şimdi siyaset zamanı değil

bunu diyenler en ala siyaseti yapanlardır. kanmayın. siyaset yapılmayan zaman yoktur. hele bu gibi olağanüstü durumlarda siyaset yapmamak imkansızdır.

şimdi siyaset zamanı.

şimdi değilse ne zaman? dost kara günde belli olur derler. hükümet de bize böyle zamanlrda lazım değil mi? siyasetin zamanını tam da şimdidir.

ömer çelik 99 depremi yazısında tam tersini söylüyor.
ömer çelik

#2417117

hala net zaman vermiyorlar.
söyleyin, o zaman yapalım dedik.

ülkedeki her bok siyasilere çıkıyorken affedersiniz ama eşek gibi de yapacağız siyaseti. zirâ anca bu dilden anlıyorlar!

bir kesim afet bölgesine çakarlı arabalarla gidip şov yapınca, buradan oraya giden belediye başkanına defol diyince, ahbap'a laf atınca, yardım tırlarına çöküp kendi parti amblemini basınca, arama kurtarma yapan ekiplerin emeklerine çöküp kendileri yapmış gibi pişkin pişkin kahramanlık pozu verince rafa kalktı bu durum bizim için.
siyaseti şimdilik bir kenara bırakalım, acıda birleşelim demiştik ama bunu fırsata çevirmeye kalktı her zaman ki gibi iktidar. efendiliği salaklık, korkaklık olarak görmeye çalıştılar. kimse kusura bakmayacak, gidip ilk fitili yakana baksınlar.

en fazla bir ay sonra olanları unutacak bir ülke için tam zamanı.

deprem vergisi adında verilen paraların hesabını sormayalım yani öyle mi diyorsunuz? bu millet hiç bir şeyin hesabını sormaya sormaya, her denilene koyun gibi itaat ede ede bu hale geldi. düzenli aralıklarla aldığınız paradan kesintiler yapılacak ama zamanı geldiğinde bu paralar nerede diye kimse sormayacak öyle mi?
hadi ordan hadi.

akp denen vatan haini oluşumun her başı sıkıştığında yumurtladigi söylem.

hayır şimdi siyaset zamani!...

her boka kader diyenlere inat, şimdi tam da siyaset zamanıdır. sırf kendileri gibi leş zihniyete sahip olmadıkları, liyakat ve bilim doğrultusunda hareket ettikleri için akp hükümeti tarafından yok sayılan tmmob inşaat mühendisleri odası'nın maraş şubesindeki binası bu kadar şiddetli depremlere rağmen ayakta kalmıştır.

bu kadar aymazlık, liyakatsızlık, hayasızlık ve umursamazlığa artık dayanacak gücüm kalmadı. 18 bin* canın kanı akp hükümetinin eline bulaşmıştır. sorumlu bellidir, başka bir yerde aramayın. artık hesap o kadar kabardı ki, ahirette değil burada hesaplaşacağız.

içimden yazmak gelmedi hiç. depremin olduğu o günden beri de yazmadım. ve yazmamaya da kararlıydım. ama artık patlamak üzere içim. kalbiniz benimle olmasın diye çok usturuplu bir yazı yazacağım.

ben lisedeydim. siyaset yapma, zamanı değil dediler bana. ben de bolca okudum, öğrendim ama fikrimi ne zaman açıklasam zamanı değildi.

üniversite yıllarında siyasetin zamanı değil, okulunu bitir, ondan sonra istediğini yaparsın dediler. ben okudum, mücadele etmeye çalıştım, çok şey öğrendim ama ne zaman bir konuda bu yanlıştır desem zamanı değildi.

sonra öğretmen oldum. dediler ki sen devlet memurusun siyasete karışma. ben de öğrencilerime iyiyi, güzeli anlattım dilim döndüğünce. onlara her zaman " hak ettiğinizden fazlasını istemeyin ama azına da razı gelmeyin" dedim. ama siyaset yapmadım hiç.

sonra bir baktım ki benim için zamanı olmayan siyaseti bir grup cahil cühela, vatan haini, vatanı kendi cebi sanan soysuz ben okurken, anlatırken, öğrenir öğretirken sadece siyaset yapmış. hem de kendi bildikleri gibi.

