sözlüklerde fakirlerle dalga geçmek

eğlencelidir. özellikle iett otobüsü üzerine şakalı tespitler yapmaları çok rezil. sabah 500t maceralarını anlatıp, akşam kadın yazarların avatarına bakarak terbiyesiz şeyler yapan fakirlerden bıktım.

fakirlerin anlamadığı şey, dalga geçilen konunun yaşantıları değil fakirliğe ve aylaklığa olan övgüleri olduğu gerçeğidir.

son 3-4 yılda özellikle sözlüklerde yazar alımlarının artması neticesinde, sadece belirli bir alt kültürü temsil eden ve benim özetle "entel solcu leş sürüsü" olarak tabir ettiğim insanların ekmek tekneleri, birer birer darbe aldı. gerçekler acıydı ve bir gün birisi söylemeliydi.

"özgürlük" atfettikleri küçük oluşumların verdiği güvenle yıllarca, her zengini suçlu, her işinde gücünde insanı "sistemin kölesi" gibi sıfatlarla etiketleyen fakir ibişler artık eski popülitesini kaybetti.

hepimiz onların bodrum katlarda şarap içip, ilk sorunda kaçan sorumsuz esrarkeşler olduğunu farkettik sonradan.

sanat, siyaset, spor hakkında destanlar yazan bu adamlara güvenip kendini teslim etmeye yeltenen pembiş kızlar, yüzlerine çarpan tavuk döner kokusuyla kendilerine geldiler. hatta ayran.

hayat böyle bir şey değildi. çok konuşana değil, icraat yapana açardı cennet kapılarını.

14 şubat kapitalizmin oyunu dediler...
anneler günü çok rererö dediler...
lüks otellerde kızlarla takılan sisteme köle adamlar gibi değiliz dediler...
"okulu 22 yaşında bitiren salak" gibi başlıklarla, alay ettiler kendileri gibi aylak olmayanlarla...

o kadar abarttılar ki, trafik kazası geçirdiğini anlatan insanları, arabası olduğunu vurgulayarak kız düşürmeye çalışmak ile itham ettiler.

iphone'u hakkında soru soran bir insanı linç ettiler.

sonsuza kadar sürmezdi bu fakirliğe övgü. nefret etti normal insanlar bu serseri kurularından artık. ben bunu hissediyorum coşkun yüreklerde.

sözlükçü fakir ibibikleri sevmiyorum. bundan sonra kendi aralarında birlik olup, özel günlerde pahalı restoranlara gitmenin ne büyük saçmalık olduğunu anlatamayacaklar. bir halk uyanıyor.

yüzsüzlüktür.

yıl olmuş 2020 hala fakir mi var? sorusunu gündeme getiren başlıktır.

(bkz: kafa sözlük fakir ekşi sözlüğüdür)

bu bana biraz abartı geldi.

(bkz: kendisiyle dalga geçebilen insan)

*(bkz: paran mı var lan hıı köpek)

bir fakirin başka bir fakirle dalga geçmesi daha da can yakıyor. sen anlarsın onun halinden. sen de dalga geçeceksin napsın bu insan?

ben de yapıyorum bunu, eğlenceli oluyor;
(bkz: kendisiyle dalga geçebilen insan)

benimle dalga geçebilirsiniz hem birlikte eğlenmiş oluruz.

fuck fucker olan insanları üzmeyin lan.

herkes zengin ama aslında fakir. 10 bin tl maaş alsa da fakir, 30 bin tl maaş alsa da fakir. para konusunda egosu kabarmış insan benim gözümde fakirdir. milyon doları olsa hiçtir.

unutmayın ki müslüm babamız "yakarsa dünyayı garipler yakar." demiştir.

bakmayın siz onlara, bu şahıslar sizden de fakir emin olunuz. hemi de hem madden hem beynen.

beyinen fakir olmayin kafi

sözlüklerde fakirlik edebiyatı üzerinden mastürbasyon yapan sözde entellerle dalga geçmenin haklılığını ifade eden başlıktır.

çünkü sosyal medya platformlarında ki birçok saçma sapan içeriğin üreticileri oldukları için dalga geçilmeyi hak ediyorlar.
yıkık dökük bir odada striptiz yada twerk videosu çeken, uyuyan kişinin üzerine çöp kovası boşaltan, aç kalmasını ülkeyi yöneten kişileri sorumlu tutmak yerine suçu allah'a atan bu tayfa.
o yüzden bu tip kişilerle dalga geçmek az bile.

beyin fakirliğimiz olmasın da ekonomik olarak dalga geçebilirler önemi yok.

birinin hastalığıyla dalga geçmekten farkı yoktur.
fakirlik bir hastalık değildir ama statülerle dalga geçmek bir hastalıktır...

geçen arkadaşlarla partiliyoruz. işte bir tanesi bir kızla tanışmış. nereden dedik?
ağzından kaçırdı. normal'de tanıştık dedi.
bizi bir gülme aldı. ama nasıl gülüyoruz. öyle böyle değil. durduramadık kendimizi en sonunda dedik ki bari herkes birini durdursun böylece bu krizden çıkarız.
kimse de gülmesini durduramadığı ve o arkadaş da ağlayarak kaçtığı için sabaha kadar güldük.
pis fakir.