1.
yıl 2006, 2007 falan.
abimin bir mp3 oynatıcısı var. şu modelden:
o dinlemezken veya o ortamda yokken sürekli alıp dinliyorum. henüz kendi sevdiğim şarkıları ekleme otonomisine sahip değilim, o yüzden abim ne yüklediyse onlarla muhatabım. toplamda 100 şarkı falan var ama o kadar sık dinliyorum ki neredeyse shuffle modunda bile bir şarkının ardından ne geldiğini tahmin edebilecek bir laplace şeytanı evresine yaklaşmışım.
abimin türkçe rap zamanları. ceza, sagopa, dr. fuchs, fuat, ayben, kolera ne varsa atmış. nasipleniyorum haliyle. özellikle sagopa şarkıları çoğunlukta. albüm albüm ayrım olmadığı için ne gelirse dinliyorum. eminem'in kendine "özel muamele" gösterebilmek için omurgasını aldırdığı dedikodusu ile sagopa'nın öss'de sözelde derece yaptığı dedikodusunun kıyasıya mücadele ettiği yıllar.
umrumda değil, ben sadece dinliyorum.
bir gün abim bisikletle gezintiden geliyor. yolda mp3'ü düşürmüş. cihaz hala çalışıyor ama ekranında yazılar yok. her tıklamayla rengi değişen o güzelim ekran artık bomboş. renkler hala değişiyor, tuşlar çalışıyor ve şarkılar çalıyor ama ne yazdığı, o an hangi şarkıda olduğu belli değil. abimle cüneyt arkın gibi artık sadece kulağımızla işimizi halledebildiğimiz bir bağırmayacaktın anton evresine geçiyoruz. menüleri atlıyor, şarkıları eliyor hatta hızlı hızlı aradığımız şarkıyı bulabilecek seviyeye geliyoruz.
bu dönemde sagopa kajmer'in kötü insanları tanıma senesi'ne kadar olan tüm albümlerindeki neredeyse tüm şarkıları ilk 1-1.5 saniyesinden tanıma becerisini kazanıyorum. şarkı başlar başlamaz ne çaldığını anlayıp geçiyorum veya dinlemeye karar veriyorum. muazzam beatler var. bazılarını seviyor, bazılarını çok seviyorum.
kafama takılan bir tek şarkı var. kullanılan sample'daki kadın ne söylüyor diye meraktan bir türlü geçemiyorum. şu şarkının japonca olabileceğine bir türlü ihtimal vermiyor, inatla türkçe anlamlar bulmaya çalışıyorum.
"ağlama, dünya malı..."
"alamadın ya, loli"
ve çeşitli saçmalıklarda yorumlamalarla ne dendiğini anlamaya çalışmaktan bu şarkı kafama nakış gibi işliyor.
üstünden 20 yıla yakın zaman geçiyor. şarkıyı bir tivitte görüyorum ve kafamda bir şeyler uyanıyor yeniden. "bunu biliyorum" diyorum.
abimle kör gözlerle mp3 keşfine çıktığımız nefis seneler geliyor aklıma.
gözlerimin dolduğunu fark edene kadar şarkıyı çoktan açmışım, dinliyorum.
abimin bir mp3 oynatıcısı var. şu modelden:
o dinlemezken veya o ortamda yokken sürekli alıp dinliyorum. henüz kendi sevdiğim şarkıları ekleme otonomisine sahip değilim, o yüzden abim ne yüklediyse onlarla muhatabım. toplamda 100 şarkı falan var ama o kadar sık dinliyorum ki neredeyse shuffle modunda bile bir şarkının ardından ne geldiğini tahmin edebilecek bir laplace şeytanı evresine yaklaşmışım.
abimin türkçe rap zamanları. ceza, sagopa, dr. fuchs, fuat, ayben, kolera ne varsa atmış. nasipleniyorum haliyle. özellikle sagopa şarkıları çoğunlukta. albüm albüm ayrım olmadığı için ne gelirse dinliyorum. eminem'in kendine "özel muamele" gösterebilmek için omurgasını aldırdığı dedikodusu ile sagopa'nın öss'de sözelde derece yaptığı dedikodusunun kıyasıya mücadele ettiği yıllar.
umrumda değil, ben sadece dinliyorum.
bir gün abim bisikletle gezintiden geliyor. yolda mp3'ü düşürmüş. cihaz hala çalışıyor ama ekranında yazılar yok. her tıklamayla rengi değişen o güzelim ekran artık bomboş. renkler hala değişiyor, tuşlar çalışıyor ve şarkılar çalıyor ama ne yazdığı, o an hangi şarkıda olduğu belli değil. abimle cüneyt arkın gibi artık sadece kulağımızla işimizi halledebildiğimiz bir bağırmayacaktın anton evresine geçiyoruz. menüleri atlıyor, şarkıları eliyor hatta hızlı hızlı aradığımız şarkıyı bulabilecek seviyeye geliyoruz.
bu dönemde sagopa kajmer'in kötü insanları tanıma senesi'ne kadar olan tüm albümlerindeki neredeyse tüm şarkıları ilk 1-1.5 saniyesinden tanıma becerisini kazanıyorum. şarkı başlar başlamaz ne çaldığını anlayıp geçiyorum veya dinlemeye karar veriyorum. muazzam beatler var. bazılarını seviyor, bazılarını çok seviyorum.
kafama takılan bir tek şarkı var. kullanılan sample'daki kadın ne söylüyor diye meraktan bir türlü geçemiyorum. şu şarkının japonca olabileceğine bir türlü ihtimal vermiyor, inatla türkçe anlamlar bulmaya çalışıyorum.
"ağlama, dünya malı..."
"alamadın ya, loli"
ve çeşitli saçmalıklarda yorumlamalarla ne dendiğini anlamaya çalışmaktan bu şarkı kafama nakış gibi işliyor.
üstünden 20 yıla yakın zaman geçiyor. şarkıyı bir tivitte görüyorum ve kafamda bir şeyler uyanıyor yeniden. "bunu biliyorum" diyorum.
abimle kör gözlerle mp3 keşfine çıktığımız nefis seneler geliyor aklıma.
gözlerimin dolduğunu fark edene kadar şarkıyı çoktan açmışım, dinliyorum.
devamını gör...
2.
"dayanmak en zor eylem."
devamını gör...
3.
ğaaaaa introya bak elf diyarından çıkmış gibi
insanın kanını çeken introlu sagopa şarkısıdır
edit:sözlerine bakmayın sözlerine bakmayın
bi şey yok bi şey yok
insanın kanını çeken introlu sagopa şarkısıdır
edit:sözlerine bakmayın sözlerine bakmayın
bi şey yok bi şey yok
devamını gör...
4.
rezalet sarki. sagowack kajmer'e ait.
devamını gör...
5.
sago abimin en iyi işlerinden biri. özellikle beat müthiş dinlendiriyor insanı. sözler tartışılmaz.
devamını gör...