şimdi yalnız ve güzel ülkemin bir yanı yerle yeksan. ahmet erhan'ın da dediği gibi "yurdum gibi yaralıyım" ben de. insanlarım yok pahasına ölmüş gitmiş. siyasetin tam zamanı şimdi.

içimdeki cesetlerin ve daha ölmemişlerin hesabını sorma zamanı. ben insan olmak için uğraştım durdum. bitirdiler beni.

bu kadar sistemli bir kötülük karşısında itidalli davranılmaz. hesap sorulmalı. sorulacak.

bu depremde en ufak canı yanan herkesin hesabı sorulmalı. sorulacak. bugüne kadar yapılan tüm kötülüklerin hesabı sorulmalı, sorulacak.

bu ülkede aldığın nefes bile politiktir.

tam da zamanı. hesap zamanı. hem şimdi hem de gelecekte yaşanacak her şey için. sürekli, her olayda böyle öleceksek hiçbir önlem alınmalacaksa niye var bunlar? her şey olup bittikten sonra çıkıp nefret kusmanın faydasını kim gördü?

asıl şimdi siyaset zamanıdır.

siz siyaset yapıyoruz mu sanıyorsunuz? biraz daha var...
acımız var, cenazemiz var. arama kurtarma çalışmaları bitsin, bi nefes alalım. o zaman göreceksiniz siyaset nasıl yapılır. o zaman göreceksiniz halka parmak sallayanların parmakları nasıl kırılır....

işte şimdi siyaset yapma zamanı. verdiğimiz oylar kimlere ne uğurda gidiyor bir kez daha görmüş oluyoruz. nolurdu sanki adam akıllı bir denetim yolu getirselerdi, sağlam binalar yapsalardı, paraları cebe atmasalardı, insanlar sadece sallandıklarıyla kalsaydı. nolurdu hee.

ortalık bir yatışsın. deprem bölgesinde ki yaralar bir sarılsın, ne silivri, ne cehennemin dibi umurumda değil.

