radyo dinleyen fosil

kaldı mı cidden. spotify youtube varken ne diye radyo dinliyeyim anca 50 yaş üstü dinler belki.

trt türkü,
trt 3,
power fm deep/lounge

50'ye 3 kala doğu - batı sentezi!

e yok artık. gerçi tv izleyen falan da varmış hala insan hayret ediyor tabi.

radyo bir kültürdür. fosillikle ne alakası var?..

t: bir hakaret başlığı. sanırım onca zaman sonra aranan kan bulundu.*

kaooss.

trt 3, kafa falan dinliyordum askerdeyken. bir de arabada denk gelirse o kadar. özellikle dinleyen var mı sanmam.

çok cahilce açılmış bir başlık radyo her yaşa hitap eder yeterki seni radyo başına çekecek bir radyocu olsun.alem fm dinle .serdar gökalp. komediden korku hikayelerine kadar ..

hellooo, bu benim. ama fosil değil kehribar diyelim.

çocukken başlayan radyo dinleme aşkım hâlâ devam ediyor. varsın fosil desinler umrumda değil. ben keyfime bakarım.

bir fosil radyo dinleyemez zira fosilin duyu organlari da fosil olmasi dolayisiyla islevini yitirmistir.

basligi acan yazarin muhtemelen anlatmak istedigi sey, "radyo eskide kalan bir medya oldugu icin kullananlarda yasli olmaliki yaptiklari cagdisi eylem kabul edilebilir olsun" gibi bir serzenis olabilir

bu yazarin agzina dogru 30 yillik iki hoporlorlu kasetli 8pille calisan radyoyla vurucaksin boyle zrannkk!! diye, ki akli basina gelsin bebenin

radyo tiyatrosunu dinlememiş, keyfini tatmamış kişilerin açtığı bir başlık olmuş. 18 yaşımda fosil oldum.

aaaa fosil mi? cık cık cık.... radyodan dinlemek hoşuma gidiyor. bazen günümüz bazen eskiler çalıyor güzel oluyor. mesela şu an otdü fm dinliyorum the rasmus / in the shadows çalıyor. bunun güzelliğini dinlemeyen bilemez yahuuu

t/ fosil olduğumu öğrendiğim başlık.
efendime söyleyeyim, radyo hayattır, su kadar elzemdir benim için, radyodan tanıdığım çok yazar şair ve radyocu oldu, nihat sırdar
zeki kayahan coşkun
güçlü mete
nermin yıldırım gibi radyocu ve güzel insanları hep bu kutu sayesinde tanıdım, evet fosilim, 2000'den önce doğdum. ^^

şu sıralar dinlemiyorum ama bazen esiyor açıyorum ve dinliyorum. milletin dediğine göre yaşasak ya allahsız ya kafasız olurduk.

benim. radyo candır. radyo güzeldir. dinleyiniz

radyo kültürdür. gerizekalı instagram fahişeleri anlamaz.

evet sıradaki gen - z dediğim başlık.

belki de alfa kuşağı da size televizyon izleyen fosil diyecek. sonrasında da internetten üst bir şey çıktığında sonraki kuşak alfa kuşağına internet kullanan fosil diyecek. gelecekten haberler.

fosil olduğumu öğrendiğim başlık.

aralarında olduğum fosildir. hatta bir uygulama(windows) ile tv'leri bile radyo formatında takip ediyorum. yetmedi; başka uygulamalarım da var! tüm dünya radyolarını dinliyorum (windows+android+ios). özellikle anadili ingilizce olan kanalları.

elbette bitmedi! podcast'ler ne güne duruyor!?

istanbul 7'inci koşu mesela; şu an sesli takip ediyorum. koşu başlayınca bir tık; anında görüntü geliyor!

buna modern yaşam diyorum! ne o öyle youtube, spotify falan!!!

edit : metaforik bir durum elbette.*

sonra niye gelişemiyoruz işte radyo ne be kardeşim yok telgrafla haberleşin bi de

henüz normal sözlük radyosunu dinlememiş olabilir muhtemelen.

tabii şaka bir yana, gayet de keyifli bir eylemdir radyo dinlemek, yeni jenerasyona anlatmak gerekirse, televizyonun resimsizi. belki de "resimsiz" olması nedeniyle çok ilgi görmüyor olabilir ama bence olay da bu aslında. yayın yapan kişinin ne durumda, hangi kıyafetle, hangi durum içinde, yahut en basitinden hangi oturuş şeklinde(bilemiyorum belki de uzanarak) yayın yaptığını göremeden yalnızca sesini duyarak, yayın yapan kişiye dikkat kesilmek bana göre muazzam olay.

bunu şeye benzetebilirsiniz, kitap okumaya. ki "radyo dinleyen fosil" kavramından sonra, kitap okumaya da belki fosilimsi, fosilimtırak bir yaklaşım yapılabilir bu bakış açısıyla ama yine de benzetim yapmaya devam edeceğim.

kitap okurken, dünyanın herhangi bir yerinden, o kitabı sizden bağımsız biri ya da birileriyle o an aynı yerlerini okuyor olabilirsiniz. ya da bunun dışında bakmak gerekirse, okuduğunuz yerleri zihninizde canlandırırken bir yandan hayal gücünüzü de çalıştırmış ve onun gelişmesine de katkıda bulunmuş olursunuz. çünkü televizyonda yahut internette bir dizi izlediğinizde her şey gözünüzün önündedir, ne var yoksa görürsünüz.

bazen görmek istemeyeceğiniz şeyler de görürsünüz.(toplumsal mesaj)

bu örneği de şimdi gözünüzde canlandırdınız diye düşünüyorum. en başa gelelim şimdi. radyoyu da bu anlamda düşünürsek, o an bizimle birlikte birden çok onlarca, belki yüzlerce insanla aynı anda o programı dinleyebiliyoruz. bazen hiç tanımadığımız insanların mesajlarını duyuyoruz radyo yayıncısının sesinden. ve tabii bunların yanında bir de radyo yayıncısının sesinden kendisini gözünüzde canlandırmaya çalışıyorsunuz, nasıl biri olabileceğini vs gibi.

eğer bu mükemmel durumdan keyif almak, haz duymak fosil olmaksa yine de bilemiyorum artık, zevkler ve renkler.