seri katil psikolojisi

üç ya da daha fazla insanı, belirli bir ritüele bağlı kalarak öldüren kişilere seri katil denmektedir.

karındeşen jack’ten bu yana araştırmacılar seri katil psikolojisini çözmek üzerine birçok çalışma yapsa da bir seri katilin zihnini tam anlamıyla kavrayabilmek mümkün değildir.

cinayetin modeli ya da modus operandi* seri katillere ismini veren şeydir.

(bkz: sapa yol katili)
(bkz: kanlı kontes)

seri cinayetlerde her zaman ortak bir nokta bulunmaktadır. cinsiyet, görünüm, ırk, vb. birçok unsur ortak nokta olabilir.

seri katillerin öldürme güdüsünü oluşturan temel unsurların çoğunlukla çocukluk döneminde yaşanan travmalar, korku, öfke ya da nefret olduğu tespit edilmiştir. çocuklukları boyunca dışlanan, istismar edilen, yok sayılan, sevilmeyen ve istenmeyen bireyler güç ve aidiyet konusunda saplantılı bir arzu duyar ve bu arzusunu öldürme güdüsü ile bastırır.

belirli bir ritüel ile öldüren seri katiller çoğunlukla kendilerinden fiziksel olarak güçsüz kişileri fantezileri doğrultusunda kurguladıkları şekilde öldürürler. gerçekleştirdikleri bu ritüelin sağladığı güç ve kontrol hissi yapılan bir hatada sarsılırsa kontrolü tamamen kaybedecek ve daha da saldırganlaşacaklardır.




birçok seri katilin sahip olduğu öldürme güdüsünün çocukluklarında başladığına inanılır. hayvanları öldürmekle başlayan bu güdü gün geçtikçe büyür ve onları kontrol edilemez bir açlığa sürükler.

aynı zamanda birçok seri katilin yüksek iq’ya sahip olduğu da söylenmektedir.

yapılan bir araştırma sonucu bulunan mutasyon htr2b genine sahip insanlar için şiddet sıradan bir şeydir. hele ki öldürmek. bu gen mutasyonuna insanlık boyunca yaşanan bin bir savaş ve olayın sebebiyet verdiği aşikar kanaatimce... fakat günümüz toplumunda eski dönemlere nazaran daha az savaş olduğu için bu gen sahibi insanlar üzerine psikolojik sorunlar- tramvalar ve toplumsal dışlanmışlık gibi unsurlar eklenince iç güdüsel olarak öldürme isteğinin tetiklenmesi kaçınılmaz oluyor. yani bu seri katiller çarpık, ahlaktan ve hümanistlikten uzak toplumumuzun birer ürünleri maalesef... ilginç olanı ise bu insanların bir insanı öldürdüğünde hiç bir vicdan azabı çekmemesi ve onlar için bu durumun korkutucu bir şekilde sıradan olması...

suç işlemeye iten bir çok etken var. biyolojik ve çevresel faktörler gibi. yetiştirildikleri çevrede şiddet nasıl algılanıyor mesela bu çok önemli.
çocuklukta yaşanan tramvalar örnek: ted bundy adlı seri katil annesi tarafından reddedilmesi. edmund kemper gibi bazı seri katiller ise anne tarafında işkence'ye maruz bırakılmış.

eğitim düzeyi de suç işlemeyi etkilemiyor. otokontrolü daha çok arttıyor. atalay filiz'in uzun süren çabalar sonucu bulunması bunu gösterdi. ve anti-sosyal kişilik bozukuluğu tanısı konuluyor bir çoğuna. ceza çekseler bile uslanma olmuyor. umursamazlık ve delilik arasında gidip gelen tavırları dikkat çekiyor.
işledikleri suçu haklı görüyorlar!

işlenen suçlarda kurbanların seçiminde savunmasızlık ve arzulunabilinirlik faktörleri ön sırada. arzulabilinirlik için yine ted bundy örneği geliyor buraya işlediği cinayetler de ilk kız arkadaşına benzeyen kadınlardan seçiyor.
richard adlı seri katil ise evlerinin kapılarını kilitlemeyenlerin onu evinde misafir etmek istediklerini öne sürerek işemiş cinayetleri.

enterasan bir bilgi daha, araştırmalar şunu gösteriyor. erkek seri katillerin, yabancıları öldürme olasılığının neredeyse altı kat; kadın seri katillerin ise tanıdıklarını hedef alma olasılığının iki kat daha muhtemel. erkekler suç aleti olarak daha çok silah kullanırken, kadınların çoğunlukla boğarak öldürdüğü tespit edilmiş. gel de yorumla verileri, neyin psikolojisiyse!

