yönetmen koltuğunda egor abramenko'nun yer aldığı 2020 yapımlı bilimkurgu - gerilim filmidir. konu, uzaya gönderilen bir uzay aracında başlamaktadır. sovyetler o sırada soğuk savaş yaşarken, uzay gemisinde yaşanan gizemli olaylar, gemide bulunanların ölümüne sebep olacaktır. sadece tek bir kişi sağ kurtulursa? peki ya sonra?
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dahlvier" tarafından 08.10.2022 17:27 tarihinde açılmıştır.
1.
ruslardan gelmiş çok klas ve "korkunçlu" bir bilim kurgu filmidir. zaten bildiğim kadarıyla uzay işlerinde (gerçek hayattan bahsediyorum, filmlerden değil) ruslar ve abd'liler büyük rekabet içindeydi geçmişte, belki de hala öylelerdir ama elbette bize sunulan şeylerin ekseriyeti batı kültürüne ait olduğundan internette ve medyada; bundan yeterince haberdar değilizdir. neyse, öhöm. evet, bu film bence en az amerikan filmi arrival kadar iyi. ayrıca 2017'de gösterime giren ve yine bir amerikan yapımı olan life (hayat) filmi de aklıma geldi bunu izlerken. güzel filmler bunlar, bu tarz eserler, hangi ülkelerden geliyorlarsa gelsinler. gönderin gelsin!..
öncelikle sputnik'in (türkçesi uydu) ortalama bütçeli ve son derece kaliteli bir yapım olduğunu söyleyerek tanıtıma başlayabilirim. kusursuz da bir iş, teknik olarak. bilim kurgu söz konusu olduğunda düşük bütçeli filmlerden de çok izlenesi yapıtlar çıkabiliyor ama görsel efektlerin bu denli önemli olduğu filmler mevzubahis olduğunda bütçe önemli bir değişken olabiliyor; burada da öyle olmuş. en basitinden, 200.000 dolar civarı bütçesi olan filmlerde bu "kaliteyi" göremiyoruz, doğal olarak. bu arada ruslar daha ucuza getirebiliyorlar sanırım böyle şeyleri avrupalı ve amerikalılara göre. yani bu filmin birkaç milyon dolarlık bütçesini bir 5 veya 10'la çarpın derim, amerikan filmleriyle kıyaslayacaksanız.
filmde gördüğümüz uzaylı yaratık, özellikle de bu yaratığın hikayedeki yeri üzerinde zekice çalışıldığını söylemeliyim. zaten hikaye ve filmin etik boyutu da biraz bunu gerektiriyor zira burada ne iyi ve insanlığın hayrına işler yapan, ne de kötü niyetli ve insanlığın sonunu getirmeye yeltenen bir yaratıkla karşılaşıyoruz. spoiler vermek istemiyorum ama burada farklı bir hikaye var.
aksiyon sahneleri, diyaloglar, mekanlar ve oyunculuklar... hepsi üst seviyede. hikaye de ilginç başlıyor ve bu niteliğini eserin sonuna kadar koruyor. kurgu güzel eklemlendirilmiş. arrival ve genel olarak abd'nin yaptığı bu tarz filmlerin ekseriyetinin aksine burada ruslar, başka milletleri ve ülkeleri kötü gösterip kendisini iyi tanıtmıyor. yani belki the arrival (1996) * filmine benziyor olabilir. orada abd'nin kötülüğünü isteyen uzaylıların üssü, sınır komşuları meksika'daydı. sputnik'te ise, kazakistan'da tuhaf şeyler dönüyor. bu konuda birinci elden bilgim yok ama eğer ruslar ve kazaklar arasında, abd'liler ve meksikalılar arasındaki gibi "tatsız" bir ilişki varsa bu iki film bir bakıma birbirlerine benzetilebilirler.
şu savaş çıkmasaydı belki de bu filmi çok daha fazla konuşuyor olurdu dünya. savaş demişken, rus yapımı oyun battle mages: sign of darkness'ın büyük hayranıyım. gençliğimde oynamayı en çok sevdiğim oyunlardan biriydi o. müziklerine de bayılırdım. ruslar gerçekten eğlence sektörü için klas işler üretiyorlar ama abd, kendini "sattırmada" tam bir çakal olduğundan, bunlardan çoğumuzun haberi olmuyor. çok da iplediğim bir durum değil bu ama genel tablo böyle bence. sputnik, üst düzeyde güzel bir bilim kurgu filmi. bir şans verin derim.
öncelikle sputnik'in (türkçesi uydu) ortalama bütçeli ve son derece kaliteli bir yapım olduğunu söyleyerek tanıtıma başlayabilirim. kusursuz da bir iş, teknik olarak. bilim kurgu söz konusu olduğunda düşük bütçeli filmlerden de çok izlenesi yapıtlar çıkabiliyor ama görsel efektlerin bu denli önemli olduğu filmler mevzubahis olduğunda bütçe önemli bir değişken olabiliyor; burada da öyle olmuş. en basitinden, 200.000 dolar civarı bütçesi olan filmlerde bu "kaliteyi" göremiyoruz, doğal olarak. bu arada ruslar daha ucuza getirebiliyorlar sanırım böyle şeyleri avrupalı ve amerikalılara göre. yani bu filmin birkaç milyon dolarlık bütçesini bir 5 veya 10'la çarpın derim, amerikan filmleriyle kıyaslayacaksanız.
filmde gördüğümüz uzaylı yaratık, özellikle de bu yaratığın hikayedeki yeri üzerinde zekice çalışıldığını söylemeliyim. zaten hikaye ve filmin etik boyutu da biraz bunu gerektiriyor zira burada ne iyi ve insanlığın hayrına işler yapan, ne de kötü niyetli ve insanlığın sonunu getirmeye yeltenen bir yaratıkla karşılaşıyoruz. spoiler vermek istemiyorum ama burada farklı bir hikaye var.
aksiyon sahneleri, diyaloglar, mekanlar ve oyunculuklar... hepsi üst seviyede. hikaye de ilginç başlıyor ve bu niteliğini eserin sonuna kadar koruyor. kurgu güzel eklemlendirilmiş. arrival ve genel olarak abd'nin yaptığı bu tarz filmlerin ekseriyetinin aksine burada ruslar, başka milletleri ve ülkeleri kötü gösterip kendisini iyi tanıtmıyor. yani belki the arrival (1996) * filmine benziyor olabilir. orada abd'nin kötülüğünü isteyen uzaylıların üssü, sınır komşuları meksika'daydı. sputnik'te ise, kazakistan'da tuhaf şeyler dönüyor. bu konuda birinci elden bilgim yok ama eğer ruslar ve kazaklar arasında, abd'liler ve meksikalılar arasındaki gibi "tatsız" bir ilişki varsa bu iki film bir bakıma birbirlerine benzetilebilirler.
şu savaş çıkmasaydı belki de bu filmi çok daha fazla konuşuyor olurdu dünya. savaş demişken, rus yapımı oyun battle mages: sign of darkness'ın büyük hayranıyım. gençliğimde oynamayı en çok sevdiğim oyunlardan biriydi o. müziklerine de bayılırdım. ruslar gerçekten eğlence sektörü için klas işler üretiyorlar ama abd, kendini "sattırmada" tam bir çakal olduğundan, bunlardan çoğumuzun haberi olmuyor. çok da iplediğim bir durum değil bu ama genel tablo böyle bence. sputnik, üst düzeyde güzel bir bilim kurgu filmi. bir şans verin derim.
devamını gör...
