#netflix filmleri
  
          yönetmen koltuğunda mark waters'ın yer aldığı 2008 netflix yapımlı fantastik çocuk filmidir. tony diterlizzi ve holly black'in aynı adlı fantasti roman serisinden uyarlanan film, ebeveynlerinin boşanmasının ardından terk edilmiş bir köşke taşınan ailenin yaşadıklarını konu almaktadır.
        
      
          yönetmen:
mark waters
oyuncular:
freddie highmore
sarah bolger
mary-louise parker
seth rogen
david strathairn
nick nolte
joan plowright
      mark waters
oyuncular:
freddie highmore
sarah bolger
mary-louise parker
seth rogen
david strathairn
nick nolte
joan plowright
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dahlvier" tarafından 24.11.2022 21:50 tarihinde açılmıştır.
      1.
               
      
  
          2008'de izleyicisiyle buluşmuş olan abd yapımı fantezi ve macera filmidir. 90 milyon dolar gibi, gayet yüksek bir bütçesi vardır ve gişede, dünya çapında 164 milyon dolar gibi bir hasılat elde etmiştir. yapımda birçok tanıdık yüz görürüz ama aralarından beni en şaşırtanı nick nolte olmuştur. kendisi aslında filmin baş kötüsünü canlandırıyor ama o fantastik tiplemenin sadece görünmeyi tercih ettiği bir halini temsil ediyor. demem o ki, nick nolte burada çok kısa süre görünüyor ama gene de karizmasıyla akıllarda kalıyor. 90 milyon dolar ve fantezi filmi demiştim değil mi? yani burada elbette ki süper görsel efektler bekleyin!
the spiderwick chronicles'ın (eserin orijinal ismi) güzel bir hikayesi var. zaten bu yapıt, aynı isimli bir kitap serisinden uyarlanmış. burada karşımıza çıkan kasting çok iyi bence ve son derece sevilesi karakterlere rastlıyoruz hikaye ilerledikçe. problemler yaşayan ama bağları yine de kuvvetli bir aile. baba bunları terk edip başka kadına kaçmış ve filmin sonlarında dönüyor... mu?.. neler oluyor filmin sonlarında, aman tanrıııımmmmmm!!! filmin hikayesi derken aslında işin içinde bu tür kurgusal şaşırtmalar da var ve bunlar gayet zekice diyebilirim. ayrıca filmin sevilesi iyi karakterleri kadar, nefret edilesi kötüleri de var. bunların çoğunluğunu oluşturan sıradan goblinler pek dikkat çekmiyor ama bunların lideri redcap gayet ilginç ve filmin baş kötüsü mulgarath, isminin kulağa geldiği gibi ürkütücü.
ürkütücü demişken, filmin tuhaf bulduğum bir tarafından bahsedesim geldi. bana göre spiderwick günceleri, çocuklar için fazla korkutucu olabilir. bu elbette normal bir şey ama mulgarath denen "adult"lar için olması gereken tiplemenin, geri kalanı çocuklar için gibi gördüğüm bir yapımda bulunması biraz... abes. kişisel olarak, 3-4 yaşımdan beri korku yapıtları izlediğim için beni rahatsız etmezdi bu film, çocukken de izleseydim ama kimi çocuklar için "fazla" olabilir bu karakter. ayrıca, yapımın özellikle sonlarındaki bazı başka türlü sahneler de "süt çocukları" için sakınılası olabilir. siz siz olun, çocuğunuzu korkusuz yetiştirin. sonra, böyle filmleri görüp manyak olurlar falan... neme lazım...
filmin başrol oyuncusu freddie highmore, yüzünü bir kere görseniz bir daha unutamayacağınız bir tip. velet gayet de iyi biliniyor aslında. bu filmde kendisi ikizleri oynuyor ve iki yüzünü görseniz iki daha unutmazsınız kendisini artık... geyik bir yana, tahminimce bu hikayenin orijinalinde baş karakterler ikiz kardeşlerdir ve filmde de gerçekten ikiz oyuncular oynatmak yerine tek çocuğu ikiz yapmışlar. buna gerek var mıydı bilemiyorum. yani hadi ikiz olan ve role uygun çocuk aktörler bulamadınız, çocukları ikiz değil sadece kardeş yapın ve bunları iki ayrı çocuk aktör oynasın?.. yani uyarlamalarda serbest takılabiliniyor ve burada da bu yapılabilirdi bence; çekimler çok daha kolayca halledilebilirdi böylelikle.
filmde sanırım bir tane majör mantıksızlığa rastladım. bundan bahsetmeyeceğim burada. onun dışında, filmin dramatiklik düzeyinin anca vasat üstü olduğunu ve bunun da asıl sebebinin "sıradan" oyunculuklar olduğunu düşünüyorum. benzer bir film olan narnia günlükleri: aslan, cadı ve dolap (2005) çok daha etkileyiciydi bence bu hususta. yani öyle gülünç kötülükte oyunculukların sergilendiğini falan kastetmiyorum ama cidden de akıllara kazınası, gönül tellerini titretesi oyunculuklar falan yok burada. aslında şimdi düşündüm de, biraz gülünçlük boyutu da var bu işin. yer yer, bazı oyuncular "ne işim var benim bu saçmalıkta?" dermiş gibi takılıyorlar gibi geldi bana. yani tüm film boyunca böyle değil belki bu ama birkaç sahnede böyle şeyleri sezer gibi oldum. sezercik gibi bigün bende şekey yiycem!
daha da ne desem bilemedim. bu filmin hedef kitlesi arasında olabilir misiniz gerçekten tahmin yürütemiyorum. yani "çocuklar için çok yetişkince, yetişkinler için çok çocukça" falan derler ya bazı yapımlar için; bu iş de onlardan biri bana kalırsa.
 