pelikan çetesinin yedikleri haltlar ortalığa saçılınca emniyet sübabı olarak kullandıkları cümledir. ama bu cümleyi fukara ahmet emmi söylediğinde artan sinir kat sayınızı daha tahammül edilebilir seviyelere çekecek bir anektod paylaşayım.
türkiyede halkın büyük kısmının yabancı dil ve genel adabı muaşeret kurallarını bilmediği için entellektüel ortamlara girmekten çekindiğini, kültürüne ters ve samimiyetsiz bulduğunu, zorunda kalması durumunda da çok rahatsız hissettiğini ve bunun hep bir travma ve yetersizlik hissi yarattığını cebinize koyun. kendi halkının aydın ve 'kibar' kesiminden de aynı sebepten pek haz etmediğini de.
cb nin ve de onun dünya görüşünü paylaşanların kafasında şöyle bir imge var 'oval masa etrafında toplaşmış türkiyeyle alay eden, batılı, smokinli zengin, kibirli hanslar georgelar'. bunların tam olarak kim olduğu hayal eden kişiye göre değişmekle beraber, tam isimlerini söylemeye çekindiklerinden 'dış mihraklar' ya da 'faiz lobisi' gibi imalı hitaplar kullanıyorlar. bu imgenin bir yerlerde fiziksel olarak da gerçekten var olduğuna inanıyorlar ve içlerinde hep bir gün bu heriflere gününü göstermek arzusu var.
orta çağdan beri toplumların bilinçaltındaki haç ve hilal savaşının iki tarafın da muhafazakar kesiminin üstünde heyula gibi durduğunu da aklınızdan çıkarmayın.
halkın bu zaafını bilen pelikan çetesi bir taraftan sürekli 'devletimizi rezil etmeyelim, bizim kötü durumlarımızı bilmesinler, zayıf görünmeyelim' diyerek bu yarayı kaşıyıp durur.
'aman batıya bizimle alay edecek koz vermeyelim'
bu çok iyi bir manipülasyon yöntemidir.
bunu pekiştirmek için pelikancı medya kanallarından 'bu türkler de çok oluyor dedirttik' 'osmanlı tokadı' 'türkiye karşısında dilleri tutuldu' gibi manşetleri bol bol görürüz. haksız kazançlarını bol gösterişle süsleyip kısa yoldan zenginliklerine zenginlik katarken, şaaşalı parti propagandalarıyla fakir fukaraya devletimiz aslında çok güçlü algısı yaratırlar, sorgulama alanı bırakmayıp bütün düzenlemeleri rüşvet ve yolsuzlukla kendi lehlerine çevirtirler.
fakat pelikancıların rant piyasası çok üzerinde düşünülmemiş temellerle kısa yoldan zengin olmayı hedeflediği için gün olur bir yerde çok büyük patlar. bütün yolsuzluklar kirli çamaşırlar ihmaller ortalığa dökülüp rezalete sebep olur. pelikanın ipliği pazara çıkacakken bu noktada troller devreye girer, gariban halka 'renk vermeyelim batıya rezil olmayalım' çağrısı yapar. büyük bir sosyal medya algı operasyonu başlar.
'kol kırılır, yen içinde kalır'
siz hakkınızı aramak isteyip sesinizi yükseltince, türkiyeyi batıya karşı komik duruma düşürmekle, zayıf göstermekle, hainlikle, artık rezaletin aşikarlık miktarına göre teröristlikle suçlarlar. bu fakir fukara halkın tam yumuşak karınlarından darbe aldıklarını ve sistematik manipülasyona maruz kaldıklarını unutmayın. kimse aptal falan değil, rezaletin onlar da sizin kadar farkındalar. ama o sırada en büyük korkuları batının türkiyeyi hor görmesi, küçük düşürmesi hatta ele geçirmesi. adamlar vatan millet aşkına bunu yaptığını sanıyor yani. siz devlete derinden zarar veren çürük sistemi nasıl böyle savunduklarına şaşırıp akp seçmenine kızarken, o da sizin ülkenizi açık etmeye çalışmanıza anlam veremiyor, ingiliz ajanlarının manipülasyonlarıyla kandırıldığınızı düşünüyor, ya da ispiyonlamanız için para aldığınızı falan. tıpkı gezi parkı olaylarında yaşadığımız gibi. twitterdaki bütün şikayetlerinizin altına sen hain misin yazmalarının sebebi bu. muhalif kanallarımızı türkiyedeki sorunları konuştuğu için cia zannetmeleri, bi amcamın depremde onca trajedinin ve kabusun içinde fox kamerasına yanaşıp 'durumumuz çok iyi, devletimiz yanımızda' demesi bu yüzden. yandaş kanalların güllük gülistanlıkmış gibi haber yapmasını bu yüzden destekliyor. bakan nebatinin depremin ikinci günü 'her şey kontrol altında, tek sorunumuz sosyal medyadaki yalan haberler' demesi bu yüzden. gerçi bu biraz fazla kör göze parmak oldu, yandaş medya haberin içeriğini hemen değiştirmiş.
afet bölgesine yardıma gittiğinde, gaza getirilmiş akpli vekilin, depremzedelerin çaresizliğini dış basınla paylaşır paniği ile ekrem imamoğluna saldırmasının alt metni bu.
rezaleti ihmal değil, kader, mukadderat, fıtrat gibi kelimelerle tanımlamaları bu yüzden. yani biz aslında her şeyi büyük ülkeler gibi çok düzgün yaptık ama allah böyle buyurdu, alnımızın yazısı. batının başına gelseydi mahvolmuştu vs. tabi bilim öyle söylemiyor. gerçekleri saklamaya çalışan pelikanlar alelacele karşı saldırıya geçer. iftira ve karalama kampanyası başlatıp ilgiyi kendilerinden uzaklaştırırlar. sizin için bariz dalavere olan bu durumu büyük kitlelerin o anda anlaması mümkün değil. baktılar kurtaramıyor o zaman da şimdi siyaset zamanı değil diyerek işin aslını dinlemeyi reddederler. televizyonlarda güçlü sağlam türkiye, deviz, kuvvetliyiz, en ultramega proje bizde, en birinciyiz, turbosüperiz dönmeye başlar.
dışardan görünen imajımızın güçlü olması için, içerden çürümeye meydan vermememiz gerektiğini anlamamız, özellikle de her iki taraftan da birbirimizi anlamamız dileğiyle diyerek, şimdi siyaset zamanı değil adlı romanımı sonlandırırım diyorum.

edit: dayanamadım örnek vereyim dedim.
https://www.aksam.com.tr/ya...