1.
muhtemelen dar ağacındaki bir bedbahta sorulmuştur. "kalan ömrümü sevdiklerimle beraber sevdiğim şeyleri yaparak geçirmek istiyorum" dese nolur ki? kabulü mümkün değilse neden sorulur bu soru. dar ağacına layık olacak kabahati neyse belli ki buradaki sehpalarla kalmayacak çaresizliği. bunun içindir ki en çok dar ağacındaki adamın hakkıdır kalan ömrünü mutlu bir şekilde geçirmek. ötesi zaten mutsuzluk ve pişmanlık... bendeki de soru.. hiç dar ağacındaki adam bunları düşünür mü? hem dar ağacındaki adamın sevdikleri var mıdır acaba? kaç sehpa çeker bu yükü? belli ki sallandırılan yalnız kuru bir beden değil, bu bedenin işlediği kabahat.. uzun mahkemeler, savunmalar, itirazlar hepsini çeker mi bi sehpa? alın size iki bilinmeyenli bir bilmece; "haksız bir yargılama mı ağır gelir, dar ağacındaki bir adam mı?". düşünme düşünme.. sehpaya bağlı bütün mesele. eğer yargılamayı yapanların elinden geçmişse bir sehpa, dar ağacındaki adamın cüssesinin bir önemi de yok.
düşünüldü taşınıldı sehpanın bir kabahati olmadığına, kalan ömrünü dar ağacındaki adamlarla beraber tekme tokat, ezile ezile geçirmesine karar verildi.
düşünüldü taşınıldı sehpanın bir kabahati olmadığına, kalan ömrünü dar ağacındaki adamlarla beraber tekme tokat, ezile ezile geçirmesine karar verildi.
devamını gör...