sokak köpeğinin saldırdığı çocuğun yüzüne 40 dikiş atılması

benim de köpeğim var ama buna karşıyım. köpeğimi de gezdiremiyorum. ama işte her sokak köpeği de bir değil. korkunç barınaklara yollanmaları da kahredecek. adam gibi barınak yapılması ne kadar zor ki. bi yapılsa bi alınsalar, kısırlaştırılsalar. komple çözülecek sorun.

anlamadığım şey bu köpekleri savunanları hiç mi bir it kovalamaz, hiç mi başlarına böyle şeyler gelmez. kimsenin başına böyle şey gelsin istemem ama merak da ediyorum, sizlerin çocuğuna, annenize, babanıza bir it saldırsa siz yine it bekçiliği mi yapacaksınız?

bakalım ilk hangi matematik bilmez "barınak" diyecek?

@lycanthropy "bakalım ilk hangi matematik bilmez barınak diyecek?" diye sormuş, oysa az yukarıda @anka_kusu_777 sözünü etmiş bile.
istanbul belediyesi veteriner işleri müdürü istanbulda 700bin civarı sokak hayvanı olduğunu söylemiş 2021 mart ayında. yarısı köpek olsa 350bin. nüfusları %30 artmış olsa 450bin. bu sadece istanbul'daki nüfus.
haydi barınak kuralım: her köpek için 5 metre kare alan olsa 2.25km2 lik bir alana gerek duyuluyor.
sadece köpekler için. bir kenarı 1.5 km olan kare. buna hizmet binalarını, yem yeme su içme alanlarını koyun 3km2
istanbul'da 3km2 boş alan var mıdır?
tabi besleme: bir köpek her gün 1kg yemelidir. bunlar küçük hayvan değil, kangal, alabaş kırması, her biri 30 kilodan aşağı gelmeyen hayvanlar. daha az verirseniz kavga çıkar, birbirlerini boğazlarlar.
yani her gün 450 ton mama lazım.
bunlar bir de dışkılayacak. her gün 400 ton da dışkı temizleyeceksiniz.
daha yakalama faslına gelmedik.
bir köpeğin yakalanması kaç dakika sürer sizce? ben cevap vereyim. minimum 10 dakika. 450 bin hayvan yakalanacak.
özetle ne kısırlaştırma, ne kısırlaştırmadan barınaklarda barındırma şu an için uygulanabilir değil. oldukları yerlerde itlaf edilmeliler. (bu da zor aslında. romanya bu sayıda hayvanı bildiğim kadarıyla beş ya da altı ayda ancak yok etmiş)
dikkat ederseniz sadece istanbul'dan söz ettim. bir de izmir'e gelin görün.

çocukken bizim sokağımızda bir sürü sokak köpeği vardı. koştura koştura oynardık hepsiyle, hatta yavrularıyla bile... bırakın saldırmayı, bizi korurlardı. okula kadar takip ederlerdi.

peki neden bazı yerlerde sokak köpekleri çeteleşiyor? neden bazıları çocukları, hatta koyun sürülerini parçalıyor? cevap çok basit: insanlar yüzünden!

bizim sokağımızdaki köpeklere kimse bir kere bile kötü davranmadı ve onlar asla aç ya da susuz kalmadılar. bu yüzden de insanları hiçbir zaman tehdit olarak görmediler. aksine bizler onlar için refah kaynağı idik, o yüzden koruma görevi üstlendiler. mesela biz sokakta oynarken, sokağın iki ucuna malak gibi yatar, araba girişine engel olurlardı.

siz hiç aç kaldınız mı? birkaç saatlik açlıktan bahsetmiyorum. günlerce aç kaldınız mı? sokak hayvanları maalesef aç kalıyorlar ve bu birbirlerini yemelerine bile neden olabiliyor, saldıran köpeğe ya da köpeklere şaşırmayın o yüzden. sizin "ittapar" ve benzeri kelimelerle saldırdığınız hayvanseverler besleme yapmasa bu olaylardan çok çok daha fazlası yaşanırdı, emin olun. evet, ben hiç sokak köpeği saldırısına uğramadım, benim yaşadığım yerlerde bu hayvanlar aç da kalmıyor, eziyet de görmüyor. çok zor değil, evinizdeki yemek artıklarını ve bayat ekmekleri yal gibi hazırlayıp onlara vermeniz ve en azından nötr davranmanız bireysel olarak sorunun bir parçasını çözer.

