yönetmen koltuğunda roman polanski'nin yer aldığı 1965 yapımlı korku/gerilim filmidir. film, ablasıyla beraber yaşamakta olan carol'ın evde tek başına kalmasıyla başlar. ablası, erkek arkadaşıyla bir tatile çıkar. carol ise evde yalnız kalmanın korkusuyla şizofrenik bir kimliğe bürünür.
yönetmen: roman polanski
oyuncular:
catherine deneuve
yvonne furneaux
ıan hendry
john fraser
gene gutowski
ımogen graham
patrick wymark
oyuncular:
catherine deneuve
yvonne furneaux
ıan hendry
john fraser
gene gutowski
ımogen graham
patrick wymark
berlinale'de jüri özel ödülü
fıprescı ödülü
fıprescı ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "revolutionary girl utena" tarafından 28.01.2022 14:01 tarihinde açılmıştır.
1.
bu kadar ağır ilerleyip gümbür gümbür vuran film bulmak zor. carol ile birlikte hop oturup hop kalkıyorsunuz. kanımca @revolutionary girl utena'nın söylediğinde abartı yok. resmen insanın nevrini döndürüyor. ablanın gidişiyle birlikte carol ile baş başa kalınca hay bin kunduz! demeye başlıyorsunuz. onun içini siz doldurun zira bayağı bir sin kaflı sövgüler dönemi başlıyor izleyici için. özellikle evden gelen seslerin kullanımı acayip güzel. canlı bir organizma gibi. olmadık anda sizi yakalayıp vurduğu için bir müddet sonra tedbiri elden bırakmıyorsunuz * adam resmen psikolojimizin üzerine oynamış. ters köşede yakalanmayayım diye sürekli tetikte kalıyorsunuz. metaforlar anlamında da bu böyle. yani filmi izlerken sizi her manada zinde ve dinamik tutmayı başarıyor deli manyak polanski * kutsal üçlemenin en güzel filmidir. o pişemeyen tavşana da lanet olsun! bu kadar söylüyorum. allahsız adam!
şu fotoğraf mevzusu da en sonda muazzam bağlıyor. yani saygı duyulası. beynimizi ruhumuzu hiç ettikten sonra en azından mesajı bayağı zarif bir şekilde veriyor. * catherine deneuve içinse söylenecek söz yok. gözler ruhun aynasıdır der geçerim * izlemediyseniz muhakkak izleyin ama yine şerhimi koyar sorumluluk kabul etmem bu da böyle biline! eski filmler konusunda bunu yapmakta fayda var. sonra kabuğumuzu topa tutarsınız falan. gelemem ben öyle şeylere. *
şu fotoğraf mevzusu da en sonda muazzam bağlıyor. yani saygı duyulası. beynimizi ruhumuzu hiç ettikten sonra en azından mesajı bayağı zarif bir şekilde veriyor. * catherine deneuve içinse söylenecek söz yok. gözler ruhun aynasıdır der geçerim * izlemediyseniz muhakkak izleyin ama yine şerhimi koyar sorumluluk kabul etmem bu da böyle biline! eski filmler konusunda bunu yapmakta fayda var. sonra kabuğumuzu topa tutarsınız falan. gelemem ben öyle şeylere. *
devamını gör...
2.
tipik, akıl hastalığı konulu bir gerilim filmi. aslında zor bir konu seçmiş polanski. kadro kötü yönetilmiş. oyunculuklar iyi fakat konu için oldukça yetersiz. günümüz teknolojilerinden tamamen mahrum bir çalışma.
belki meslekten yani tıp alanından kişilerin ve biraz da entelektüellerin anlayışla karşılayabileceği tipik bir başarısızlık örneği. sıradan seyirci içi oldukça anlamsız ve sıkıcı bir film. he koşulda etkileyen korku ve gerilim sahneleri dışında filmin asıl olayını insanların özümsemesi imkansız neredeyse. böyle işleri kotarmak zordur. çok iyi bir kitap ya da senaryoyu stanley kurbick gibi bir 'çakal' değerlendirirse, 'işte bu şey herkesin anlayacağı türden bir gösterim herkesin aklını kurcalayacak türden bir çalışma', denebilir.
bilineni ve düşünüleni öteki insanlara yansıtmak, oldukça yetenek gerektiren, oldukça emek, deneyim ve cesaret gerektiren bir iş.
kısaca film oldukça etkileyici şeyleri bize çağrıştırıyor. ancak sadece bu kadarını başarabiliyor. gerisi dekor.
belki meslekten yani tıp alanından kişilerin ve biraz da entelektüellerin anlayışla karşılayabileceği tipik bir başarısızlık örneği. sıradan seyirci içi oldukça anlamsız ve sıkıcı bir film. he koşulda etkileyen korku ve gerilim sahneleri dışında filmin asıl olayını insanların özümsemesi imkansız neredeyse. böyle işleri kotarmak zordur. çok iyi bir kitap ya da senaryoyu stanley kurbick gibi bir 'çakal' değerlendirirse, 'işte bu şey herkesin anlayacağı türden bir gösterim herkesin aklını kurcalayacak türden bir çalışma', denebilir.
bilineni ve düşünüleni öteki insanlara yansıtmak, oldukça yetenek gerektiren, oldukça emek, deneyim ve cesaret gerektiren bir iş.
kısaca film oldukça etkileyici şeyleri bize çağrıştırıyor. ancak sadece bu kadarını başarabiliyor. gerisi dekor.
devamını gör...