      
  the spiderwick chronicles'ın (eserin orijinal ismi) güzel bir hikayesi var. zaten bu yapıt, aynı isimli bir kitap serisinden uyarlanmış. burada karşımıza çıkan kasting çok iyi bence ve son derece sevilesi karakterlere rastlıyoruz hikaye ilerledikçe. problemler yaşayan ama bağları yine de kuvvetli bir aile. baba bunları terk edip başka kadına kaçmış ve filmin sonlarında dönüyor... mu?.. neler oluyor filmin sonlarında, aman tanrıııımmmmmm!!! filmin hikayesi derken aslında işin içinde bu tür kurgusal şaşırtmalar da var ve bunlar gayet zekice diyebilirim. ayrıca filmin sevilesi iyi karakterleri kadar, nefret edilesi kötüleri de var. bunların çoğunluğunu oluşturan sıradan goblinler pek dikkat çekmiyor ama bunların lideri redcap gayet ilginç ve filmin baş kötüsü mulgarath, isminin kulağa geldiği gibi ürkütücü.
ürkütücü demişken, filmin tuhaf bulduğum bir tarafından bahsedesim geldi. bana göre spiderwick günceleri, çocuklar için fazla korkutucu olabilir. bu elbette normal bir şey ama mulgarath denen "adult"lar için olması gereken tiplemenin, geri kalanı çocuklar için gibi gördüğüm bir yapımda bulunması biraz... abes. kişisel olarak, 3-4 yaşımdan beri korku yapıtları izlediğim için beni rahatsız etmezdi bu film, çocukken de izleseydim ama kimi çocuklar için "fazla" olabilir bu karakter. ayrıca, yapımın özellikle sonlarındaki bazı başka türlü sahneler de "süt çocukları" için sakınılası olabilir. siz siz olun, çocuğunuzu korkusuz yetiştirin. sonra, böyle filmleri görüp manyak olurlar falan... neme lazım...
filmin başrol oyuncusu freddie highmore, yüzünü bir kere görseniz bir daha unutamayacağınız bir tip. velet gayet de iyi biliniyor aslında. bu filmde kendisi ikizleri oynuyor ve iki yüzünü görseniz iki daha unutmazsınız kendisini artık... geyik bir yana, tahminimce bu hikayenin orijinalinde baş karakterler ikiz kardeşlerdir ve filmde de gerçekten ikiz oyuncular oynatmak yerine tek çocuğu ikiz yapmışlar. buna gerek var mıydı bilemiyorum. yani hadi ikiz olan ve role uygun çocuk aktörler bulamadınız, çocukları ikiz değil sadece kardeş yapın ve bunları iki ayrı çocuk aktör oynasın?.. yani uyarlamalarda serbest takılabiliniyor ve burada da bu yapılabilirdi bence; çekimler çok daha kolayca halledilebilirdi böylelikle.
filmde sanırım bir tane majör mantıksızlığa rastladım. bundan bahsetmeyeceğim burada. onun dışında, filmin dramatiklik düzeyinin anca vasat üstü olduğunu ve bunun da asıl sebebinin "sıradan" oyunculuklar olduğunu düşünüyorum. benzer bir film olan narnia günlükleri: aslan, cadı ve dolap (2005) çok daha etkileyiciydi bence bu hususta. yani öyle gülünç kötülükte oyunculukların sergilendiğini falan kastetmiyorum ama cidden de akıllara kazınası, gönül tellerini titretesi oyunculuklar falan yok burada. aslında şimdi düşündüm de, biraz gülünçlük boyutu da var bu işin. yer yer, bazı oyuncular "ne işim var benim bu saçmalıkta?" dermiş gibi takılıyorlar gibi geldi bana. yani tüm film boyunca böyle değil belki bu ama birkaç sahnede böyle şeyleri sezer gibi oldum. sezercik gibi bigün bende şekey yiycem!
daha da ne desem bilemedim. bu filmin hedef kitlesi arasında olabilir misiniz gerçekten tahmin yürütemiyorum. yani "çocuklar için çok yetişkince, yetişkinler için çok çocukça" falan derler ya bazı yapımlar için; bu iş de onlardan biri bana kalırsa.
 