asıl sıkıntı hükümette ve yerel yönetimlerde maalesef. etkin kısırlaştırma şart, bu yapılmıyor ve denetlenmiyor. sokaklarda kedi ve köpek olmak zorunda arkadaşlar, bunun aksini düşünmeyin bile. neden mi? o kediler ve köpekler olmazsa sokaklar farelere kalacak. inanın bana, kediyi köpeği farelere tercih edersiniz.

bugün nat-geo-wild'da bir belgesel izledim. hindistan'daki bir şehirde 20000 kadar maymun yaşıyor ve insanları bile öldürüyorlar. sebebi o maymunların yaşam alanına girilmiş olması. üstelik bazen de köpekler maymunları parçalıyor, sonra maymunlar intikam alıyor, resmen bir savaş var orada. başka bir bölgede de insanlar ve filler savaşıyor. hatta gazetede okumuştum, ararsanız çok rahat bulursunuz; fil bir kadını öldürüyor, daha sonra cenaze törenine de gelip kadının naaşını tekrar tekrar çiğniyor ayaklarının altında... sebep yine aynı: doğal dengeyi bozmak, yaşam alanlarını gasp etmek...

ne derseniz deyin, köpekleri biz evcilleştirdik. şimdi de onlarla birlikte yaşamak zorundayız. ben de kimsenin tırnağının ucu acısın istemem. ama çözüm şart. yapılması gerekenler de şunlar:

- her ne sebeple olursa olsun, saldırgan davranan köpek ya da köpekler rehabilite edilecekleri, uygun ve iyi bakılacakları barınaklara alınmalı. mevcut barınakların rezalet şartları derhal düzeltilmeli.

- etkin bir kısırlaştırma seferberliği acilen başlatılmalı. gerekirse devlet parasını ödesin, biz sokağımızdaki hayvanları en yakın klinikte kısırlaştırırız.

- köpeği sokağa terk etmenin cezası caydırıcı bir ceza olmalı ki kimse oyuncak alır gibi alıp, çöpe atar gibi atamasın.

bu arada bana hiç sokak köpeği saldırmadı ama sahipli bir köpeğin saldırısına uğradım. evet, korkunç bir tecrübe ama lütfen terapi alıp korkunuzu yenin. hayat böyle geçmez çünkü. üstelik siz korkunca oyun olsun diye sizi kovalayabiliyorlar. en azından biraz olsun geçer o travmanın izleri. tecrübe ile sabittir.

"peki neden bazı yerlerde sokak köpekleri çeteleşiyor? neden bazıları çocukları, hatta koyun sürülerini parçalıyor? cevap çok basit: insanlar yüzünden"
8-9 yaşındaki çocuklar köpeklere kendini ısırtığı için senden ve bütün köpeklerden özür dileriz sjw! bir daha olmaz tamam mı?
neymiş köpeklerin travması varmış ya da açmış! travması olan köpek insandan korkar ve sürekli kaçar! 100 metre yakınına gelemez insanın! aç oluşa gelince hiç de aç değiller! gayet karınları tok! senin gibiler bilinçsizce çiğ etlerle besleyip vahşileştiriyor yeteri kadar! ondan mı eskişehir'de kendilerini doyuran kadını paramparça etti sokak köpekleri! www.ntv.com.tr/turkiye/soka...

hayatında köpek egitmemis beyinsizler travmali köpeğin kaçacagini/korkacagini iddia ediyor. köpek eğitiminde bile hayvanı korku ile değil ses tonuyla yönetmeyi öğretirler. köpeklerin savunma mekanizması ender olarak korku göstermektir bir yerden sonra patlar.

bende tramvali bir rotweiler vardı bir sene bağlı kalmış işkence görmüş. hayvan o kadar saldırgandi ki tepesi atınca zincir,paraşüt ipi vesair kopartiyordu ve bu hayvanı görece sakin hale getirdim şimdi bursa da bir çiftlikte. bu söylediğim hayvan tek hamle de herkesin korkudan altına ettiği pitbullun soluk borusunu söküp yan tarafına fırlattı. eğer yolda/bina da sevmediği biri varsa zincirini koparttı, ilk sahibi onu çok dövdüğü için saldırırken paraşüt ipi koparttı. ve bu hayvan bir kere bile bir çocuğa saldırmadi ha yanına yaklaştırmak,hirladi havladi ama saldırmadi yanına gelse bile.

vahşilesen köpekleri çoğu zaman uyutmaktan başka çare yok, en vahşi köpek bile bir yere kadar egitilebilir lakin uysallastirilamaz. pascal bunun istisnası.

sokak köpeklerine cozum bulunması gerekli evet lakin avrupa standartlarında barınaklar ayarlansin mutlu mesut yaşasınlar hayatında köpekler hakkında en ufak fikri olmayan beyni yok,fikri var modunda yorum yapmasın bir zahmet.

