sayaç okuma bedeli
çalışanın maaş alma sebebi zaten sayaç okuma bedelini almaktaki amaç ne?
devamını gör...
el cevap: çalıştığım kurumda (meski) sayaç okuma yüzünden bir sürü tantana çıktı. burası bir ilçe, dağ başı, köy, mezra falan. 657 ile götünü sağlama almış okumacı memurlar, işlerini düzgün yapmıyorlar, her biri altına araba istiyor, paşam araba ile gidecekmiş sayaç okumaya. sayaç okuma demek para demek...peki kurum ne yaptı? sadece sayaç okuma işini ihaleye çıkardı, özel bir şirkete verdi. şirket sırf sayaç okuyor, 5 tane ford coruier aldı, cayır cayır okuyorlar şimdi...o bedel o bedel....
devamını gör...
(bkz: nafaka)

yoksulluk nafakasindan bahsediyorum. yanlış anlaşılma olmasın.
devamını gör...
hayal kurmak için toplulukça belirlenen yaşların mevcut olmasıdır.
çok söylerlerdi, çok duyardım. henüz ortaokuldaydık ve derlerdi ki 'ne olmak istiyorsan, hedefin ne ise, onu kendine sürekli hatırlat. bir kağıda yaz ve odanın kapısının arkasına as. hatta bunu istediğin lise gibi de düşünme, üniversiteyi düşün, mesleği düşün ve her ne olmak istiyorsan belirle.' kısacası derlerdi ki işte 'kendine bir hedef belirle'.
gerçekten de yapanlar vardı. gerçekten de o kağıtta yazılı şeyleri adım adım gerçekleştirenler vardı.
iradesiz bir çocuk değildim ben. ders çalışmakmış, okulmuş bunları da severdim. önce sorumluluk sonra oyun diyebilirdim. ancak bu hedef işini bir türlü anlayamazdım.
volkan öge'ydi sanırım bir podcastte diyordu ki liseye geçişte gireceğim sınavda ben ne sınavına gittiğimin bilincinde değildim. sınav çıkışı top oynama derdindeydim. ben de aynı hesapta düşünüyordum işte. tamam bunları yapmam gerekli ve bu işleri, güçleri, ödevleri yapayım. dersleri de dinleyeyim. o da olsun bu da olsun. ama bu hedef meselesi beni o kadar içine almıştı ki bunu düşünerek uzaklaştım çoğu şeyden. biraz hayalperestlikle de ilgisi olabilir bunun. çünkü gördüğüm hedefler başta beni heyecanlandırsa da sonrasında o kadar mükemmel görünmekteydi ki gözüme ben de mükemmel olmalıydım. mükemmel olmadığım her an da bu hayallerimdeki ihtimaller koca bir imkansızlığa doğru yol almaktaydı.
bir de hedeflerin sürekli değişmesi sorunu vardı. çünkü tek bir fikir olmuyordu aklımda hiç. insanlar vali kaymakam falan olmak istiyordu, benim aklıma gelmemişti yönetim işi. belki o da bir müsamerede gördü protokol meselesini ve forsuna hayran kaldı. ben protokolün rahat koltukta oturmasına ve önlerinde daima su bulunmasına; ayrıca güzel şeyleri en son gelip en önden izleyebilmelerine imrenirdim ama onlara öfkelenirdim. olmak istediğim onlar gibi bir karşılanmadan ziyade ilk kim geldiyse o otursun kırmızı ve rahat olan o koltuklara diye düşünürdüm.
eczacı olmak isterdim küçükken çünkü ilaç kutularını kesmek ve kasada para saymak çok eğlenceli görünmekteydi bana. hatta aynı mantıkla kasiyer ve eskiden otobüs içerisinde bilet kesen birisi olurdu, işte ondan olmak isterdim. sonra bir gün arkadaşımın bisikletinin zinciri atardı. ellerim yağ olacak diye düşünmeden onu halleder ve bisiklet tamircisi olmak isterdim. bir gün yumurtayı kabuk düşürmeden kırar, mikserle keki çırparken girdabın içerisine doğru yolculuk yaptığımı hisseder ve mutfakla ilgili bir meslek edinmek isterdim. sonra ben küçükken şebnem ferah beni çok etkilemişti . gitar çalmak istedim ama bunu benim yaşımda mümkün görmedim. uzun yastıklar vardı, onlar gitardı. günün birinde ufak bir klavye aldı ananem bana ve artık müzisyen olmak istiyordum. hatta en çok da bunu istiyordum ancak bilirsiniz işte, sen şunları bunları yap da müziği hobi olarak yine yap. manasız bir köreliş yolculuğudur bu da; bu da ayrı teranedir. her neyse.
böyle böyle her gün meslek fikri değiştirerek ilerledi zihnim.
orta son sınıf olunca aklı fikri yerinde bir türkçe hocamız vardı. dedi ki 'çocuklar, herkes fen lisesi istiyor. aileniz de bunu söylüyor. siz bilirsiniz yine ama fen dersleri çok yoğun orda. zaten lisede yine bölüm seçeceksiniz. bence bunu düşünerek tercih yapın.' tabi bu kadar naif konuşmuyor, lan ve ulanlar havada uçuşuyordu. komik bir üst akıldı. kendi meslek hayatını finalleyecek kadar da fevriydi.
liseye geçtim, yine yoktu net bir fikrim. yanılmıyorsam matematik defterimin üzerine gün dün yazmışım. bugün şunu olmak istiyorum bugün bunu olmak istiyorum diye. bir de on ikinci sınıfta yapmışım bunu.
şu an düşünüyorum mesela bakın, bilinç ne kadar önemli. ama ne bileyim 13-14 yaşlarında bir çocuğun bu bilinçle lise seçmesi anca vali kaymakam idealistleri için mümkün gibi. herkeste işlemiyor işte demek istediğim. bu ideailst yaş ve sınıf denkliği, bu toplum düzeninde hayal için yaşlara bölünme hadisesi gerçekten duvardaki bir tuğla olmaktan geçiyor. benim gözüme anca öyle mümkün görünüyor. bilmiyorum, kendimde bir hata görmüyorum. bu karasızlığım bir hata değil, çok karambole yaşamamız bekleniyor hayatı. ben ise karambole hayattan yorulan biri olarak gelmişim dünyaya, aklım böyle işliyor benim. ancak bu toz bulutunda işleyen bir şey de göremiyorum artık. gerekli mi onu da bilmiyorum. gerekli sanırım çünkü yaşama dair bir motivasyon kaynağı bulamıyorum.
aklımı, fikrimi, hevesimi, isteğimi; kırparak, şekillendirerek, kursaklarda mola verdirerek ve söndürerek hevessiz bir insana dönüştürdü beni bu mentalite. anlık heves ve acabalar için yaşar hale geldim. kendime ve belki olan yarınıma ayıp olmasın diye yaşar hale geldim. buraya gelip günde seksen beş saatimi boş geçirmekle bir kenara çekilip tezimi yazmak arasında fark göremez hale geldim.
hevesliydim. klişelere gireceğim biraz anacak beni siz delirttiniz ve sekiz dokuz seneyi de aşkın bir süredir kendimi iyi hissetmiyorum.
devamını gör...
yaşamak. ölmek de var tabii ama o başka başlığın konusu.
devamını gör...
söylerdim ama söylemek bile hayli saçma.
devamını gör...
huzur islam'da
devamını gör...
insanların genel tavırları
devamını gör...
mutluluk çok yakın.
devamını gör...
biri az önce kendi fotoğrafını paylaşıp açıklama metnine de "cahil ile sohbet etme" yazmış. sanki cahil teşhisinde bulunmamız için foto atar gibi olmuş. hani verdiği pozda, sergilediği duruşta da cehalete karşı savaş açmış biri imajı vermiyor neticede. bu imaj da nasıl verilebilirse? orası ayrı muamma.