      devamını gör...
      2.
               
      
  
          random riellor'ın da değindiği üzere arafta kalmış bir yapım. ancak her ne olursa olsun fantastik türü sevenler için artılarıyla, eksileriyle biçilmiş kaftan. benim bu filmde iki tane favorim var: birincisi thimbletack; al eve besle keratayı. o derece sevimli, o derece aklı başında bir yaratık. tabii sinirlenmemesi ve bal krizine girmemesi lazım. kendisini biraz idare etmek gerekiyor. idare edemezseniz bal masrafınız çok olur benden söylemesi. balı yediği andan itibaren kerata ilik gibi oluyor. ne sinir kalıyor ne başka bir şey. ayrıca öngörülü ve feraset sahibi bir yaratık. onun söylediklerine her daim kulak vermekte fayda var. yoksa burnunuz fosseptik çukurundan dışarı çıkmaz haberiniz olsun.*
ikinci eleman ise hogsqueal; oda gayet sevimli ve değişik bir yaratık. kuşlarla arasında bir takım problemler olmasa 10 numara 5 yıldız yaratık ancak o kadar kusur kadı kızında da olur. yaşadığı olaylardan ötürü ben kendisini anlayışla karşılıyorum. zor bir hayatı olmuş. ayrıca bana göre hogsqueal bu fantastik kurgunun bizatihi gizli kahramanıdır. mulgarath'a yaptığı nanik efsanedir. demem o ki, kadı kızındaki kusur bazen işe yarabiliyor. *
bu filmi ara ara ve bazen parça parça yeniden izlerim. her seferinde hogsqueal ve thimbletack sevgim tavan yapar. yalnız şu arthur spiderwick'in yazdığı kitap neden bu kadar mühim o kısım cidden muamma. o kısma dair insan biraz ayrıntı koyar. hurra kitabı ele geçirelim dünya bizim olsun mantalitesi ile hücuma kalkan kötücül yaratıklar biraz itici duruyor. sanki kafalarına göre takılıyorlar ve bizzat kendileri kitaba bir kutsiyet atfetmişler gibi duruyor. hani tamam, kitap önemli. o kadarını anlıyoruz lakin kitaba dair çok daha doyurucu ayrıntılar verilmesi gerekirdi. en azından mulgarath bu konuda aydınlatıcı bir konuşma yapabilirdi. kamuoyunu bilgilendirmediği için kendisini esefle kınıyorum. ha bir de arthur spiderwick çok itici bir adam. * ortalığı birbirine katmışsın ama zerre utanma yok. ne zaman ortaya çıksa, pis pis, ince ince gülümsüyor. karakterle ilgili bu naif iticilik bilinçli bir şekilde yaratılmışsa, tebrik ederim zira ben adama cidden kıl oluyorum.*
aslında bu film, fantastik kurgu bir yapım olmasına rağmen mesaj kaygısı da güdüyor. şöyle ki; zor zamanlar, dağılma eşiğindeki bir aile, moraller yerlerde , herkesin enseler kararmış falan fişman. gelişen değişik ve zorlayıcı olaylar sonrasında dahi voltran'ı oluşturabilirsiniz mesajı veriyor . birbirinize güvenin. aile kıymetlidir. her zorluktan bir bütün olarak çıkabilirsiniz. tırınım tırınım. ya da ben öyle algılamışımdır. mesaj falan vermiyor da olabilir. verilmeyen mesaj itina ile alınır. *
