sağlıklı beslenmeye yönelme

vücudunuzun arıza vermeye başladıktan sonra ufaktan başladığınız bir yönelim. sizi aşırı yağlı ve sağlıksız besinlerden kurtaran bir durum.

hamur işi,kızartma,et bunlara tapan biriydim. alerjik semptomlar ve yağlanmalar olmaya başlayınca bırakmak durumunda kaldım. haşlanmış ve sebze yemek önerilerine açığım.

ben her ayın belirli bir günü bu işi yapıyorum. hadi diyorum kendime, ekmek yok, şekeri azalt, bol su iç. sonra sabah bir uyanıyorum vazgeçivermişim tüm kararlarımdan. bir gün vazgeçmeden uyanıcam ama başarıcam bunu.

olması gerekendir. vücudu sinyal vermeden yapabilenlerin iradesi ve zekası takdire şayandır. şunu da söylemek istiyorum maalesef ki bu eylem çok zor. örnek verecek olursam dışarda sağlıklı olan birçok şey hem pahalı hem de doyuruculuğu az. düşününce 20 liraya hamburger menüsü yiyoruz ama 17 liraya bir tabak salata. ahh, sorgulanması gereken çok şey var, içim daraldı sözlük..

sağlıklı beslenmeye başlayıp bunu alışkanlık haline getirdiğiniz zaman, sağlıksız yiyeceklerin artık size eskisi kadar çekici gelmediğini fark edeceksiniz. çünkü sağlıklı olma, hafif hissetme isteği daha baskın gelecek.

geleceğiniz için, çoluk çocuğunuz için gerekli yaşam diyeti.

mesela akşam içi 1 buçuk iri kıyım yarım ekmek kokoreç yedikten sonra 20 tane kadar da midye yemeyi düşünüyorum. ama yarım ekmeğin üstünü yemiyorum, yani aslında çeyrek ekmek yemiş oluyorum, bu da bir adımdır.

yıllardır yapıp hayat düzeni haline dönüştürdüğüm durumdur.

hele işin tüm detaylarına girsem yemediğim küfürde kalmaz muhtemelen. ama ufak bir not. sağlıklı kısmı için beslenmek fazlasıyla önemli ama orada bitse o iş keşke.

ben sadece yönelebiliyorum. mesela sanki dün akşam yemeğinde pizza ve yüz elli yıldır aynı yağ kullanılarak hazırlanan kızarmış tavuk yememişim gibi bugün somonlu avokadolu kinoalı salata yiyip matcha içtim. sonra da gittim redbull aldım.
gördüğünüz gibi aralarda bir yerde bir yönelme var yani yok değil.

bir yöneldim pir yöneldim. karnım acıktı ve bu saatte elma yiyorum. yaa, siz böyle sağlıklı beslenebiliyor musunuz? hiç! bazı uzmanlar gece geç saatte meyve de yemeyin diyor. of, çok biliyor onlar. ne yapayım, ben acıkınca urfa dürüm, tavuk pilav ya da bir paket cips yerdim. şimdi bir tanecik elma yemişim. bundan sağlıklısı mezarda.

sıkar. yapmayin. evet.

yeme bozukluklarını tetikleyebilecek bir kavramdır. çünkü insan buna sığınarak kendini aç bırakabilir. tüm karbonhidrat grubunu öcü ilan edebilir, meyveleri bile yemekten imtina edecek duruma gelebilir.
(bkz: #3388691)

bu geç saatte meyve yeme, akşam 7 den sonra bir şey yemeciler de yeme bozukluklarını tetikliyor. ben kısaca burada tüm bilgilerimi paylaşmak isterim. sirkadyen ritimle çalışan canlılarız, yani metabolizmamız gün ışığı ile paralel şekilde çalışmaya başlıyor. beden geceleri kendini yeniler, ufak tefek metabolik temizliklerini filan yapar amiyane tabirle. sizi yeniler. tutup hava karardıktan sonra bir şeyler yerseniz bu yenileme/temizlik işlemini aksatmış olursunuz çünkü bünyeniz sindirim sisteminize ağırlık verir. bu yüzdendir. kilo almak da tamamen kalori açığıyla alakalıdır. bu matematiği bozmazsanız kilo almazsınız. bu kadar basit aslında.

evet sağlıklı beslenmek de güzel bir şeydir. aslında oradaki "sağlıklı" ibaresi benim fikrimce gereksiz oluyor. çünkü cips vs. gibi aşırı işlenmiş paketli ürünler yediğimizde beslenmiş olmuyoruz aslında. vücut hiçbir gerekli besini alamıyor aşırı yağ ve karbonhidrat dışında mesela.