#2180679 @pandasuratli klasik, ezberlediğim söylemleri alt alta yazmış.
ben iki kere köpek saldırısına uğradım. birincisinde ana caddede, kapısı dört mevsim boyunca açık giyim mağazının tam önünde yatan, yemi yarım metre ötesine konan koyun boyundaki bir itin saldırısıydı. olduğu yerden kalkmış, beni bir başka caddeye dek tam 500 metre izlemiş, büfeden bir maden suyu almak için dolabı açtığımda saldırmış. oradaki esnaf arkadaş farketmese ısıracakmış.
ikincisi cadde kenarında bir çay bahçesinde kolum bahçe duvarındayken saldırdı. arkadaşım kordi diye bağırınca refleksle kolumu çektim. ısıramayınca hızla dönüp ara sokağa girdi.
yani itler aç oldukları için değil vahşi oldukları için saldırıyorlar. daha bugün bir genç, o da fark etmemiş bir it saldırısına uğramış ve it sol bacağını arkadan dizin hemen üstünden ısırmış. bu saldırıların bu şekilde olmasının nedeni var. insan norma olarak buradan ısırılırsa düşer ve it doğrudan boğazlamak için boğaza saldırır. nitekim konya'daki çocuğun boğazına dalmışlar.
doğada hiçbir canlı, eğer aralarında simbiyotik ya da çıkar ilişkisi yoksa bir başka canlıyı beslemez. bırak başka canlıyı, türdeşini bile beslemez. kaynaklar sınırlıdır çünkü. buna bağlı olarak serçe, güvercin, kumru, martı, sincap, fare, kirpi, kedi, hamam böceği, sinek, sivrisinek ve bilumum haşere, kısaca şehirde insanla birlikte yaşayan hayvanların tamamı yiyeceklerini kendileri bulurlar. insanların bunları besleme, refahını sağlama zorunluluğu yoktur. yiyecek bulamazlarsa da ölürler. kısaca köpeklerin aç olması insanların sorunu değildir. yiyecek kıt olunca üreyemezler, üremeyince bu sayılara ulaşamazlar. arkadaş bunlar yemek yiyorlar, yemek yerken çiftleşiyorlar. videosu var bu olayın. yani, açlarsa defolup gidip yiyecek bulacaklar, bulamazlarsa ölecekler. denklem bu derecede basit.
yaşam alanı konusu: insanlar köpeklerin yaşam alanına girmediler. ta ilk günden beri köpekler insanların yaşam alanına girdiler. hep verdiğim bir örnek var: ankara'da çakırlar diye bir yöre var. 2000'li yılların ilk yarısında orada tek ev yoktu. çöl. bir tane bile köpek yoktu orada. bir tane bile. ben uzun yıllar ankara'da yaşadım, her taşını bilirim. sonra imar girdi ve yüzlerce binlerce ev yapıldı oraya. bilin bakalım ne oldu? çakırlar yaya dolaşılmayacak bir yer haline geldi. (2019 nisan başında orada bir köpek katliamı oldu. 13 ü basına yansıyan yaklaşık kırk köpek itlaf edildi. ben eryaman'dan ostim'e bu mahalle den geçip gidiyordum. arabamdaki arkadaşlara "bunları temizlerler demiştim. yoldan geçen herkese saldırıyorlardı ve yolun bitiminde sekiz dokuz okul vardı)
peki. yaşam alanlarını işgal ettik. siz de bu yaşam alanlarını işgal edenlerdensiniz demek bu. evinizi bunlara terk edip dağa, tarlaya gider misiniz? insanların yaşam alanı tam olarak neresidir. mesela siz köpeklerle birikte yaşayacağınız bir alan seçin biz de köpeksiz bir bölge seçelim. nereyi seçelim?
kısırlaştırma ve barınakların iyileştirilmesi yavesi:
bu geçti. 10 milyon köpek var. bunları yakalayamazsınız bile. deneyin. bir köpeği yakalamak en iyi koşullarda 10 dakika sürüyor. 10 milyon köpek resmi rakam. çin ordusunu istihdam etmeniz lazım.
onlar da beceremez.
hadi topladınız. siz burada günde 10 kısırlaştırma yaparken diğerleri ürer. nasıl engelleyeceksiniz? 10 milyon hayvanı kısırlaştırmak kaç paraya mal olur, ne kadar sürer? mümkün değil.
bir de beslenmesi olayı var: 10 milyon hayvan her gün 10 bin ton mama yer.
bu mamaların içindeki etlerin sahibi hayvanlara yazık değil mi? onların canı yok mu?
bir de demişsiniz ki kedi köpek olmazsa sokaklar farelere kalacak. farelerin ne günahı var?
fareler çok zeki hayvanlardır. sosyal hayvanlardır. öğrendiklerini birbirlerine ve yavrularına aktarırlar. insanlar gibi yediye kadar sayabilirler. anası ölmüş fare yavruları köpeklerde olduğu gibi kaderine terk edilmez. altruistik hayvanlardır. toplumun faydası için aralarından birini feda edebilirler. (bir yiyeceğin zehirli olup olmadığını anlamak için biri gider yer. 24 saat bekleyip yiyeni gözlerler. yiyen hastalanır ya da ölürse o yiyecei yemezler) farelerden ne alıp veremediniz. pislerse, hastalık taşıyorlarsa köpekler de çok pistir ve hastalık taşırlar.
buyrun top sizde

