orijinal ad: jenseits von schuld und sühne bewältigungsversuche eines überwältigten
yazar: jean amery
basım yılı: 1966
nazi kamplarında insanlık dışı gördüğü işkenceleri kaleme alan yazar, o dehşet günlerin zihninizde canlanmasına ve anlamanıza olanak veriyor. katolik olarak büyütülmenize rağmen, savaş kahramanı ölen babanızın yahudi olması sonucu kendinizi bir anda toplama kampında işkence altında buluyorsunuz. yıllarca gördüğünüz işkence sonrası, dışarı çıktığınızda toplum sizin gördüğünüz acıyla ilgilenmek ve yüzleşmek istemiyor, işte bu kitabın asıl kaleme alınma nedeni de budur yazara göre çünkü orada yaşadıklarından çok, dışarıdaki tepkisizliktir onu yazmaya iten itki. son derece etkileyici bir eser.
yazar: jean amery
basım yılı: 1966
nazi kamplarında insanlık dışı gördüğü işkenceleri kaleme alan yazar, o dehşet günlerin zihninizde canlanmasına ve anlamanıza olanak veriyor. katolik olarak büyütülmenize rağmen, savaş kahramanı ölen babanızın yahudi olması sonucu kendinizi bir anda toplama kampında işkence altında buluyorsunuz. yıllarca gördüğünüz işkence sonrası, dışarı çıktığınızda toplum sizin gördüğünüz acıyla ilgilenmek ve yüzleşmek istemiyor, işte bu kitabın asıl kaleme alınma nedeni de budur yazara göre çünkü orada yaşadıklarından çok, dışarıdaki tepkisizliktir onu yazmaya iten itki. son derece etkileyici bir eser.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eseno" tarafından 29.05.2021 02:53 tarihinde açılmıştır.
1.
yaklaşık yedi yıl nazi toplama kamplarında kalan ve işkence gören yazar jean amery, kötülüğün sıradanlığı diye bir şey olmadığını, eichmann kitabında bunu yazan hannah arendt'in o insanlık düşmanını sadece kulaktan dolma bilgilerle tanıdığını ve onu yalnızca cam kafesin ardında gördüğünü belirtiyor kitabında. (bkz: kötülüğün sıradanlığı)
"daima düzgünce tıraş olmanız isteniyordu, ama makas bulundurmanız kesinlikle yasaktı ve berbere gitmenize ancak iki haftada bir izin veriliyordu. çubuklu üniformalarınızda eksik düğme görüldüğünde cezalandırılıyordunuz, ama çalışırken bir düğmeniz kopsa - ki bu kaçınılmazdı - onu yerine dikmenizin imkanı yoktu. güçlü olmanız bekleniyordu, ama sistematik bir biçimde zayıflatılıyordunuz. kampa girerken her şeyinizi alıyorlardı, ama ardından hiçbir şeye sahip olmadığınız için yağmacılar tarafından aşağılanıyordunuz."
"daima düzgünce tıraş olmanız isteniyordu, ama makas bulundurmanız kesinlikle yasaktı ve berbere gitmenize ancak iki haftada bir izin veriliyordu. çubuklu üniformalarınızda eksik düğme görüldüğünde cezalandırılıyordunuz, ama çalışırken bir düğmeniz kopsa - ki bu kaçınılmazdı - onu yerine dikmenizin imkanı yoktu. güçlü olmanız bekleniyordu, ama sistematik bir biçimde zayıflatılıyordunuz. kampa girerken her şeyinizi alıyorlardı, ama ardından hiçbir şeye sahip olmadığınız için yağmacılar tarafından aşağılanıyordunuz."
devamını gör...