- cahil ile sohbet etme! (foto)
- tamam.
devamını gör...
inekler merdivenden çıkabilir ama inemezler.

yavru bir kuşu elinize aldığınızda anneleri kokunuz sindiği için yavruyu yuvadan atmaz. çünkü kuşların koku duyusu yoktur.

pırasa pişirirken suyuna portakal suyu eklerseniz pırasaya seviye atlatırsınız.
devamını gör...
ey edip adanada pide ye cümlesini tersten okuduğunuzda da aynı cümle çıkar.
devamını gör...
yurtta ki internettin illallah ettirmesi
devamını gör...
sürekli iç geçiriyorum. üzgün de değilim. acaba nefes almayı mı unutuyorum?
nefes egzersizlerine başlasam iyi olur. kaç gündür gitmedi bu durum benden. sıkıcı bir hal almaya başladı.
devamını gör...
telefonumu kalemliğe yaslayıp dizi izlerken dondu ve 30-40 saniye sonra telefonumu aradım, ellerimle koltuk etrafını yoklarken "telefonum yine yok ya, bugün kaçıncı kayboluşu bıktımmm." diye cansız ve acılı isyan ederken önümde görmemle "aa bu sefer bir yere gitmemiş, ben öyle sanmışım." dedim canlı, enerjik ve güleç bir sesle.
ondan önce leptan izliyordum, elektrik gidince telefona geçsem de hâlâ leptapta olduğumu zannettim sanırım. -_-
devamını gör...
beni sevmeyen birini sevmek. ne kadar saçma değil mi?
devamını gör...
sabretmek.
devamını gör...
son dönemde her şeyin fiyatının artmasına rağmen hem gramajının hem de kalitesinin düşmesi çok saçma.
devamını gör...
türkiye'de 2024 ssk - bağkur emekli maaşı 10.000 tl oldu
devamını gör...
türkiye'de 21 yıldır bizi aynı adam yönetiyor, yetmedi üstüne yine seçip; 21'e + 5 eklediler. kendisi ölene kadar başta kalabilen son osmanlı padişahı olacak. :)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"saçma olan bir şey söyle" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim