sürekli alkol alan kişi

ruhsal sorunları olabilecek, ne çektiğini bilmedigimiz, kendinisi ilgilendiren kişidir.

(bkz: kimsenin hayatına kimse karışamaz)

tekel bayii işletmecisidir. alkol alır alkol satar, işi budur.

alkolizm psikolojik değil nöropsikolojik sorunlar yaşayan kişilerde görülür.. madde kullanımı da yoğundur. neyse ya akşam akşam bu bilgi kime yatacak?

kronik alkolizmden bahsediyoruz galiba?

öyleyse eğer diye başlıyorum. fiziksel bağımlılığı bir noktadan sonra geri dönüşsüzdür. o noktaya gelene kadarki en baba içici bile kronik alkolik olmayabilir. yani şunu diyorum "dün gece 14 tane bira içmişim, 10 duble rakı içmişim" insanları vardır ve kronik alkolik olmayabilirler.

eşiği geçmekle alakalı örneklere şunlar verilebilir mesela; dün 10 tane içmişim sabah 7de kalktım dünden kalan birayı içmeye başladım sonra bir baktım öğlen 4 bir 10 tane daha içmişim kafasını yaşayan, abi günlerdir gece gündüz içiyorum bugün hangi gün onu dahi hatırlamıyorum diye yaşayan kafa. örnekler çoğaltılır.

sözün özü bir oturuşta 2 şişe viski votka rakı bitirebilen insanların her biri kronik alkolik olmayabiliyor. durmadan içen tip varsa etrafınızda eğer, miktarından bağımsız işte o kayış koparmış demektir. ayrıca asla sosyal içiciliğe dönemeyecek insandır o insan.

tedavi gerektirir.

danimarkalı yönetmen vinterberg’in yönettiği körkütük filmini izlemeyenlere öneriyorum..mads mikkelsen müthiş oyuncu, beğeneceksiniz filmi bence..

kronik pankreatit ve hepatit için çok yüksek risk taşır.

günde 40 gr dan fazla alkol tehlikelidir.

yok be aşkım ne alkolü. işim olmaz.

yüzleşemeyeceği şeylerden kaçış yolu arıyordur.

ne yazık ki bunu sosyal bir durum haline dönüştürmüştür. kendini ifade edebilme yetisi alkol almasıyla paralel bir duruma gelmiştir. alkol içtiğinde rahatladığı yanılgısına kapılır durur ve bunu çok geç idrak eder.(genelde bir sağlık sorunu ile karşılaştığında) eğer dini hassasiyetleriniz yok ise tadında alkol içmek gerçekten keyiflidir. her şeyin bir dengesi olduğu gibi alkol içmeninde bir dengesi vardır.