öldürmek çoğunda motivasyon olmuş. eksik olan güvensizlik duygusunu tatmin etme ihtiyacını psikolojik hastalıklarıyla birleştirip kabus yaşattırmışlar. empati duygusu sıfır. canavar olmak deniliyor buna. peki bir insan canavar nasıl oluyor? psikolojik bir hastalığın genetik miras ile taşındığını varsaysak bile bazı acıların insanın ruhunu zehirlediğini ve sadist bir karakter yarattığını söyleyebiliriz. seri katil listesine bakınca korkunç yaşanmışlıklarla karşılaşabiliniyor. özellikle çocukluk yıllarında cinsel istismara uğrayanlar (başta bahsettiğim gibi) şiddete maruz kalanların seri katil olup suç işleme eğiliminin fazla olduğu görüyoruz.

ilk entrynin aksine tüm seri katillerin tamamının maktulleri belirli bir profilizasyona göre katlettiğini söyleyemeyiz.

night stalker, david berkowitz belirli bir profildeki insanları öldürmemiştir.

onun haricinde tüm seri katillerin geçmişte bir "travma" yaşadığı genellemesini de yapamayız, tarihte bunu tamamen keyif için yapan insanlar da olmuştur. çocukluğunda travmatik herhangi bir olay yaşamamış bir bireyde psikopatlık sonradan da gelişebilir. yani bununla ilgili işte geçmişte çocukken kesinlikle bir istismar yaşadı ve insanları öldürmeye başladı demek çok düz bir tespit olur.

bence seri katiller bu tarz genellemelere açık özneler değil
neyse ilginç bir konu ama bu bu tarz psikopatolojileri her zaman merak etmişimdir.

bilgisayar oyunlarından besleniyor.

ona kötü diyorlar.
o da hakkını veriyor. madem kötü diyorsunuz hiç hak etmediğim halde işte şimdi sözlerinizin artık bir anlamı var. ona kötü diyenleri haklı çıkarmak içgüdüsü ile takdir beklentisi. kötü değildim, takdir de beklemedim. takdir beklentisine sürükleyen sendin çünkü bana kötü olmamı emrettin. oldum, takdir görüyorum artık bana nefretle bakarken sen.
onaylandım hangi hisle bakarsan bak yaptıklarıma, evet onayı aldım senden. artık senin işaret ettiğin kişiyim, bir seri katilim. amacım senin gözünde onaylanmaktı. yapabileceğin, anlayabileceğin en kolay yolla yaptım bunu, öldürerek. yaşatabileceğime inanmadı, inanmazdı, inanamazdı kimse. kolay yolu ben seçmedim. bana zor yoldan sıkıldığınızı, o yolu kavrayamadığınızı siz gösterdiniz. kolay yolu seçtim, öldürdüm. şimdi beni gördünüz, beni anladınız. hala herkesin anladığından şüpheliyim. bir bir öldürecek, herkesi ikna edeceğim. siz kötüyü kabul edenler!
öyle ya da böyle, kabul ettiniz. daha da edeceksiniz.
işinizi kolaylaştırana katil diyeceksiniz. taş attığınız ekmek atınca seri katil diyeceksiniz. ellerinizle yarattığınızdan siz mesulsünüz. bir gün sıranın size geleceği korkusuyla yaşamanın çaresizliğinde daha da inanacaksınız inşa ettiğiniz gerçekliğe. sıra size gelince inanacaksınız, kendi ellerinizle kendinizi öldürdüğünüze.

empati yoksunluğu, narsistlik, yüksek iq ve sosyopatlık.

