normal olarak mutsuz olabilmeleri için nevrotik mutsuzluklarından kurtarmak" olarak açıklanmıştır. ya da başka bi tanımıyla insanları mutlu etmek değil mutsuzluklarıyla yaşamayı öğrenmelerini sağlamaktır.
devamını gör...
18.
hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmayı amaç edinen bilim dalı ve yöntem şekli.
kurucusu sigmund freud olarak bilinir.
kurucusu sigmund freud olarak bilinir.
devamını gör...
19.
zihindeki sivilceleri patlatma işidir
devamını gör...
20.
psikoloji'nin babası sigmund freud'un psikoloji'yi tamamen etkileyecek olan kuramı.
kurama göre insan doğası kötücüldür. insanın davranışı saldırganlık ve cinsellik üzerine kurulu içgüdüsel davranışlardır. insan bu saldırgan güdülerini id-ego-süperego üçgeninde yaşar.
id kısmı kişinin çocuksu kısmıdır, ihtiyaç ne ise onu doyurmak ister ve diğer kişiler umrunda olmaz.
buna karşın süperego kişinin ahlâkî boyutudur. davranış sonucu toplumun kişiye vereceği karşılık bu taraf için asıl önemli olandır.
ego ise denge ve akıl yönüdür. id ve süperegonun doyum sağlaması ve kişiyi nevrotik veya psikoz haline gelmekten koruma görevi üstlenir.
örneğin cinsel güdüleri yüksek olan ancak muhafazakar, bu tarz konuların tabulaştığı bir çevrede kişi bunu cinsellik içeren oyunlar filmler kitaplar veya yapacağı araştırmalar ile tatmin edebilir. bu zarar vermeden hem ego hem süperegoyu tatmin edecek bir davranış olur.
bundan çok daha kapsamlı olan kuramın kadınları aşağı, insanları kötücül, davranışları cinsel ve saldırgan içgüdülerden ibaret görmesi, ampirik geçerlik için fazla soyut ve genel tanımlamalar içermesi bazı önemli eksileridir. buna karşın birçok önemli ve hâlâ kullanılan kuramların çıkış noktası psikanalizdir. gelecek kuramlar ya psikanalize karşı gelmiş ya da psikanalizi geliştirmiş ve değiştirmiş olarak karşımıza çıkmıştır.
günümüzde kullanımı ve rağbeti azalsa da önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.
kurama göre insan doğası kötücüldür. insanın davranışı saldırganlık ve cinsellik üzerine kurulu içgüdüsel davranışlardır. insan bu saldırgan güdülerini id-ego-süperego üçgeninde yaşar.
id kısmı kişinin çocuksu kısmıdır, ihtiyaç ne ise onu doyurmak ister ve diğer kişiler umrunda olmaz.
buna karşın süperego kişinin ahlâkî boyutudur. davranış sonucu toplumun kişiye vereceği karşılık bu taraf için asıl önemli olandır.
ego ise denge ve akıl yönüdür. id ve süperegonun doyum sağlaması ve kişiyi nevrotik veya psikoz haline gelmekten koruma görevi üstlenir.
örneğin cinsel güdüleri yüksek olan ancak muhafazakar, bu tarz konuların tabulaştığı bir çevrede kişi bunu cinsellik içeren oyunlar filmler kitaplar veya yapacağı araştırmalar ile tatmin edebilir. bu zarar vermeden hem ego hem süperegoyu tatmin edecek bir davranış olur.
bundan çok daha kapsamlı olan kuramın kadınları aşağı, insanları kötücül, davranışları cinsel ve saldırgan içgüdülerden ibaret görmesi, ampirik geçerlik için fazla soyut ve genel tanımlamalar içermesi bazı önemli eksileridir. buna karşın birçok önemli ve hâlâ kullanılan kuramların çıkış noktası psikanalizdir. gelecek kuramlar ya psikanalize karşı gelmiş ya da psikanalizi geliştirmiş ve değiştirmiş olarak karşımıza çıkmıştır.
günümüzde kullanımı ve rağbeti azalsa da önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.
devamını gör...