1.
delicate sounds of thunder kaydında çok daha über fantastik bir boyutta çalınmış olan pink floyd şaheseridir.
devamını gör...
2.
3.
anımsa genç olduğun günleri, hani güneş gibi parladığın. parılda çılgın elmas. şimdi gözlerinde bir bakış, göklerdeki kara boşluklar gibi. parılda çılgın elmas.*
devamını gör...
4.
insanda hacı yağı sürmekle aynı etkiyi yapan mükemmel pink floyd şarkısı.
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
syd barrett 1968'de -grup kurulalı henüz üç yıl olmuşken- ortak bir kararla gruptan atılır. ilk albümlerinin inanılmaz bir rağbet görmesiyle kendisini yarın yokmuşçasına dağıtmayı artık bir yaşam tarzı haline getirmiştir çünkü. madde kullanımının tavan yaptığı ve grubun verimini düşürdüğü dönem, sonunda bir konserlerinde kafası uçmuş olduğu için her şarkıda aynı akoru basmasıyla tamamen kapanır ve grup barrett'la yollarını ayırır. floyd'dan sonra iki solo albüm çıkarır: the madcap laughs ve barrett. birkaç defa yeni grup kurma denemesi olur ama hepsini çok kısa süre sonra dağıtır. en sonunda da müziği bırakır ve çok uzunca bir süre barrett'tan kimse haber alamaz.
sonra, 1975 yılında garip bir şey olur.
grup, kaydını tamamladıkları albümü abbey road stüdyoları'nda dinleyip tekrar üzerinden geçerken birisi içeri dalar. nicholas schaffner'ın a saucerful of secrets kitabında ilk başta kimsenin onu tanımadığı anlatılır; çünkü barrett'ı hiçbiri yıllardır görmemiştir. kontrol odasına giren sanki bambaşka biridir: şişmandır, keldir, kaşları tıraş edilmiştir ve beyaz bir trençkot vardır üzerinde. birileri bir süre sonra ona "nasıl bu kadar kilo aldın, sana ne oldu?" diye sorduğunda barrett şu cevabı vermişti: "mutfağımda devasa bir buzdolabı var ve bir sürü domuz pirzolası yiyorum!"
rick wright'ın ağzından:
“stüdyoya geldiğimde koltukta şişman, kel bir adam oturuyordu. miksaj masasında çalışmaya başladık. roger’a adamın kim olduğunu sordum, bilmediğini söyledi. 45 dakika sonra aniden bu adamın syd olduğunu fark ettim. yıllardır onu görmemiştik ve tam da kendisi için yazılan bir parçanın vokallerini kaydederken çıkagelmişti. dişlerini fırçalayıp yanımıza geldi ve gitar kayıtlarını ne zaman yapacağını sordu. syd'e üzgün olduğumuzu, gitar kayıtlarını tamamladığımızı söyledik."
wright'ın bahsettiği diş fırçalamada garip bir şey vardır; zira barrett dişlerini fırçalarken kolunu sabit tutup kafasını sağa sola hareket ettirir ve de durduğu yerde zıplar. bunun yadırganışı ise kısa sürer. barrett henüz gruptan atılmamışken ama kendisini madde kullanmaktan geri de tutamıyorken bir fantezisinden bahsetmişti: içine asit karıştırılmış bir saç jölesi kullanmak. barrett bu jöleye aynı zamanda uyuşturucu da ilave edecekti, bu karışımı saçlarına sürecekti ve sahneye çıktıklarında spot ışığının ısısıyla bu jel kafasını eritecek ve uyuşturucu doğrudan beyni tarafından emilecekti. dolayısıyla barrett'ın sıradışı davranışları floyd için şaşırtıcı olmaktan uzaktı; ama bu yine de durumun onlar üzerindeki sarsıcılığını değiştirmiyordu.
roger waters ise akli dengesi bozulmuş eski dostunu tanınmaz bir halde karşısında gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu sonradan anlatacaktı ve barrett için "tutkulu insanların yok oluşunun en uç noktası" olarak bahsedecekti.
sonrasında barrett'a shine on you crazy diamond hakkında ne düşündüğünü sorarlar ve aldıkları cevap "biraz demode" olur. barrett bu cevabından sonra hiçbir şey demeden stüdyoyu terk eder. bu, grubun bir aradalarken barrett'ı son görüşüdür.
wish you were here, floyd'un kaydederken hem manevi hem de teknik olarak en çok zorlandığı albümdü. shine on you crazy diamond'un kaydının alındığı dönem waters sesini o kadar çok zorlamıştı ki, have a cigar'ın lead vokalinin kaydı için roy harper stüdyoya alınmıştı. alınan kayıtların grubu tatmin etmesi için defalarca tekrar gerekmişti. kendilerinin düşünceleri geçen yıllar içerisinde ne kadar değişmiştir bilmiyorum ama şahsi konuşacak olursam, barrett'ı anmak ve onurlandırmak için yazılabilecek en isabetli ve dokunaklı ağıttır shine on you crazy diamond. henüz gömülmeden önce ölüp gitmiş bir dosta yakılan en içten ağıt.
sonra, 1975 yılında garip bir şey olur.
