sigmund freud'un en güzel sözü

"insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir."

ortalama insan ömrünü 80 yıl alıp, her bir dönem ele alındığında,

eğer her bir 80 yıllık dönemde, bu öğrenme durumu sürekli baştan başlayıp, yaşadıkça akıllanmaya doğru gidiyorsa ,
yani her dönem aynı şeyler yaşanıyorsa, ınsanoğlu binlerce yıldır hiçbirşey öğrenmemiş demek kolay olmaz mı ?

kaldı ki , bazı güdüler kalıtsal olduğu gibi, bazı güdüler de yaşam denilen süreçte yasayarak, öğrenerek şekilleniyor.

mesela insanlara çok fazla güvenmeme, kalıtsal bir güdü olduğu kadar , çevreden, aileden edinilen bilgi görgü ve eğitimle şekillenir büyük oranda .
bunu öğreten ailede eksiklik varsa , çocuğa henüz çocuk yaşta hayatta hiç kimseye güvenmemesi gerektiği öğretilmiyor ve çocuk bunu yaşayarak öğrenmek durumunda kalıyorsa,
bu eksiklik , ondan önce yaşayan ailesinin , ondan öncesinin, daha öncesinin, 50-100 kuşak öncesinin eksiği, bu konuyu bir türlü öğrenemediği anlamına gelmez mi ?

rüya görmeye devam et yoksa uyanacaksın.

(bkz: sigmund freud kim a**)

"time spent with cats is never wasted."

"bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz"

birini suçlarken işaret parmağınız karşınızdakini, diğer üç parmağınız sizi gösterir.

baldız baldan tatlıdır.

psikanalizde ; her psikotik durumu cinsel içgüdülere bağlamıştır.
meme emen bebeğe bile cinsellik yakıştırmasında bulunmuştur.
ve işin garibi freud'un tezleri bu gün doğru olarak kabul edilir.

"siz freudcular, kendiniz de kafayı yiyinceye kadar kafayı yemenin nedenlerini araştıracaksınız galiba."

purosuna yaprak oldugumun freud’u
der ki;

“aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir.''

meali; ömür biter “o” acı bitmez.

seks hakkında yaptığı o efsane yorumdur.

verse sevmez misin?

“mutluluk pantolona işemek gibidir, ıslaklığı herkes görür; ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin.”

mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir.
ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın.

"rüyalar bilinçdışı'nın via regia'sıdır".

insan bir kez melankoliye yakalanmış olmasın, her olaydan bir hüzün payı çıkarır kendine.

"ifade edilmemiş duygular asla ölmez. diri diri gömülürler ve daha sonradan, en kötü halleri ile ortaya çıkarlar."

genelde olumsuz tarafından yaklaşan reisin beni şaşırtan sözü: "sevmek ve çalışmak, çalışmak ve sevmek; hayat bundan ibarettir."

"insanın içgüdülerinin iki türlü olduğunu varsayıyoruz, ya koruyup birleştirmek isteyen - platon'un symposion'undaki tam anlamıyla buna erotik içgüdü diyoruz( ya da popüler kavram cinselliğin bilerek aşırı genişletilmesiyle cinsel içgüdü) ve yıkmak ve öldürmek isteyen diğeri; bunu saldırganlık ve yıkıcılık içgüdüsü olarak özetliyoruz. görüyorsunuz bu, dünyanın bildiği sevmek ve nefret etmek karşıtlığının kuramsal bir soyutlanması."
sigmund freud'un einstein ile 1932 yılındaki mektuplaşmasından. bu mektupta freud, insan kitlelerinin neden savaşa girdiklerini, ve bunun psikolojik tabanını değerlendiriyor.

"acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır."
uygarlığın huzursuzluğu s.42