san francisco

a.b.d, california eyaletinde bulunan büyük bir şehirdir.

7x7 millik bir bolgeye kurulmus, bir tarafi okyanus, bir tarafi san francisco bay, ust tarafi da golden gate ile cevrili, ününe gore kucuk bir sehir. nufusu 900 bine yaklasmakta bugunlerde.

nufus cok degil ama nufus yogunlugu yuksek. yeni bina yapimi konusundaki kisitlamalar ve yuksek maasli islerin yogunluguyla birlesince, bu yogunluk kiralarin oldukca yuksek olmasina yol acmis durumda.

san francisco'yu en cok etkileyen iki olay var tarihte. birincisi gold rush yani altina hucum. 1848 yilindan 1849 (bkz: 49ers) yilina nufusu binden 25 bine cikiyor. ve bu artisin neredeyse tamami erkek nufusu. bununla beraber her cesit olay donmeye basliyor san francisco'da. barlar, pavyonlar, genelevler girla gidiyor. ileriki yillarda sf hizla gelisiyor ve 1890'lara gelindiginde nufus 300 bine ulasiyor. bu arada ünlü cable car ortaya cikiyor, henry wells ve william g. fargo banka isine giriyor (bkz: wells fargo), domingo ghirardelli cikolata yapmaya basliyor, levi strauss da maltepe pazarinda kot pantolon satmaya basliyor.

ıkinci onemli olay da 1906'daki deprem ve ardindan gelen yangin. deprem buyukce ama aslinda cok bir yikima yol acmiyor. fakat ardindan cikan yangin sehrin onemli bir kismini yok ediyor.400 binlik sehrin yarisi evsiz kaliyor. bunun uzerine deli gibi yeniden yapim isine giriyorlar ve hatta o gazla 1929'daki ekonomik cokusu falan da sallamayip golden gate koprusunu yapiyorlar.

50-60-70'ler north beach'teki beat elemanlarin siir atismalari, haight-ashbury'de hippy sevismeleri ve castro'da gay fokusmalariyla geciyor.

son 20 yilda teknoloji firmalarinin sehri isgali ve bunun getirdigi demografik degisimler var cokca gundemde. dot-com balonu (bkz: dot-com bubble) cabuk sonse de devaminda startuplar ve buyuk teknoloji sirketleri sehri sarmis durumda. kiralar almis yurumus, eski sf sanatcilari falan oakland'a surulmus artik. yine de hipsterligindan fazla bir sey kaybetmis degil sf.

orda yasayanlar san francisco demeye usendikleri zaman ya sf derler ya da the city. san fran ya da frisco denmesindense hic hazzetmezler. ne zaman bunlari diyen birini duyarsaniz bilin ki o insanla tatile cikilmaz.

pasifik okyanusuna sınırı var. diğer tarafında ise san francisco körfezi bulunuyor. bu körfez tarafında şehre haritada bakarsanız şehrin boğazı olan golden gate ve karşında bulunan marin county yerleşkesi ile istanbul'a ne kadar benzediğini görürsünüz. tabi o boğazda bir tane köprü var. bizdeki görmemişlerin kat kat altın gerdanlık taktırdığı gibi üç tane köprü yok. görmemişin boğazı olmuş hesabı
neyse bu güzel şehrimiz özgürlük şehridir. bu nedenle özgür düşünceli çok insan vardır. ateislerin şehridir.

60lı yılların ortasında amerika'da yeşeren vietnam savaşı karşıtlığı ve hippi akımlarıyla birlikte tüm dünyanın gayriresmi olarak marş gibi kullandığı şahane, huzur dolu, barışçıl scott mckenzie şarkısıdır. san fransisco'ya gidiyorsan, başına çiçekten taç taktığına emin ol arkadaşım! ayrıca "san fransisco" genellikle kırmızı ikonik golden gate köprüsüyle akılda kalır. mükemmel görünüyor cidden.

ttps://youtu.be/wueqava3n9k

ıf you're going to san francisco
be sure to wear some flowers in your hair
ıf you're going to san francisco
you're gonna meet some gentle people there

for those who come to san francisco
summertime will be a love-in there
ın the streets of san francisco
gentle people with flowers in their hair

all across the nation
such a strange vibration
people in motion
there's a whole generation
with a new explanation
people in motion
people in motion

for those who come to san francisco
be sure to wear some flowers in your hair
ıf you come to san francisco
summertime will be a love-in there

ıf you come to san francisco
summertime will be a love-in there

edit: ekleme

çok güzel bir şehirdir,national parkları,doğası ,gezilecek yerleri bir hayli çoktur imkanım olsa yaşamak isteyeceğim yerlerden birisidir ancak gerçekten yaşamak için belirli bir gelir seviyesinin üstünde olmanız lazım.2017 de arabanızı park etmek için 1 saatlik otapark ücreti 30-35 dolardı şaka gibi.

