satrançta en değerli taş

satrancın beygirinden bile anlamayan olayın özünü kavramamis insanlar arasında yapılan boş tartışma. oysa bilen bilir ki satrançta mühim olan taşların gelişimi ve birbirleriyle olan bağlantılarıdır, yani özetle konum her şeydir.

şimdi yani sosisli almaya gitmiş bir vezir yerine bir fil çifti daha çok iş görür bazen. yeter ki doğru konumu hesaplayıp iyi şah çekmesini bilin.

vezir ve piyonlar.

en önemlisini bilmem ama fil çifti her zaman at çiftinden daha önemlidir benim için.

yeri gelir bir piyon vatanı kurtarır.

piyonlara saygımız sonsuz evet atlar filler falan baş üstüne ama şahsız oyun olmaz.
vezir 9 , fil 3 , at 3 puandır. kale 5 , piyon 1 puan ve şah sonsuz ve sınırsız puana sahiptir. yani şah oyunun en kudretlisidir.

tabii ki (bkz: şah)
yıllardır satranç oynuyorum ve yıllardır bu saçma cümleyi duyuyorum.

yok fil önemli,
yok vezir,
yok kale…

evet her biri ayrı ayrı önemlidir ama hangisi giderse gitsin oyuna devam edilir.

böyle söylediğimde bir akıllı sen misin?
diye sormuştu bir arkadaş.
hayır bir akıllı ben değilim ama bu aptalca tartışma benim sinirimi bozuyor.

iyi bir pozisyondaki vezir çok değerlidir mesela.
dikey ve yatayda bağlantılı olan iki kale çok değerlidir.
fil çiftine sahip olmak önemlidir ayrıca.
eğer bir piyon geçer durumundaysa son derece önemlidir.
görüldüğü gibi olasılıklar saymakla bitmiyor.
iyisi mi bu saçma tartışmaya bir son vermek ve gerçekçi olmak.

şah.

(bkz: pırlanta)

şah tabiki.

aslında her bir taş önemlidir fakat ayrım yapacak olursam merkez piyon ve vezir derim.

en önemli taş vezirdir. vezirden sonra oyun başlarında at, oyun sonlarında kaledir.

tahtada olup bana ait olan her taş değerlidir. en değerli diye bir şey yoktur. haa şah savunulduğu için o biraz kıymetlidir. *

(bkz: hanım hanım bunlar benim yavrularım)

şahdır. geriye kalan hangi taş giderse gitsin oyun bitmez ama şah giderse oyun biter.

piyon ise bir at, kale, fil veya vezir olduğu hülyâsına dalmadan ama sadece amaca en uygun bir piyon gibi hareketi planlanan, tek başına şâhı kuşatamayacağının bilincinde olup ekip çalışmasının başarıya ulaşması için gerektiği yer ve zamanda, bu uğurda kendini fedâ etmekten çekinmeyen bir piyondur; vezir ise yüksek hareket kabiliyeti ile endâmına güvenerek, tevâzu yeleğini çıkarıp külhanbeyi cepkeniyle meydan nâraları atmadan, safında yer aldığı takımın hedefi doğrultusunda hamleler üşüren en küçük ferdinden daha büyük olmadığı fikrini benimseyip, saldırılarını beslediği ileri görüşüyle harp meydânını şenlendiren bir vezirdir. bunun gibi at, fil veya kalenin de ne olduklarını unutmadan ve başkalarının rolünü çalmadan sadece özlerindeki cevheri keşfederek en iyi konum ve tepeleri ele geçirip, kendi tarafının hâkimiyet alanını genişletmek, rakibin ise alanını daraltmak ve nihâyetinde hep birlikte organize şekilde karşı şâhı esir edip bu mücâdelenin takım ruhu içinde destansı bir sonla taçlanması için çetin bir uğraş vermeleri hâlinde, hâtıraları her dem hayırla yâd edilecek değerli birer taş niteliğini mutlaka kazanacakları umulur.

henüz rakip tarafından yenmemiş olandır.

şah.

öyle piyon romantizmine kapılanlara itibar etmeyin. tüm oyun bu taşı koruma, rakip şahı da ele geçirme üzerine zaten.

bence değerli olmak özgür olmaktır vezir gibi kare sayısı yön gözetmeden ilerlemektir

şah değildir. ben oyunun başında şahı verir, arkasından rahat rahat oynarım.

vezirdir. her yere gider.