hiç mi mindhunter izlemediniz? anlatıyo orada seri katil profillerini. bide "kaç taneden sonra seri katil sayılıyor?" sorusu epeydir düşündürüyor beni.

adli bilimler ve suç psikolojisi bir derya denizdir ancak temel hatlarıyla bu mentalite nedir?
seri katilleri ve seri cinayetleri ve bunların mentalitesini iki gruba ayırabiliriz en temelde seri cinayetleri işleyenler tasarlayarak öldürenler ve tasarlamadan spontan şekilde öldürenler yani organize ve dezorganize olarak iki gruba ayrılır. bunlar da kendi içerisinde öldürme şekli amacı bir misyon edinip edinmemesi gibi birçok alt gruba ayrılır. katillerin ruhsal durumu yapılan çalışmalara göre yalnızca %4'ünün bir ruhsal bozukluğu olduğu ve bu %4'ün içerisinde yüzde birinin sanrılar görmeye hezeyanlar yaşama gibi hastalıkları olduğu ve bunların sadece yüzde birinin adli psikiyatri hastanesine yatacak kadar ağır olduğu geri kalanının cezaevlerine gönderildiği bilinmektedir. yani katiller çok yüksek oranda cinayetleri işlediği sırada doğruyu yanlışı ayırt etme saikine sahip olduğu ve bütün bunları sağlam bir bilinçte yaptıkları tespit edilmiştir.. misyoner dediğimiz bir "misyon" sahibi olan ki misyoner denmesinin sebebi de dini misyonerlerin kendilerini bir görev olarak dini yaymaları nedeniyle verilmiştir. bu katiller dünyadan kötülükleri silmek ya da kendini bir görev verildiğini düşünmek gibi örneğin eşcinselleri ortadan kaldırmak seks işçilerine ortadan kaldırmak gibi belirli görevler edindiğini söylerler. bütün bunların yanında cinsel haz dürtüleri ile cinayet işleyen, macera arayışı ile cinayet işleyen, katiller de bulunmaktadır...

elbette psikiyatrik açıdan çocuğun yalnız olması, aile içi şiddetin yaşanmasi, aile içi dinamiklerin bozuk olması, çocuğun şiddet görmesi, sosyal iletişim yetersiz içine kapanık olması gibi problemler çocuğun ilerleyen dönemlerde seri katil olması için bir etken olduğu yönünde yapılan çalışmalar vardir. ancak yüksek ıq sevisiyine sahip olmakz çok zeki olmak, asperger olmak seri katil olmakla yakindan uzaktan alakalı şeyler değildir.. geçmişinde kendilerince "av" olarak gördükleri küçük hırsızlıklar yapmak, özellikle çocukluk çağlarında durdurulamayan öfke ve antisosyal kişilik özelliği gösteren kişilerde yapılan çalışmalarda da bu oranın yüksek olduğu görülmüştür...

seri dürtü saiki ile cinayet işleyenler, kurbanlarına çok çeşitli adına tıpta agoni dediğimiz işkence yöntemleri kullanabilirler. göz bağlamak, göz oymak, kurbanını hemen değil yavaş yavaş öldürmek, sadece canını değil önce psikolojik olarak onu yıkıma uğratmak, tecavüz etmek, vücudundan parçalar koparmak, kadın veya erkek kılığına sokmak bu şekilde tecavüz etmek, onu hem bedensel hem de ruhsal olarak dejenare etmeye yönelik olabilir. genellikle kriminal incelemelerde, organize bir olay yeri bulmak belirli bir organizasyon ile öldürmek kurbanına işkence ederek öldürmeye işarettir. katil ve kurbanının ölümü arasinda geçen zaman uzadıkça kural olarak agoni artar.. işkencenin uzaması genellikle, kurbanın tam olarak kim olduğu ile ilgilidir. katil kurbanını genellikle tanır, onu yakından takip eder.. olasılığı düşük olsa da, hedonizm nedeniyle işlenen cinayetlerde kurbanın kimliğinden çok işkencenin türü önemlidir.. derya deniz bir konu ara ara editler yazarım..