başıboş sokak köpeği sorununun rayından çıkan milli güvenlik sorunu olduğunun en büyük kanıtıdır. akp'li ve mhp'li belediyelerin sokak köpeklerine doğru dürüst barınak yapmaması yüzünden başıboş sokak köpeği sorunu tavan yaptı. an itibariyle sjw köpektaparlar, bu acı gerçekleri hazmedemedi. başıboş sokak köpekleri derhal itlaf edilmelidir!.. dünya'nın hiçbir gelişmiş ülkesinde "başıboş sokak köpeği" denilen bir şey yoktur.

#2910497" dünya'nın hiçbir ülkesinde "başıboş sokak köpeği" denilen bir şey yoktur."
çünkü barınaklar vardır ve kanunen devlet barınaklarda bakmakla yükümlüdür.
itlaf etmek size yakışan ve alışık olduğunuz bir durum zaten...

tarikat/cemaatlerdeki ilkel canlıların taciz tecavüzüne uğrayan, intihara sürüklenen çocuk sayısı daha fazla.. keza çocukları kirli düşlerinin nesnesi gören sapkınlar.. çocuk duyarlığımızda samimi ve gerçekçiysek, dürüstsek, hep birlikte çocuklarımıza yönelik tüm tehlikeler için sesimizi yükseltebilir, birlikte karşı koyabiliriz.. var mıyız.? saldırgan 'köpekler' konusunda da anlaşamayacak, ayrımda bulunacak halimiz olmamalı herhalde..

