sisle gelen yolcu

türkçeye sisle gelen yolcu ismiyle çevrilen jean-christophe grange romanı. bu romanı diğer kitaplarından ayıran birçok detay var aslında. bunların en başında, satır aralarına sıkıştırdığı mitolojik hikayeler geliyor. bunları hem doğru, hem de detaya inmeden kısaca anlatıyor olması daha ilgi çekici bir hale büründürüyor bunu. aynı zamanda, psikolojik rahatsızlıklardan da çok doğru bir şekilde bahsetmiş. satır aralarında aslında anlattığı başka psikolojik rahatsızlıklar da mevcut, zira bu kitabı okuduktan sonra nevrotik bozukluklar hakkında bilgi edinmek istemiştim, tuhaf bir biçimde bunları satır aralarına anlatmak istediği akıl hastalığının yanına da sıkıştırıvermiş grange.

bir tek sonu çok saçma, çok kötü bitiyordu. ispanyol gizem filmlerini takip edenler bilir, insanı şaşırtmak için öyle zorlar ki ispanyollar, sırf şok etmek için şok etmek isterler. fransız yazarların da pek bir farkı yok, misal maxime chattam.

bavulsuz yolcu sendromundan müzdarip bir adamın akıl almaz hikayesi.

ya hakkınızda bildiğiniz herşey, anılarınız, yaşamınız kendi uydurduğunuz ve inandığınız yalanlardan ibaretse?

evet kitap tam da bunu anlatıyor. ana karakterimiz bavulsuz yolcu sendromuna sahip. tabii bunu bilmiyor. esrarengiz bir cinayetin ardından öğreniyor rahatsızlığını ve geçmişinin peşine düşüyor. geçmişi hakkında öğrendiği herşey garip ve tehlikeli. farklı zamanlarda farklı şehirlerde farklı kişiliklerle geçirdiği zamanlar, akıl almaz entrikalar ve peşini bırakmayan tetikçiler.

kafanız karışıp defalarca geride bıraktığınız sayfaları tekrar okumak zorunda kalabilirsiniz.