grup, kaydını tamamladıkları albümü abbey road stüdyoları'nda dinleyip tekrar üzerinden geçerken birisi içeri dalar. nicholas schaffner'ın a saucerful of secrets kitabında ilk başta kimsenin onu tanımadığı anlatılır; çünkü barrett'ı hiçbiri yıllardır görmemiştir. kontrol odasına giren sanki bambaşka biridir: şişmandır, keldir, kaşları tıraş edilmiştir ve beyaz bir trençkot vardır üzerinde. birileri bir süre sonra ona "nasıl bu kadar kilo aldın, sana ne oldu?" diye sorduğunda barrett şu cevabı vermişti: "mutfağımda devasa bir buzdolabı var ve bir sürü domuz pirzolası yiyorum!"
rick wright'ın ağzından:
“stüdyoya geldiğimde koltukta şişman, kel bir adam oturuyordu. miksaj masasında çalışmaya başladık. roger’a adamın kim olduğunu sordum, bilmediğini söyledi. 45 dakika sonra aniden bu adamın syd olduğunu fark ettim. yıllardır onu görmemiştik ve tam da kendisi için yazılan bir parçanın vokallerini kaydederken çıkagelmişti. dişlerini fırçalayıp yanımıza geldi ve gitar kayıtlarını ne zaman yapacağını sordu. syd'e üzgün olduğumuzu, gitar kayıtlarını tamamladığımızı söyledik."
wright'ın bahsettiği diş fırçalamada garip bir şey vardır; zira barrett dişlerini fırçalarken kolunu sabit tutup kafasını sağa sola hareket ettirir ve de durduğu yerde zıplar. bunun yadırganışı ise kısa sürer. barrett henüz gruptan atılmamışken ama kendisini madde kullanmaktan geri de tutamıyorken bir fantezisinden bahsetmişti: içine asit karıştırılmış bir saç jölesi kullanmak. barrett bu jöleye aynı zamanda uyuşturucu da ilave edecekti, bu karışımı saçlarına sürecekti ve sahneye çıktıklarında spot ışığının ısısıyla bu jel kafasını eritecek ve uyuşturucu doğrudan beyni tarafından emilecekti. dolayısıyla barrett'ın sıradışı davranışları floyd için şaşırtıcı olmaktan uzaktı; ama bu yine de durumun onlar üzerindeki sarsıcılığını değiştirmiyordu.
roger waters ise akli dengesi bozulmuş eski dostunu tanınmaz bir halde karşısında gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu sonradan anlatacaktı ve barrett için "tutkulu insanların yok oluşunun en uç noktası" olarak bahsedecekti.
sonrasında barrett'a shine on you crazy diamond hakkında ne düşündüğünü sorarlar ve aldıkları cevap "biraz demode" olur. barrett bu cevabından sonra hiçbir şey demeden stüdyoyu terk eder. bu, grubun bir aradalarken barrett'ı son görüşüdür.
wish you were here, floyd'un kaydederken hem manevi hem de teknik olarak en çok zorlandığı albümdü. shine on you crazy diamond'un kaydının alındığı dönem waters sesini o kadar çok zorlamıştı ki, have a cigar'ın lead vokalinin kaydı için roy harper stüdyoya alınmıştı. alınan kayıtların grubu tatmin etmesi için defalarca tekrar gerekmişti. kendilerinin düşünceleri geçen yıllar içerisinde ne kadar değişmiştir bilmiyorum ama şahsi konuşacak olursam, barrett'ı anmak ve onurlandırmak için yazılabilecek en isabetli ve dokunaklı ağıttır shine on you crazy diamond. henüz gömülmeden önce ölüp gitmiş bir dosta yakılan en içten ağıt.
devamını gör...
7.
pink floyd 'un en iyi şarkılarından. çok uzun bir şarkı ancak her bir saniyesi keyif yaşatır. ben genelde kitap okurken açıp dinlerim.
devamını gör...
8.
isimlendirme olarak the beatles grubunun (l)ucy in the (s)ky with (d)iamonds (lsd) gibi örtülü bir anlam ifade ettiğini düşündüğüm*, eski ve kurucu grup üyesi syd barrett'a roger waters tarafından yazılan ve pink floyd grubunun 1975 çıkışlı wish you were here adlı albümünden 9 (i-v, vi-ix) partlık efsane bir şarkıdır. ek olarak, plaklar sınırlı bir veri barındırdığından ötürü şarkı ikiye ayrılmış, bu iki part hem açılışı hem de kapanışı yapmıştır. aşırı ilginç bir deneme bence. wish you were here ile tam bittiğini sanırken bir anda tekrardan elmasların parladığını duyuyorsunuz. evet, duyuyorsunuz.
(s)hine on (y)ou crazy (d)iamond
edit; roger waters'ın isimlendirme yaparken bu şarkıdan esinlendiğini düşünüyorum
(s)hine on (y)ou crazy (d)iamond
edit; roger waters'ın isimlendirme yaparken bu şarkıdan esinlendiğini düşünüyorum
devamını gör...
9.
müziğin teknik ile ilgili olmadığının, ruhsal bir olgu olduğunun en büyük kanıtlarından biri. insanoğlunun yapacağı en önemli müzikal terapilerinden biri. pink floyd'un gelecek nesillere armağanı.
1990 yılından ayin gibi bir kayıt!
1990 yılından ayin gibi bir kayıt!
devamını gör...
10.
pink floyd'un wish you were here albümünde yer alan 13 dakikalık şarkısı.
gençken güneş gibi parladığını hatırla.
remember when you were young, you shone like the sun.
parla seni çılgın elmas.
shine on you crazy diamond.
gençken güneş gibi parladığını hatırla.
remember when you were young, you shone like the sun.
parla seni çılgın elmas.
shine on you crazy diamond.
devamını gör...