sarı odanın esrarı

gaston leroux tarafından yazılmış kilitli oda ya da imkânsız suç gizemi olarak anılan kitap. matmazel stangerson'u katletmek isteyen suçlunun ​kim olduğunu ve'sarı odadan' nasıl çıktığını müthiş bir kurguyla anlatmış yazar. olaylar öyle kusursuz bağlanmış ki birbirine mükemmel kurgu gerçekten. bayılarak, heyecanlanarak, şaşırarak bana türlü türlü duygu yaşatan joseph rouletabille adlı zeki gazeteciden bahsetmeden geçemeyeceğim. öyle güzel yürüyor ki ipuçlarının üzerinden. okudum, artık okutma peşindeyim. okuyun!


'bu; gördüğüm, bildiğim en tuhaf vaka. bir şeyler öğrendiğimizi sandığımız anda, aslında hiçbir şey bilmediğimizi anlıyoruz!'

gaston leroux’nun kaleminden çıkmış eser. 20. yüzyılın en iyi polisiye romanı seçilmiş arka kapağa göre. kim tarafından seçilmiş onu bilmiyorum. böyle bir unvan verirken ne yaşamışlar onu çok merak ediyorum zira çok sıkıcı bir kitaptı bence.

polisiye okumayı severim, polisiyenin aksiyondan ziyade akıl oyunlarına dayanmasını da çok severim fakat bu kitapta konu uzatıla uzatıla sıkıcı bir hale getirilmiş. halbuki konu ne kadar ilgi çekici.

imkansız bir suçu anlatıyor kitap. içeriden kilitli ve başka hiçbir yerden girişi olmayan odaya kim nasıl girebildi? bunu çözmeye çalışıyoruz gazeteci rouletabille ve bir dedektif ile birlikte. ama dediğim gibi o kadar uzatılmış ve sündürülmüş ki konu, çok sıkıldım kitabın ortalarında. tabii merak edilsin ve tek solukta okunsun diye böyle yazılmış, okunuyor da, yine de daha kısa tutulabilirdi.

baş karakterimiz gazeteci rouletabille hikayenin en güzel ayrıntısıydı. sherlock-vari bir karakter kendisi ve çok güzel yazılmış olduğunu düşünüyorum. aslında genel olarak kitaptaki karakterler iyi yazılmıştı. keşke olay örgüsü de o kadar başarılı olsaydı.