hepimize bu sağlıklı beslenme yolculuğunda başarılar diliyorum ayrıca. yarın ben de düzenli ve güzel beslenmeme geri dönmeyi umut ediyorum. malum artık yaşlanıyoruz... her şeyi kararında yiyeceğiz, doyunca bırakacağız, vücudumuzun bize hali hazırda gönderdiği doğal sinyallerini duymaya çalışacağız. yapmamız gereken aslında sadece bu...

ara sıra esiyor evet. ama ara sıra.. ve esip geçiyor bereket ki.. belki şanslıyım, belki sanılanların hepsi doğru değil.. bilmiyorum.. ama mahkum olmak istemezdim kendi adıma..

benim için ekstra yeşillik yemek oluyor. maydonoz, roka vs.
birkaç gün sonra ondan da sıkılıp yine sağlıksız beslenme biçimime geri dönüyorum.
alkol ve yoğurt ikilisine tabii ki.*
bira, cin ya da rakıyla su ihtiyacımı, yoğurtla protein ihtiyacımı, turşu ile de mineral ihtiyacımı karşılıyorum bana yetiyor.

uzmanları dinlememeniz gerektiğini düşünüyorum. her önüne gelen televizyona çıkıp, youtube kanalı/ instagram hesabı açıp, hesapta "beslenme eğitimi" veriyor.

verilen çoğu bilginin temeli ezber ya da birbirlerinden kopyalama, bana kalırsa, gerçekten bildikleri- araştırarak deneyim elde ettikleri hiç bir şey yok. doktorlar dahi, tıp kitaplarından ya da akademik araştırmalardan/ makalelerden / eğitimlerinden ezberledikleri bilgileri, insanlara geri pazarlıyorlar. kitaplarda var olan bilgilerin kaçta kaçı doğru? ya da kaçta kaçı tüm insanlık için geçerli? herkesin bedeni aynı ve eşit zamanlı bir fonksiyonda mı çalışıyor?

karnabahar birine gaz yapıyorsa, bu herkese mi yapıyor demek?
elma birini acıktırıyorsa, herkesi mi acıktırıyor anlamına gelir? fakat çoğu bilgi (özellikle tıpta) genelleme üstüne kuruludur. istisnalar göz önüne alınmaz ama kaçırılan detay şu; herkes, kendi adına istisnadır. mesela ben elma yediğimde, acıkmam. elma beni hiç acıktırmaz ama hani acıktırıyordu? görüldüğü üzere, metabolizma eşsiz ve kişiseldir. kimseye kulak asmayın.


şu an bile, beslenme ve diyetetik okuyan bir sürü öğrenci geçiyor elimden, hiç biri adam akıllı bir şey bilmiyor. bunlar mezun olduktan sonra ise, besin danışmanlığı yapıyorlar. sizin vücudunuzu ve yapınızı, sizden başka kimse iyi bilemez. herkesin metabolizması farklı. dolayısıyla, başkasına kilo aldıran, size aldırmayabilir. başkasını acıktıran, sizi tok tutabilir. kendi deneyimlerinizi baz alarak beslenin, başkalarınınkini değil.

bir insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biridir.

inanmayabilirsiniz ama sağlıklı beslenme ruh halinizi bile olumlu etkiler, uygulaması da hiç zor değil aslında sadece ne yememeniz gerektiğini bilmek yeterli. hazır ve işlenmiş yiyeceklerden uzak durup günde en az 2.5 litre su tüketmek bile yeterli.

yönelim değil, tercih!!!!!!

her hafta pazartesi günü yöneldiğim eylem.

lütfen arada sağlıksız beslenin.
spor salonlarındaki o ağır koku sadece ter kokusu değildir.
sağlıklı beslenen insan kokusudur o.
haşlanmış brokoli kokar, pırasa ve kereviz kokar o.*
bu sebeple, fırından yeni çıkmış sıcacık kaşarlı poğaça kokanla o bir olur mu?
olmaz.

denendiği zaman aşırı enerjik hissettiren bir şey ama devamlılığı zor. sağlıklı beslenme diye kendine daha kötü davrananlar da ayrı tabi

hayatı o kadar sevdiğimi düşünmüyorum.

bir sporcu olarak omrumuzu adadigim sey hakkinda verilen tavsiyelere bakarken aglamak istiyorum.
yogurtla protein ihtiyacini karsilayan mi istersin, onda kilo aldiran bende aldirmiyorlar mi istersin.... gece yemek yemeyinciler mi istersin..... offfff....
arkadas, herseyi bilmek, her konuda fikir sahibi olmak gibi bir zorunlulugunuz yok yani.