şehir olarak bakıldığında aslında hayal edilenden çok daha küçük bir şehirdir ve nüfusu çok azdır. ama bulunduğu körfeze de san francisco bay area dendiği için körfez bölgesi olarak bakıldığında içerdiği şehirler ve körfezi ile oldukça geniş bir alan kaplar. dünyanın en ünlü köprüsü golden gate, en ünlü hapishanesi alcatraz, kendine has mimariye sahip rengarenk evleri ve yokuşları ile bilinen bir şehirdir. sf bay areanın içinde bulunan silikon vadisi bölgesi etkisi ile dünyanın en balon emlak piyasalarından birine sahiptir ayrıca. yine bu emlak balonu sebebi ile özgürlükçü, gay yoğunluklu nüfusunun yerini tech guyların almaya başladığı söylenebilir. gay hareketi açısından tarihi öneme sahip bir şehirdir ve castro bölgesi bu açıdan çok önemli ve görülmeye değer bir bölgedir. milk filmi biraz bundan bahseder ve gerçek bir hikayeyi anlatır. yine sense8 (bir kısmı), girlboss, full house gibi diziler san francisco'da geçmektedir.

tıpkı new york city gibi, demokratların solcu politikaları nedeniyle mahvedilmiş bir diğer abd şehridir.

eskiden güzelmiş. artık suçun, pisliğin ve hastalıkların kol gezdiği bir şehir. demokratların güçlü olduğu her şehir mahvolmaya mahkumdur, yüksek oranda vergi topluyorlar ve haliyle bu vergi artışları yenilen pizzadan içilen suya kadar her şeyin fiyatını artırıyor, karşılığında ise halka hiçbir faydası yok. peki toplanan vergilerle ne yapılıyor? tabii ki sol politikalar gereği serserilere, vandallara, bağımlılara, keşlere ot parası, kira parası, yemek parası, elektrik parası vesaire adı altında hiç ediliyor.

daha da kötüsü demokrat adayları seçen akılsızlar yaşadıkları şehirleri hep beraber batırdıktan sonra kırmızı (cumhuriyetçi) eyaletlere göç ediyorlar ve oralarda da demokratları başa getirip oraları da mahvediyorlar, sıradaki hedefleri texas.

merkezi san francisco'da bulunan, network ürünleri ile tanınan cisco firmasına da isim veren şehir. şirketin logosu da köprüyü simgelemektedir.

ayrıca bri zamanlar karl malden ve çaylak rolünde izlediğimi michael douglas'ın başrolde oynadığı san francisco sokakları adlı diziye de ev sahipliği yapmıştır.

70'lerin başında beri birleşik amerika'nın gay başkenti olarak kabul ediliyor. izlediğim bir belgeselde aids öncesi yapılan bir araştırmada şehir nüfusunun yüzde 15'inin kendisini eşcinsel olarak tanımladığı tespit edilmiş. bu rakama eşcinsellerle aktif seksi deneyimleyen erkekler dahil değildir herhalde. bu hareketin ana merkezi castro isminde bir mahalle. yine sean penn'in de hayatını canlandırdığı ilk açık cinsel yönelim beyan eden kamu görevlisi (bkz: harvey milk) de san franciscolu ve burada öldürülüyor. 80'lerin başındaki aids patlamasına kadar saunalar kamuoyunda büyük tartışmalara sebep oluyor.

son söz de farklı bir özelliğiyle ilgili olsun. clint eastwood'un oynadığı ve esaretin bedeli filminin fazlasıyla esinlendiği (bkz: escape from alcatraz) filmi de san francisco'ya bakan bir kayalıkta geçiyor. hatta filmde mark twain'e atıf yapan bir mahkum , ünlü yazarın, '' geçirdiğim en soğuk kış'' san francisco yazıydı dediğini naklediyor.