relax isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.

türk dil kurumu sözlüğünde ''uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon'' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...
zihinsel ve nörolojik durumlarda ortaya çıkan olaydır. kişi olmayan şeyler görür.
şizofrenide teşhis için büyük adımdır.
devamını gör...
ortak karar verilmiş bir kararın aksini savunabilecek, doğru olduğu bir çok kişi tarafından onaylansa da, olayın hakkında kanıtlar dahi olsa körü körüne inanılan yanlış inançlar.

delüzyon veya hezeyan da denmektedir. gerçeğe uymayan, gerçek dışı düşünceyi tanımlayan terimlerdir. hatta o kadar ileri boyutları vardır ki duyu organlarının bile gerçekte var olmayan, olmamış ve olmayacak algıları algılaması durumudur. beyindeki sistematik bir bozulma sonucu uydurma boyutuna geçme halidir.

sanrılar genelde nörolojik bir bozulma olarak görülsede nedeni tam olarak anlaşılmamıştır. herhangi bir hastalıkla ilişkinlendirilmemiş bir neden ya da sebeptir.

babam gitmeden 4, 5 sene önce bu tarz bir olay başımıza gelmişti. yaşı 70 civarıydı çok yorulmuş ve uykusuz kalmıştı. eve gelip uyuyacağım dedi. biraz uyuduktan sonra annemi yanına çağırdı ve şu malzemeleri bana ver dedi. annem hangilerini diye sordu. görmüyor musun avanak kadın karşıda malzemeler duruyor dedi. ben de kapıdan onlara bakıyorum. 15 dakika kadar anneme bağırdı çağırdı. etrafta aletler olduğunu ve o aletleri vermesi gerektiğini söylüyor ve hakaretler ediyordu. (normalde tercih etmediği bir hitaptır hakaret.)

beni çağırdı. kızım şu aletleri, malzemeleri getir şu işi halledelim geç kaldık dedi. pantolonunu işaret ettiğini gördüm. ve yanına getirdim. tut şimdi şunu dedi. tuttum garip şeyler yapmaya başladı. katlıyor, bürüyor, indiriyor, kaldırıyor. bana bir yandan sende kaldır kaldır ya dur bu kadar hızlı olmaz diyordu. çek şimdi it çocuğum it şunu falan. annemden sivri bir şey istedi. annem korktu getirmeye. ben gidip şiş getirdim. pantolona geçirdi şişi heh şimdi oldu bak dedi. bunları al götür adam teslime gelirse fiyatı 250 lira dedi. tamam bana dedim.

sonra bir yattı ertesi gün akşama kadar uyudu. uyandığında hiçbirini hatırlamıyordu. bilmiyorum belki buna örnek değildir ama o an ne olduysa beyin sanırım başka bir boyuta geçti. uyumuyordu kesinlikle. o 1 saat ömrümüzden 3, 4 ay götürdü. doktor falan çağırdık ama doktor geldiğinde uyandıramadık. ay sinirden saatlerce kahkaha atmıştım o gün. annemin hele aklı çıkmıştı kadının. küfürler falan havada uçuşmuştu çünkü. tamam çok sakin bir adam değildi babam ama böyle bir tavır kolay kolay takınmazdı hele ki anneme.
devamını gör...
sanrının tdk sözlük tanımı:
'uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon'

bu tanımda halüsinasyonun tanımı yapılmış ve sanrı(hezeyan,delüzyon) ile halüsinasyon(varsanı) eş anlamlıymış gibi ifade edilmiş.
halüsinasyon algısal bir bozuklukken, sanrı düşünce içeriğindeki bozukluktur. halüsinasyon, herhangi bir dış uyaran olmadan ortaya çıkan algılamalardır. kapının, telefonun çaldığını duymak gibi herkeste görülebilecek basit şekilleri olduğu gibi tanımlanmış olan bazı çeşitleri psikotik bozukluklar için tipiktir, mesela birbiriyle konuşan sesler tanımlanmış halüsinasyon çeşitlerinden birisidir ve şizofrenide çok sık görülür. psikiyatrik hastalıklarda en çok işitmeyle ilgili halüsinasyonlar görülür, diğerlerinin altında organik bir bozukluk çıkması daha olasıdır. bir de illüzyon kavramı var ki bu da var olan bir dış uyaranın yanlış algılanmasıdır.

sanrının tanımı bana hep felsefi olarak problemli gelmiştir. sanrı; kişinin yaşadığı çağa ve kültüre uymayan, tersi yönde önemli kanıtlar bulunan, gerçekliğe uymayan, yanlış, inatçı inançlardır. mantıklı açıklamalarla değiştirilemez. kişi, düşünceleri üzerindeki kontrolünü yitirmiştir. takıntılı hastalar da akla aykırı düşünceler geliştirebilir ama onlardaki karşı koyma sanrıda yoktur, kişi kuvvetli bir biçimde inanır düşüncelerine. sanrılar genellikle yavaş ve sinsi gelişir, birçok olguda çocuklukta filizlenir. çocukluk dönemi insanın ruhsal travmalara çok açık olduğu bir dönem ve o dönemdeki herhangi bir yanlışlık sanrının temelini atabilir, gelecekte de bunu tetikleyebilecek çeşitli durumlarla karşılaşıldığında dünyayı algılamanın değiştiği, olayları çok yoğun hissettiği, çepeçevre kuşatıldığını hissettiği sanrısal ruh haline girebilir ve korkunun, şüphenin, rahatsızlığın, acının vb çok yoğun olduğu sanrısal atmosferden kaçış olarak sanrıyı keşfedebilir ve bu atmosferi yatıştırır böylece. sanrı adeta bir sığınak olur. yani psikososyal faktörlerin etkileşimiyle ruhsal bir soruna telafi olarak sanrı gelişebilir, kişi gerilimi yatıştırır. zıt şekilde toplumsal ve ruhsal sorunlar olmadan aniden başlayan sanrılara birincil sanrı denir. birincil sanrıyı diğer sanrılardan ayıran özellik birincil sanrının anlaşılamaz olmasıdır.
sanrı, çok çeşitli konularda olabilir. büyüklük, kıskançlık, cinsellik ,aşk, zarar görme, hastalık...