hülasa; keyifli bir filmdir. yer yer saçma bulacağınız noktalar olsa da, olaylar olaylar derken film bitiveriyor. kanımca izlemenizde fayda vardır. izlemezseniz de çok bir şey kaybetmezsiniz ancak hogsqueal ve thimbletack ile tanışma şerefine nail olamazsınız. o da size dert olsun, bana ne... *
  ikinci eleman ise hogsqueal; oda gayet sevimli ve değişik bir yaratık. kuşlarla arasında bir takım problemler olmasa 10 numara 5 yıldız yaratık ancak o kadar kusur kadı kızında da olur. yaşadığı olaylardan ötürü ben kendisini anlayışla karşılıyorum. zor bir hayatı olmuş. ayrıca bana göre hogsqueal bu fantastik kurgunun bizatihi gizli kahramanıdır. mulgarath'a yaptığı nanik efsanedir. demem o ki, kadı kızındaki kusur bazen işe yarabiliyor. *
bu filmi ara ara ve bazen parça parça yeniden izlerim. her seferinde hogsqueal ve thimbletack sevgim tavan yapar. yalnız şu arthur spiderwick'in yazdığı kitap neden bu kadar mühim o kısım cidden muamma. o kısma dair insan biraz ayrıntı koyar. hurra kitabı ele geçirelim dünya bizim olsun mantalitesi ile hücuma kalkan kötücül yaratıklar biraz itici duruyor. sanki kafalarına göre takılıyorlar ve bizzat kendileri kitaba bir kutsiyet atfetmişler gibi duruyor. hani tamam, kitap önemli. o kadarını anlıyoruz lakin kitaba dair çok daha doyurucu ayrıntılar verilmesi gerekirdi. en azından mulgarath bu konuda aydınlatıcı bir konuşma yapabilirdi. kamuoyunu bilgilendirmediği için kendisini esefle kınıyorum. ha bir de arthur spiderwick çok itici bir adam. * ortalığı birbirine katmışsın ama zerre utanma yok. ne zaman ortaya çıksa, pis pis, ince ince gülümsüyor. karakterle ilgili bu naif iticilik bilinçli bir şekilde yaratılmışsa, tebrik ederim zira ben adama cidden kıl oluyorum.*
aslında bu film, fantastik kurgu bir yapım olmasına rağmen mesaj kaygısı da güdüyor. şöyle ki; zor zamanlar, dağılma eşiğindeki bir aile, moraller yerlerde , herkesin enseler kararmış falan fişman. gelişen değişik ve zorlayıcı olaylar sonrasında dahi voltran'ı oluşturabilirsiniz mesajı veriyor . birbirinize güvenin. aile kıymetlidir. her zorluktan bir bütün olarak çıkabilirsiniz. tırınım tırınım. ya da ben öyle algılamışımdır. mesaj falan vermiyor da olabilir. verilmeyen mesaj itina ile alınır. *
hülasa; keyifli bir filmdir. yer yer saçma bulacağınız noktalar olsa da, olaylar olaylar derken film bitiveriyor. kanımca izlemenizde fayda vardır. izlemezseniz de çok bir şey kaybetmezsiniz ancak hogsqueal ve thimbletack ile tanışma şerefine nail olamazsınız. o da size dert olsun, bana ne... *
devamını gör...
