şairlerin her önüne gelene aşık olma durumu
başlık "romantik sesli yazar" tarafından 07.02.2025 21:24 tarihinde açılmıştır.
1.
bir çok şairde gözlenendir.
(bkz: nazım hikmet)
e:
kişiye değil aşık olmanın kendisine aşık oldukları için belki de yadırganmayacak bir durumdur
aga ne güzel yumuşattın ya. o zaman herkes aşık olmanın kendisine aşık*
(bkz: nazım hikmet)
e:
kişiye değil aşık olmanın kendisine aşık oldukları için belki de yadırganmayacak bir durumdur
aga ne güzel yumuşattın ya. o zaman herkes aşık olmanın kendisine aşık*
devamını gör...
2.
elbette genelleyemeyiz ancak bu konuda bir fikrim var. kişiye değil aşık olmanın kendisine aşık oldukları için belki de yadırganmayacak bir durumdur. üstelik bazı kimselerin duyguları amaç değil araçtır, üretmek için kullanılan yoğunlaştırılmış bir araç.
devamını gör...
3.
her önüne gelene demeyelim de, şairler aşık olmaya aşık diyelim.
devamını gör...
4.
oradan öyle görünüyorsa bilemeyiz tabi, ama çokta öyle değildir gibi sanki.. hele nazım 'her önüne gelene' aşık olan biri hiç değil. hayatına birkaç kadın girdi diye suçlayamayız onu. nazımca bir yürek sahibi olmak ve nazım gibi bir şair olmak ne demek bilmiyoruz ki..
mihriban dizelerinin şairinin hayatına bakın. neruda'ya, lorca'ya, eluard'a, mayakovski'ye.. ve daha binlercesine.. yanıldığınızı göreceksiniz..
mihriban dizelerinin şairinin hayatına bakın. neruda'ya, lorca'ya, eluard'a, mayakovski'ye.. ve daha binlercesine.. yanıldığınızı göreceksiniz..
devamını gör...
5.
divan şairleri döneminde nasıl bir ortam varsa artık, bunlar kirpik övmüş, kadının memesinden çıkardığı beyaz mendili övmüş. ben az çok erkeğin içini biliyorsam, bu erkek her dönemde aynı erkekti.
şimdi bizim bir kadın hakkında hissettiklerimizi softlaştırarak yazma güdümüzden gelen ayak fetişizmi gibi bir talihsizliktir kirpiğe övgü. açlık her dönem çok kötüdür.
kirpiklerin buhran-ı kebab köz eyledi
upuzun ince ince salkım salkım kirpikler
yaktı beni buz eyledi
kirpik verin bana nolur
bu şekilde gitmiş o gariplerim.
nazım abimizin aşklarını, aldatışlarını, pişmanlıklarını, kafasının karışıklığını uzun uzun okumuştum merakımdan. onunki ve benzerleri, daha ayrı bir kulvar oluyor kanımca (sadece şahsi fikrim).
oysa divan şairleri dümdüz abazan. kendimden biliyom %100 eminim.
ben sözlüklerde gidip kıza, "ya seni bi bağlasam yatağa sex shoptan kelepçeler aldım bissürü, ex'ten kalma hemşire kıyafeti var off lan" diyemeyeceğim için sürekli, "ayak orta parmağın da ne güzel kokar öyle heyt be maşallah" dediğime benzer bir soft olma kaygısı ile, kirpik demiş bu dayılar.
kirpik nedir hayatımlarım? bunun insanda arzu uyandırması nasıl bir yokluğun göstergesidir?
o zamanlar ayak yoktu, sadece bu açıdan mantıklı.
kadınlar ata biniyor, terlikle geziyordu. ayakları her an toz içinde ve nasırlıydı. buna karşın, bir kadın tarihin her döneminde, kendisine saçma gelse bile, eğer erkek gudik bir yerini övüyorsa, o yerine bakım yapıp yüceltmiştir. sadece çaktırmaz kadınlar. şimdi nasıl ki "ay ne anlıyorsunuz şu ayaktan" diyorlarsa, o senelerde de, "ya kirpiğin nesi var aşk olsun size neb-i bey" diyorlardı. buna karşın evde kirpiklerini maskara ile döndürüp duruyor, 30cm krpik yapıyorlardı.
