orijinal adı: psychoanalysis and religion
yazar: erich fromm
yıl: 1950
yazar kitapta dinin psikanaliz üzerindeki etkisi hakkındaki düşüncelerini din karşıtı olan freud ve din savunucusu olan jung ile dile getirmeye çalışmıştır.
yazar: erich fromm
yıl: 1950
yazar kitapta dinin psikanaliz üzerindeki etkisi hakkındaki düşüncelerini din karşıtı olan freud ve din savunucusu olan jung ile dile getirmeye çalışmıştır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "noraliyanın koltugu" tarafından 29.08.2021 14:11 tarihinde açılmıştır.
1.
erich fromm'un az önce bitirdiğim kitabıdır.
kitap beş bölümden oluşur. ikinci bölümde freud ve jung üzerinden din ile psikanaliz arasındaki görüş ayrılıklarına yer verir. freud bu analizde din karşıtlığı savunmasındayken, jung ise dini benimsemiş olarak görülür.
sanırım en çarpıcı bölüm olan üçüncü bölümde ise insan inanışlarının aslında insanın nevrozu olduğunu kanıtladığı bölümdür. fromm bize babasını rol model alan, tüm hayatı boyunca onun gözüne girmeye çalışan birini örnek verir ve bu kişinin nevrozu onu soy tapıcılığına yönlendirmiş olacağını söyler.
kendini eksik ve yetersiz hisseden insan, kendinden daha yüce bir varlığa inanma ihtiyacı duyup tüm sorumluluklarından kurtarmaz mı kendisini? burada da tek tanrılı dine geçiş yapıyoruz. yazar burada kendisinden yüce bir olguya kendini bırakma belki de mazoşistçe bir hissiyat ile insan inanışının şekillendiğini söyler. ve tabii ki inanış tarzları sadece tek sebebe dayanmaz. tüm sebepler bizi farklı bir ruh halinde insana dönüştürür ya da sahip olduğumuz ruh hali bizi farklı inanışlara yönlendirir ya da inanma sebeplerimizi şekillendirir.
dördüncü ve beşinci bölümlerde psikanaliz teknikleri ve psikalanizin dinin karşısında olup olmadığı ile alakalı konulara değinilmiş. kitapla alakalı yazılacak derinlemesine çok şey var fakat spoiler olmadan yazmaya çalıştım ki okumak isteyenlerin şevki kırılmadan tüm ayrıntılara okurken sahip olsunlar.
konuya ilginiz varsa düşünmeden okuyun derim.
kitap beş bölümden oluşur. ikinci bölümde freud ve jung üzerinden din ile psikanaliz arasındaki görüş ayrılıklarına yer verir. freud bu analizde din karşıtlığı savunmasındayken, jung ise dini benimsemiş olarak görülür.
sanırım en çarpıcı bölüm olan üçüncü bölümde ise insan inanışlarının aslında insanın nevrozu olduğunu kanıtladığı bölümdür. fromm bize babasını rol model alan, tüm hayatı boyunca onun gözüne girmeye çalışan birini örnek verir ve bu kişinin nevrozu onu soy tapıcılığına yönlendirmiş olacağını söyler.
kendini eksik ve yetersiz hisseden insan, kendinden daha yüce bir varlığa inanma ihtiyacı duyup tüm sorumluluklarından kurtarmaz mı kendisini? burada da tek tanrılı dine geçiş yapıyoruz. yazar burada kendisinden yüce bir olguya kendini bırakma belki de mazoşistçe bir hissiyat ile insan inanışının şekillendiğini söyler. ve tabii ki inanış tarzları sadece tek sebebe dayanmaz. tüm sebepler bizi farklı bir ruh halinde insana dönüştürür ya da sahip olduğumuz ruh hali bizi farklı inanışlara yönlendirir ya da inanma sebeplerimizi şekillendirir.
dördüncü ve beşinci bölümlerde psikanaliz teknikleri ve psikalanizin dinin karşısında olup olmadığı ile alakalı konulara değinilmiş. kitapla alakalı yazılacak derinlemesine çok şey var fakat spoiler olmadan yazmaya çalıştım ki okumak isteyenlerin şevki kırılmadan tüm ayrıntılara okurken sahip olsunlar.
konuya ilginiz varsa düşünmeden okuyun derim.
devamını gör...