quentin tarantino filmlerindeki klişeler

her filmde olmasa da sık rastlanan klişelerdir:
1: oyuncular arasındaki felsefi yada yarı felsefik konuşmalar.
2: etnik kökene vurgu.
3: meksikalı, asyalı , italyan ve siyahi karakterler.
4: bol çığlık ve bol kan.
5: filmde kendisinin filmdeki bir sahnede görünmesi.
6: çıplak ayaklar, güçlü kadın karakterler.
7: birbirine zıt iki karakterin dayanışması
8: birbirine benzeyen karakterlerin birbirleriyle savaşması.

absürd ve gerçekliği aynı potada harmanlar.
sinematografiye çok önem verir.
bagaj içi, koltuk altı gibi kamera açıları kullanır.
mizah ve şiddeti iç içe geçirir.
genelde eski dönem müzikleri kullanır.
adalete değil, intikama inanır.
kendi içinde ikilem yaşayan karakterler türetir.
aynı oyuncularla çalışmayı sever.
(bkz: michael madsen)
(bkz: christoph waltz)
(bkz: samuel l. jackson)

her filminde absürd* bir vukuat, diyalog veya sahne mutlaka vardır.
hem gülersiniz hem de düşünürsünüz, bazen de ""ohaaa"" dersiniz.

siyahi ırkçılığı ile ilgili mutlaka bir eleştirisi olur. önceki filmlerinde ufak ufak filmin içinde işlediği mevzuyu django unchanied ve hatefull eight ile iyice merkeze alınca spike lee, tarantino'nun her filmde bu konuyu işlemesi üzerine;
bu adam daha ne istiyor, fahri zenci ilan edilmeyi mi falan mı?

demiştir.

aktörün diğer aktöre yukardan konuşması

- mutlaka samuel l. jackson'ın oynadığı ve onun ''hey ahbap! ya şimdi nalları dikeriz ya da chicago boğaları gibi ortalığı mahvederiz!'' tarzı konuşan, über zeka, fırlama ve gangster karakterler.

- bir tane kalantor, akıllı, karda yürüyüp izini belli etmeyen karakter. (rezervuar köpeklerinde harvey keitel'in oynadığı gibi)

- süper dövüşen ve oldukça kurnaz olan kadınlar. ve tabii ki kadın ayaklarına yakın çekimler.

- 1950 ve 60'lı yılların hit müzikleri. en kanlı, en dramatik ve en ciddi sahnelerde bile kesin çalarlar.

- pastel renkler. sarı bir pantolon, kırmızı bir üst, siyah-beyaz takım gibi. veya çekimin yapıldığı mekan cart mavi falan olur.

- filmin büyük kısmında dönen anlamsız ve saçma geyikler. mesela soygun yapacak çete mensupları oturup corn flakes'in faydalarını falan konuşurlar. geyik uzar da uzar. derken başka bir gruba kamera çevrilir ve onlar da cadillac arabaların çok benzin yaktığından falan bahsederler.

- hep bir ışıl ışıl amerika gösterimi vardır. herkes aşmıştır, herkes süper zekadır, herkes en seksidir, herkes profesyonel dans eder, herkes para çalar, herkes entrika çevirir. kusurlu bir şey görmek mümkün değildir. tarantino filmleri aslında egoların çarpışmasıdır bir anlamda.

- herkes rahattır. kimse polisten korkmaz. herkes aylak ve umursamaz ve keyif düşkünüdür.

- araç sahnelerinde mutlaka klasik arabalar kullanılır. ayrıca parasal bakımdan kimsenin hayat gailesi falan yoktur.

- filmler ya ortasından başlar ya önce sonu gösterilir. film ilerledikçe olayların nasıl geliştiği anlatılır. yani olaylar doğrusal bir anlatımla verilmez.

- kan banyoları. şakır şakır kan akar.

- aşk hikayeleri tatsız ve sonuçsuzdur.