satıcının yolculuğu

bir tamta gabrichidze filmidir.

büyük insan olarak görülen kişilerin değil daha sıradan insanların, sokaktaki adamın, köyde çalışan kadının, küçük hayatlarında büyük işler yapan insanların belgesellerini izlemek benim için her zaman daha cazip olmuştur. satıcının yolculuğu da böyle bir belgesel. kısa ve öz bir anlatım.

bir eskici, ikinci elci dükkanına çevirdiği arabası ile köylerde dolaşan ve eski çağlara ait bir alışveriş yöntemi olan bu satıcı gezici dükkanında her şeyi satıyor. köylerdeki alışverişini para ile yapmıyor satıcı. zaten köyün durumuna bakılırsa kimsenin cebinden çıkacak parası da yok gibi.

insanların patates yetiştirerek hayatta kaldığı, bazıları hala dirense de çoğunun hayallerinden vazgeçtiği ve hayatın en soğuk yanı tarafından yenip yutulan zamanların geçip gitmesini beklediği bu köyde satıcı da köyün ruhuna uygun bir şekilde yapıyor alışverişini. yani sattığı ürünler karşılığında patates alarak. para söz konusu bile değil.

ben filmi izlerken çok şey gördüm, çok şey anladım, çok şey öğrendim. dünyadaki bütün garibanlar birbirine benziyor. kısacık bir zaman ayırıp izlerseniz sizin de çok hoşunuza gideceğine eminim.