#2910510 @viva zapata hindistan ve tayland'da var. aslında her ülkede var. sokak köpeği dediğiniz yaratık, tıpkı sinek gibi, sivrisinek gibi, kene gibi parazit bir canlı. nasıl bu sonuncuları tamamen ortadan kaldıramıyorsak, en gelişmiş ülkeler bile sokak köpeklerini ortadan kaldıramıyor. ancak gelişmiş batı ülkelerinde bu sorun radikal bir şekilde çözülmüş. devletin hiçbir ekonomik getirisi olmayan, bir yılda 12 yavru yapma kapasitesine sahip, ağzında 42 keskin diş olan, orta boylu olanlarının bile (çocukları, kadınları, yaşlıları acizleri bir yana bırakıyorum) yetişkin bir erkeği bile öldürme kapasitesine sahip bir hayvanı bakma zorunluluğu yok. nitekim bu ülkelerden ingiltere başıboş dolanan köpekleri toplar. on beş gün barınakta bakar sonra itlaf eder. abd yılda 2.6 milyon başıboş köpeği itlaf ediyor. eski mutlu günlerde sscb, 1950'lerin başında tüm sokak köpeklerini itlaf etti. çin, mao zamanı, 1964 yılında aynı şeyi yaptı. vietnam, kurtuluşundan sonra sokakta köpek bırakmadı. hani "seni solcu sanıyordum" demiştin ya ona istinaden.
bir de şu tür bir itiraz var: #2910535. ne yani tacizci tecavüzcü var diye sokak köpeklerinin çocukları, insanları parçalamasına razı mı olalım. "oh ne güzel. çocuğumuz bir yobaz tarafından tecavüze uğramadan köpek tarafından yenildi. ne kadar şanslıyız"
insanları insanlardan gelecek kötülüklere karşı korumak ve kötülüğü cezalandırmak için yasalar var. devletimiz devlet olma niteliğini yitirdiği için çok etkin olarak uygulanmıyor ama var. şimdi yargıç "bu çocuğu neden parçaladın bay köpek" diye köpek mi yargılayacak sizin düşüncenize göre?
sui misal emsal olmaz, yani kötü örnek örnek değildir. fransa'da da taciz ve tecavüz var. şimdi özellikle tecavüz suçlularını kimyasal hadım etmeyi tartışıyorlar. ama sokaklarında köpek yok. havaalanlarında, garlarda insanlar arasında dolaşan, marketlere girip soğan tezgahlarına işeyen köpek de yok.
aslında sokakta köpek olmasını isteyenler, bilerek ya da bilmeyerek mama şirketlerinin tetikçiliğini yapıyorlar. çünkü toplayalım barınaklara koyalım denilince "barınakların ölüm kampı olduğu" şarkısını söylüyorlar. bunların sayısı on milyonu aştı deyince belediyeler görevini yapıp kısırlaştırsaydı şarkısı çalınmaya başlıyor. hayvanları kısırlaştırmak için almaya geldiklerinde bir yığın cırtlak sesli kadın ortaya çıkıyor, (merak ediyorum, bunların hiç mi insani meşgalesi yok) polise tokat atanı bile var. toplayıp, yerleşim yerlerinden uzaklara bırakıyor, "hayvanları açlığa mahkum ediyorsunuz, ne yiyip ne içecek bunlar". [ hani biz yaşam alanlarını işgal etmiştik. biz olmasak ne yiyeceklerse onu yesinler. mavi ekran.] böylece itler üremeye hazır, üremeyi teşvik eden hormonlarla güçlendirilmiş mamalarla beslenerek sokaklarda kalıyor.
>> bir konteynerde mama paketleri varsa uyuşturucu köpekleri o konteyneri uyuşturucu diye işaretliyormuş. belki de her mama çuvalının içinde yarım kiloluk pudra şekeri vardır. kim bilir. mama firması sahipleri arasında vekiller de varmış<<
>> geçen, sözlükteki bazı yazarların da takdirini toplamış, köpekleri fıçılardan yapılmış vagonlarda gezdiren bir "abla" vardı. en son acun'dan atv istiyordu treni için. bu abla ve kocası için bugün twitterde söylenenler, benim bu konuda hiç yanılmadığımı gösteriyor. <<

dangalağın biri iki sene önce yazdığım entrye cevaben gene aynı ıq'su düşük savunmayı yapmış.
"tarikat yurtlarındaki tecavüzlere ses etmiyorsunuz ama! " savunması yine. klasik bunlarda bu zaten!
öncelikle köpek sorunuyla bunun ne alakası var? tarikatlardaki iğrenç tecavüzlere ses etmediğimizi nereden biliyorsun? boş zamanlarımda menzil'e gidip zikir filan yapmıyorum. yerim senin tarikatını ben! lan agnostiğim ben agnostik! sapına kadar tarikat karşıtı laik atatürkçü bir adamım. iğrenç tarikat yurtlarında olanlara sessiz kalmadık! çocukların köpekler tarafından paramparça edilmesine de sessiz kalmayacağız!
tarikat yurtlarında iğrençlik oluyor diye bu köpeklerinize çocukları öğlen yemeği yapma hakkı mı tanıyor lan ucube zihniyetine tükürdüklerim!

neyin felsefesini yapıyorsunuz allah aşkına. sıkacaksınız kafalarına birer tane olacak bitecek. yeryüzündeki bütün itlerin canının toplamı bir tane çocuğun tırnağı edemez. sıkıp sıkıp geçilecek kafalarına. yok barınak yok mama şirketleri yok insani şartlar yok yaşam alanı. ulan doğanın kanunu güçlünün güçsüzü yemesi değil mi? olayı hiç felsefi, ahlaki boyutlara taşımaya gerek yok. öldürüp geçilmesi lazım.