işte sırf şu olay için bile, yerim kadınları ben. canlarım benim gizli gizli nasıl da beğenilmek istiyorlar. şu an da millet, aklına yatmasa da ayak kremi kullanıyor. oysa erkekler bir çeşit bdsm softlaşması yaşıyor sözlüğe dimdik geldiklerinde. bu tespit acı ama gerçek arkadaşlar.
ayaklarınızdan bir kuple öperim leydi bravöler.
sevgi ve bal ile...
şimdi bizim bir kadın hakkında hissettiklerimizi softlaştırarak yazma güdümüzden gelen ayak fetişizmi gibi bir talihsizliktir kirpiğe övgü. açlık her dönem çok kötüdür.
kirpiklerin buhran-ı kebab köz eyledi
upuzun ince ince salkım salkım kirpikler
yaktı beni buz eyledi
kirpik verin bana nolur
bu şekilde gitmiş o gariplerim.
nazım abimizin aşklarını, aldatışlarını, pişmanlıklarını, kafasının karışıklığını uzun uzun okumuştum merakımdan. onunki ve benzerleri, daha ayrı bir kulvar oluyor kanımca (sadece şahsi fikrim).
oysa divan şairleri dümdüz abazan. kendimden biliyom %100 eminim.
ben sözlüklerde gidip kıza, "ya seni bi bağlasam yatağa sex shoptan kelepçeler aldım bissürü, ex'ten kalma hemşire kıyafeti var off lan" diyemeyeceğim için sürekli, "ayak orta parmağın da ne güzel kokar öyle heyt be maşallah" dediğime benzer bir soft olma kaygısı ile, kirpik demiş bu dayılar.
kirpik nedir hayatımlarım? bunun insanda arzu uyandırması nasıl bir yokluğun göstergesidir?
o zamanlar ayak yoktu, sadece bu açıdan mantıklı.
kadınlar ata biniyor, terlikle geziyordu. ayakları her an toz içinde ve nasırlıydı. buna karşın, bir kadın tarihin her döneminde, kendisine saçma gelse bile, eğer erkek gudik bir yerini övüyorsa, o yerine bakım yapıp yüceltmiştir. sadece çaktırmaz kadınlar. şimdi nasıl ki "ay ne anlıyorsunuz şu ayaktan" diyorlarsa, o senelerde de, "ya kirpiğin nesi var aşk olsun size neb-i bey" diyorlardı. buna karşın evde kirpiklerini maskara ile döndürüp duruyor, 30cm krpik yapıyorlardı.
işte sırf şu olay için bile, yerim kadınları ben. canlarım benim gizli gizli nasıl da beğenilmek istiyorlar. şu an da millet, aklına yatmasa da ayak kremi kullanıyor. oysa erkekler bir çeşit bdsm softlaşması yaşıyor sözlüğe dimdik geldiklerinde. bu tespit acı ama gerçek arkadaşlar.
ayaklarınızdan bir kuple öperim leydi bravöler.
sevgi ve bal ile...
devamını gör...
6.
#1056214 karacaoğlan'ı afişe etmiştim. yaşar kemal'in üç anadolu efsanesi kitabı yüzünden bizimkinin "elif elif" diye gezdiğini sanan çok.
oysa karacaoğlan bir köye geldikten sonra o köyde evli bekar fark etmeksizin birine aşık olduysa, o kadını elde edene kadar kapısında, köy meydanında, çeşme başında çalar söyler alttan girer üstten çıkar elde edermiş. hedefine ulaşınca da yollara revan olurmuş.
oysa karacaoğlan bir köye geldikten sonra o köyde evli bekar fark etmeksizin birine aşık olduysa, o kadını elde edene kadar kapısında, köy meydanında, çeşme başında çalar söyler alttan girer üstten çıkar elde edermiş. hedefine ulaşınca da yollara revan olurmuş.
devamını gör...