şanlıurfa'da günde 10 bin tl elektrik yakan kaçak trafo

yalan haber gibi duran başlık. haber gerçekse bile günde 10000 tl lik elektrik ve 50 ev olayı abartılı.

10.000/50=200
200*30=6000.

bu hesaba göre ayda 6000 tl elektrik faturası gitmesi gerekir bi eve ki bu hesaba kayıp kaçak bedeli ve trt payı dahil değil. kısaca yok öyle bir şey.

elektrik hırsızlığı bahane kürt düşmanlığı şahane. geri zekalılar. urfa'da yoğun bir arap nüfusu da vardır ve o yörede türk, kürt, arap bakmaksızın herkes beleş elektrik kullanır. bir zamanlar orada görevli güvenlik güçlerimiz de kaçak elektrik kullanırdı. uzun yıllar enerji sektöründe çalıştım kim ne kadar çalıyor bilirim. asil ve necip türk iş adamlarının "sofistike" enerji hırsızlığından da söz edelim mi biraz? şirketinde çalıştığım "dadaş" bir iş adamının elektrikten ettiği tasarrufla ankara'nın "elit" semtlerinde her ay bir apartman dairesi aldığını da anlatırım size. ihbar da işe yaramaz. donunuzu yukarıdan, boyun hizasından bağlamışlardır.
aslında bu elektirk hırsızlığına, banka soygunlarına itiraz eden geri zekalılara kızamıyorum bile. geri zekalılardan özür dilerim, bunlar geri zekalı bile değil. o bankalar 200bin kişinin öldüğü depremde ölenlerin ailelerine haciz gönderen kurumlar. "merhumun bize 50bin lira kredi borcu vardı, tek varisi sizsiniz, ödeyin bunu bize" kişi anasını, babasını, kızını, oğlunu, kardeşini kaybetmiş, bir tek kendisi kurtulmuş, mahkeme binası çökmüş, hakimler de ölmüş. reddi miras aklına bile gelmemiş. icra gönderiyor. ve siz utanmadan bankanın yanında duruyorsunuz. nasıl bir ailede yetiştiniz olm siz?
o enerji şirketlerinin tamamı beşli çete ve şürekasının elinde. her gün twitterde, facebookta, sözlüklerde beşli çeteden söz eden, erdoğan'a vuran kendileri değilmiş gibi iş enerji hırsızlığına gelince gelince birden beşli çeteci oluyorsunuz. biraz tutarlı olun olm. beşli çeteye karşı mısınız değil misiniz, karar verin. değilsiniz değil mi? bu milletin damına koyacağız diyen adamın lafı hoşunuza gitti, koysun, daha fazla koysun diye bekliyorsunuz.
ne diyeyim , allah vazelin nasip etsin hepinize.

urfada askerlik yaptım denetim bile yapılamıyor. elektrik parası ödeyen yok. bir kere denetim yaptılar keleşle baskın yaptılar kuruma...

hırsızlığın miktarı mı var, herkes fırsatını bulduğu kadarı çalıyor. milyarları çalan adamlar var diye buna he tamam ya olur o kadar dememiz mi gerekiyor yani. elalemin çaldığını kayıp kaçak bedeli adı altında bize ödetiyorlar yani bir anlamda adamlar bizim cebimizdekini çalıyor ama bunu yapanlara değil bu duruma isyan edenlere laf söyleyenler var.
şuan kim kürt arap bilmem ne dedi tam olarak? gene birileri kendi kendine mağdur mu oldu? ne güzel iş, hem çal hem biri birşey diyince aa ırkçılık. kardeşim bu başlığın altındaki ırkçılık değil hırsızlık. para çaldıkları videoda aa habersiz saçım gözüktü diye mağduriyet yaratan kadına dönüşmenin anlamı yok. kürtsünüz diye ya da bakın ben kürtlerin hakkını savunuyorum diye hırsızlığa kulp takmanın da anlamı yok.

genellikle tanımlarını beğendiğim bir yazar dostumuz konuyu banka olaylarına çekmiş. bankalar özel mülk değil mi genellikle. kredi çekerken hayat sigortası yapmazsan ve adamın yasal olarak parasını talep etme yolu açılırsa adam ister. he deprem oldu şu süreçte para istemek etik mi değil mi tartışılır en fazla, zaten burda bunu savunan yok ama yasal olarak isteme yolu varsa parasını istedi diye adam haksız olmaz. bunu söylemek kimseyi bilmemkaçlı çeteden de yapmaz. fatih terim'in tazminat mevzusuna döner bu iş. yasal hakkından feragat kişisel tercihtir. kimse alacağından vazgeçmek zorunda değildir. tercih meselesidir. almayınca iyi alınca kötü. adam verdiği malı zorla mı hibe çekecek.

ülkeyi bu hale getiren mevcut hükümeti de yandaşlarını da çetelerini de sevmiyorum. ama adalet kişiden kişiye değişmemeli. zaten bu yüzden bu haldeyiz hukuk eline fırsat geçenin kafasına göre işliyor.

elektrik şirketine bişey olmuyor. o yandaş kontenjanından para çalıyor. yolunu bulan vatandaş ondan elektrik çalıyor. o elektrik firması çaldırdığını faturasını ödeyen halka ekleyip zararını tanzim ediyor. olan kendi faturasını ödeyen halka oluyor bir de elalemin çaldığını ödüyor sanki suç onunmuş gibi. millet de bu olayda en suçsuz olan bu halka kızıyor hırsıza neden hırsız diyorsun diye. ne güzel iş be. hırsızın hiç mi suçu yok

uzun yıllar önce şanlıurfa'da avukat katibi olarak onlarca eve hacize gittiğimde gördüğüm kaçak elektrik düzeneklerini başka bir yerde görmedim. adamlar öyle bir düzenek kurmuşlar ki her seferinde beni biraz daha şaşırtmışlar ve "ulan biraz daha kafa yorsalar bizi uzaya bile götürür bu teresler" dedirtmişlerdir. he bir de bizi elektrik idaresinden gelen görevliler sanıp paniklemelerini hiç unutamam. sanki düşman askeri görmüş gibi bir o yana bir bu yana çil yavrusu gibi dagilirlardi. neyse sağ salim çıktık o cendereden. allah kimseyi oralara düşürmesin. biri az ikisi fazla derdik urfalilar için.

ya ben orda lise okudum
viranşehirde
nasıl oldu hiç sormayın, izmir'de yaşıyorum
orda bir manav vardı; dükkanın önünde kocaman mavi bir su varili, varilin içinde kocaman yüzlük bir kuyu hortumu

hiç durmadan o su akıp giderdi

kaçak olmasinı, kuyunun kendisine ait olmasını cartu curtu geçin. yazıktı ya gece gündüz akardı
içim yanardı her gördüğümde ve ayakkabılarım ıslanırdı o yolda her gečtiğimde
oe