bizar tip: olağan yaşam deneyimleriyle uyuşmayan, inanılması güç sanrılardır. namümkün olarak görülen sanrılardır ama tabii teknoloji geliştikçe olanaksız görülen durumlar gerçekleşebiliyor. bu tip sanrılar şizofreniyle daha çok ilişkilidir.
erotomanik tip: aşk ve cinsellikle ilgili olan sanrı tipidir. örneğin, cinsel yönden çeşitli fanteziler veya bir başka kişinin kendisine aşık olduğunu düşünmesi. genellikle bu kişi kendisinden sosyal olarak üst seviyede bir kişidir.
grandiyöz tip: büyüklük sanrısı. kişi kendisini çok üstün, özel, seçilmiş hissedebilir. doğaüstü güçleri olduğunu düşünebilir. çok büyük şeyler başardığını ve bu şeylerin diğer insanlar tarafından anlaşılamadığını düşünebilir. bu yüzden diğer insanların onu kıskandığını ona düşman olduğunu düşünebilir. benlik saygısının düşük olması buna sebep olabilir. çehov 'kara keşiş' hikayesinde bu durumu çok güzel analiz etmiştir. bu tip sanrı dinsel şekilde olduğu zaman kişi kendini peygamber, mehdi vs olarak ilan edebilir.
persekütuvutar tip: kendisinin veya sevdiklerinin kötülüğe uğrayacağını düşünme tipinde olan sanrıdır. bu durumdaki kişi sürekli şüphe ve korku içinde olup çok sıkı güvenlik önlemleri alabilir. bir kişide oluşan sanrı, onun çevresindeki insanlarda da sanrı oluşmasına yol açabilir. bu durum en çok persekütuvar tip sanrıda görülür.
kıskançlık tipi: kişinin sadakatsizliğe uğradığını düşünmesidir. partnerinin her davranışından şüphelenebilir, sürekli bir şekilde onu suçlar.
somatik tip: bedensel özelliklerle ilgili olan sanrıdır. mesela bir organının olmadığını düşünebilir veya bir hastalığa sahip olduğunu düşünebilir.

sanrısal bozukluk: en az 1 ay süren bir veya daha fazla sanrının varlığıdır. şizofrenide görülen ruhsal yıkım yoktur. kişinin sanrısı dışındaki konularda işlevselliğinde bozulma olmaz. genellikle sanrısı kendi içinde tutarlıdır, sorulan sorulara mantıklı cevaplar verebilir. halüsinasyon genellikle görülmez ama bazen sanrısıyla ilgili halüsinasyonlar görülebilir ama asıl problem sanrıdır.

sanrı,aynı zamanda çok güzel bir zakkum şarkısı. benim için de yazıldığını hissettiğim şarkılardan birisi ve öyle ki ankara detayından bile bahsetmiş. bazı şarkılar sohbet eder ya insanla benim için öyle bir şarkıdır, sorular bile sorarım. cevapsız sorular...

''gün yeni doğarken odanın balkonuna
sabahın ilk kahvesi doluyor yanaklarına
birkaç saat daha var seslerin çoğalmasına
bakir telaşlar için insanların uyanmasına

her ankara sabahı gibi belki biraz üşüyorsun
ama olsun, eskiden beri üşümeyi seviyorsun

çöpleri karıştıran sokak kedileri gibi
kurcalıyorsun fark etmeden geçmişteki günleri
çocukluğun sessizce tırmanıyor kucağına
şöyle bir gülümsüyor kıvırcık saçlarıyla

babanı andırıyor sanki bu sessiz duruşuyla
ve ne kadar eksildiğini hatırlatıyor sana

ne kadar güzelmişsin
hayat henüz çırılçıplak
hiçbir şey el değmemiş
günler birer salıncak

seni unutmuyor
büyüdüğün sokaklar
dokunuyor ankara
gözyaşına rüzgârıyla''

ne kadar da güzel sözleri var. zaman geçtikçe insanın üşümesi de değişiyor. kırılganlığın belirtisi oluyor o üşümeler ve öylesine üşüyor ki insan ölüm soğukluğu tecelli ediyor kalbinde. çocukluk da öyle bir gülümsüyor ki ölüm soğukluğunu bile ısıtabiliyor ve de hiç eksilmiyor gülüşünden.. iç ısıtan bir gülümseme ama acı dolu, ne kadar eksildiğini insana en iyi anlatan şey belki de. gerçekten de ne kadar eksilmişim, nasıl bu kadar işlevsizleşmişim. o zamanlar hatırlıyorum da gelecek ne kadar da umut dolu gelirdi, hepsini tüketmişim kocaman bir hiç kalmış.
devamını gör...
halüsinasyon halidir. başka bir gerçeklik, bambaşka bir paralel evren söz konusudur. böyle insanlar acilen kliniğe kapatılmalıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sanrı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim