1.
türkçe adı: geçmişle dans
harlen coben'in aynı isimli kitabından uyarlanarak yaratılmış 8 bölümlük mini netflix ingiltere dizisi. dizi/film gurusu olmasam da izlediğim her yapımda mutlaka tanıdığım birkaç oyuncu olurdu, bunda yok sandım. derken az önce bir baktım a aa ne göreyim: dizideki ray levine bizim thorin meşekalkan'mış, dedektif broome da bizim bofur. ben şok.
(thorin ve bofur'dan "bizim" diye bahsetmeme kaç puan?)
konusu kısaca şöyle:
gerilim/gizem temalı ecnebi dizi filmlerinin yüzde yüz kırk beşinde olduğu gibi bu dizide de olayların geçtiği yerde her yıl nisan ayının üçüncü haftası düzenlenen bir karnaval var. yine bu karnavalın olduğu bir gece zengin bir adamın oğlu carlton kayboluyor. adam legal ve illegal yollardan çocuğunun bulunması için çabalarken araştırma yapan dedektifler de carlton'ın kaybının aslında tek kayıp olmayabileceğini düşünüyorlar. bunlar karnaval coşkusuyla alınan alkol ve uyuşturucunun sebep olduğu kayıplar mı yoksa her sene karnavalda avlanmaya çıkan bir seri katil mi var?
dizi genel olarak oldukça keyifliydi, akıyordu aslında. ofiste boş kaldığımız vakitlerde izleyip bitirdik. ama bana eşlik eden arkadaşım altyazı okuma konusunda sıkıntı yaşadığından türkçe dublajlı izledik ve türkçe dublajın harun can tarafından seslendirilmiyorsa yapımı gerçekten kalitesizleştirdiğini düşünüyorum. seslendirmeler kesinlikle asıl duyguyu izleyiciye vermeye yetmiyor. izleyeceklere orijinal dil tavsiye ederim.
dedektif broome be lorraine ilişkisi midemi bulandırdı, sanırım orta yaşlı sevişgen çiftleri izlemeye dayanamıyorum. allahtan netflix'te 10 saniye ileri sarabilme özelliği mevcut.
barbie ve ken içeren sahneler çok yapaydı, dizinin genel gizem temasına uymuyordu bence.
megan o adamla evlenmemeliydi. bin tane gönlüm olsa birini vermem ona, son zamanlarda izlediğim en itici koca karakteriydi. bir de bu megan anneliği bedelli yapıyor helal olsun. iki küçük çocuğu figüran diye yazmışlar senaryoya sanki. var mı yok mu belli değil.
rudy karakterini araya karıştırmalarını da sevmedim. başta evet "etraflarında kel bir adam var" düşüncesi heyecan ve gizem kattı diziye, acaba ölmedi mi, acaba onu takip eden başkası mı var diye düşünmeye başladık. ama gerçekleri öğrendiğimiz kısım (rudy ve megan'ın sahilde konuşması) çok sönük kaldı. wow olmadık. bir de konuştu gitti zaten. bu yüzden miydi o kadar gizem?
harlen coben'in aynı isimli kitabından uyarlanarak yaratılmış 8 bölümlük mini netflix ingiltere dizisi. dizi/film gurusu olmasam da izlediğim her yapımda mutlaka tanıdığım birkaç oyuncu olurdu, bunda yok sandım. derken az önce bir baktım a aa ne göreyim: dizideki ray levine bizim thorin meşekalkan'mış, dedektif broome da bizim bofur. ben şok.
(thorin ve bofur'dan "bizim" diye bahsetmeme kaç puan?)
konusu kısaca şöyle:
gerilim/gizem temalı ecnebi dizi filmlerinin yüzde yüz kırk beşinde olduğu gibi bu dizide de olayların geçtiği yerde her yıl nisan ayının üçüncü haftası düzenlenen bir karnaval var. yine bu karnavalın olduğu bir gece zengin bir adamın oğlu carlton kayboluyor. adam legal ve illegal yollardan çocuğunun bulunması için çabalarken araştırma yapan dedektifler de carlton'ın kaybının aslında tek kayıp olmayabileceğini düşünüyorlar. bunlar karnaval coşkusuyla alınan alkol ve uyuşturucunun sebep olduğu kayıplar mı yoksa her sene karnavalda avlanmaya çıkan bir seri katil mi var?
dizi genel olarak oldukça keyifliydi, akıyordu aslında. ofiste boş kaldığımız vakitlerde izleyip bitirdik. ama bana eşlik eden arkadaşım altyazı okuma konusunda sıkıntı yaşadığından türkçe dublajlı izledik ve türkçe dublajın harun can tarafından seslendirilmiyorsa yapımı gerçekten kalitesizleştirdiğini düşünüyorum. seslendirmeler kesinlikle asıl duyguyu izleyiciye vermeye yetmiyor. izleyeceklere orijinal dil tavsiye ederim.
dedektif broome be lorraine ilişkisi midemi bulandırdı, sanırım orta yaşlı sevişgen çiftleri izlemeye dayanamıyorum. allahtan netflix'te 10 saniye ileri sarabilme özelliği mevcut.
barbie ve ken içeren sahneler çok yapaydı, dizinin genel gizem temasına uymuyordu bence.
megan o adamla evlenmemeliydi. bin tane gönlüm olsa birini vermem ona, son zamanlarda izlediğim en itici koca karakteriydi. bir de bu megan anneliği bedelli yapıyor helal olsun. iki küçük çocuğu figüran diye yazmışlar senaryoya sanki. var mı yok mu belli değil.
rudy karakterini araya karıştırmalarını da sevmedim. başta evet "etraflarında kel bir adam var" düşüncesi heyecan ve gizem kattı diziye, acaba ölmedi mi, acaba onu takip eden başkası mı var diye düşünmeye başladık. ama gerçekleri öğrendiğimiz kısım (rudy ve megan'ın sahilde konuşması) çok sönük kaldı. wow olmadık. bir de konuştu gitti zaten. bu yüzden miydi o kadar gizem?
devamını gör...
2.
ingiliz yapımı polisiye dizisi.
polisiye gerilim dizisi konusunda kuzey avrupa ülkelerinin dizilerini tek geçiyorum ama bu ingilizler sherlock holmes gibi, olayın tam ortasında komik ya da ironik ya da tuhaf olan bir detay, konuşma, espri,karakter vb ile dikkati bambaşka bir yöne çekebiliyor.
barbie ve ken karakterlerinin dansları vb
ilk bölümlerde daha neşeli, daha gündelik bir dizi gibi görünürken hatta bu polisler işi çözemez derken yavaş yavaş olayların içine girip ciddi hale getirdiler. özellikle final sahnesinde ki ikilem çok iyiydi diyebilirim.
ve ilk kez bir netflix dizisinde eşcinsel öğe bulunmuyordu fakat bunun yerine tekerlekli sandalye kullanan polis ile ve suçsuz yere hapis yatan müslüman öğeleri dikkat çekiyordu.
bölümlerin uzunluğu, bölüm sonunun merakı ayakta tutacak şekilde bitirilmiş olması, karakterlerin hepsinin bir sırrı olması gibi özellikleri ile iyi diziydi ve vakit kaybı değildi diyebilirim.
ekleme: 3. bölümde katili doğru tahmin etmiştim.*
polisiye gerilim dizisi konusunda kuzey avrupa ülkelerinin dizilerini tek geçiyorum ama bu ingilizler sherlock holmes gibi, olayın tam ortasında komik ya da ironik ya da tuhaf olan bir detay, konuşma, espri,karakter vb ile dikkati bambaşka bir yöne çekebiliyor.
barbie ve ken karakterlerinin dansları vb
ilk bölümlerde daha neşeli, daha gündelik bir dizi gibi görünürken hatta bu polisler işi çözemez derken yavaş yavaş olayların içine girip ciddi hale getirdiler. özellikle final sahnesinde ki ikilem çok iyiydi diyebilirim.
ve ilk kez bir netflix dizisinde eşcinsel öğe bulunmuyordu fakat bunun yerine tekerlekli sandalye kullanan polis ile ve suçsuz yere hapis yatan müslüman öğeleri dikkat çekiyordu.
bölümlerin uzunluğu, bölüm sonunun merakı ayakta tutacak şekilde bitirilmiş olması, karakterlerin hepsinin bir sırrı olması gibi özellikleri ile iyi diziydi ve vakit kaybı değildi diyebilirim.
ekleme: 3. bölümde katili doğru tahmin etmiştim.*
devamını gör...