sürekli aynı muhabbeti döndüren yazarlar

aslında başlık kendini tanımlıyor, yine de bir tanım yapalım.

yaratıcılıklarını körelten yazarlardır.
ya da artık yaratıcı olmayan/ olamayan yazarlardır.
kendince komik olduklarını zannederler, en azından o tanım için.
çok azimlidirler.

mesela şöyle bir uyarı gelmez: bu muhabbeti yüz bin kere döndürdün, emin misin tekrar döndürmeye?

devam edelim, mesela cem yılmaz son gösterisinde taaaa 2013'teki fotoğraf çekme muhabbetinden bahsetti. zaten yaptın o espriyi hacı, ne kafa şişiriyon? yeni şeyler yoksa yapma espri.

şimdi diyeceksiniz ki e napalım bizdeki saksı bu kadar?
aynen ben de onu diyorum saksı bu kadar işte.

troller de aynı durumda. sürekli aynı bayık muhabbetler.

neyse ya cem yılmaz tekrara düşüyor, siz düşmüşsünüz çok mu?

aykutlara dert olan yazarlardır.. vallahi de bıktırmışlardır.. aykut kocaman'ı aratmamaktadırlar.

ben çok yapıyorum bunu. çoğu zaman benzer tanımlar girerim ve bilgi içerikli tanımlar girmemek konusunda ısrarlıyım.

az önce bunu düşündüğüm için "başlığı ben açtım da unuttum mu acaba?" diye geldiğim başlık.

insanlar her telden ya da birkaç telden çalabilmeli. bir kısmı kadın muhabbeti tutturmuş, bir kısmı erkek olduğu halde "ben kadınım" muhabbeti tutturmuş, bir kısmı başka bir konu tutturmuş ama hep aynı konu etrafında dönüp dolaşıyorlar. ya arkadaşım bugün bu konuda trollük yapıyorsan yarın başka konuda yapsan ölür müsün!

neyse sonra adımız mızmıza çıkıyor. herkes bildiği gibi devam... kim kimi dinleyip "haklı olabilir" diyecek ve üzerinde düşünecek ki? varsa yoksa "size ne!"

he anam, bize ne tamam! biz sadece mızmızlanıyoruz, sensin en doğrusu, tamam. *

benim de içine dahil olduğum yazarlardır.

bıktım ben de valla hep diyorum bak yine aynı muhabbet dönecek* farklı muhabbetler açmanız için engel yok buyrun sahne sizin yürüyün yürüyelim arkanızdan.*

aykut enişte haklı valla. aykut enişteye hep destek tam destek.

t: kendini tekrarlayan yazarlardır. yenilik yapmaları gerekir baydı artık…

çok yazınca tekrara düşmemek çok mümkün değil. bu nedenle başlığın içinde olan tanımaları gösteren aplikasyon çok iyi oldu. artık ilk işim başlıkta daha önce yazmış mıyım, ne yazmışım ona bakmak oluyor.

(bkz: lilium)
hep seks hep sokuşlar bi şeyler.

işin ironik yani herkesin sitem edip gene aynı muhabbeti dondurmesidir.

şimdi lütfen kendimizi kandırmayalım. sözlük denilen şey eskiden bundan belki bir 15 yıl öncesinde insanların farı konularda deneyimlerini paylaştığı, bilgilerini aktardığı bir platformdu.

mesela örnek vereyim. 2000 li yılların başında interrail yapacağımız zaman bize her konuda yol.gosteren yerlerden birisi eksisozluk, oradaki daha önce interrail yapmış yazarlar ve bazı forum siteleri idi. neden böyleydi? çünkü türkçe kaynak yoktu abi. tuşlu telefon ile çıktık biz yola. elimizde guide kitabı bile yoktu. belki imkan varsa da bizde para yoktu. nihayetinde ne vardı ekşisozluk, itusozluk vs. neyse sonra tabi teknoloji daha bir gelişti ve bazı şeylere gerek kalmadı. yurtdışına çıkan tanıdık üç beş insan varsa şimdi üniversitelerde erasmusa gitmemiş öğrenci yok.

işte sozluklerde böyle bir dönüşüm içerisine girdi. bir sürü sözlük ve birbirine alternatif yerler açıldı. aslında bu durum aynı zamanda insanların asosyallesmesine ve böyle mecralardan sosyallesmesine ya da gerçek hayatta yaşadıkları ya da eksik oldukları konuları buralarda göstermesine sebebiyet verdi.

hatta sözlükler artık kaliteli ve özgün içerik girmek için tesviklerde bulunmaya başladı.

sonuç olarak geldiğimiz noktada sözlükler bir nevi bilgi paylaşım platformundan etkileşim platformuna döndü. bu yüzden beğeniler, favoriler, mesaj seçenekleri, madalyalar vs. var.

tabi bir noktada bu da insanlara yetmiyor. nasıl şu an sosyal medyada çoğu insanın profili açık ve takipçi pesindeyse içimizde olan her ne kadar inkar etsek de o takdir edilme, sevilme veya popüler olma gibi duygular burada da ön plana cikiyor.

şimdi bunu da en iyi ne şekilde sağlarsınız? tabi ki salt bilgi içeren paylaşımlar değil de daha çok tartışma yaratacak dikkat çekecek konularla. eh bunlarda sözlükte ortaya çıkabilecek belli konular ekseninde dönüyor.

oldu mu şimdi sana başlığın kendisi.

efendim benim anlatmak istediğim şey şudur. yapıcı olmayacaksa bir eleştirinin anlamı yoktur. bu sadece ortadaki ekmekten ben de pay alayimin dışa vurumudur. bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum ama başlık engelleme, yazar engelleme ya da direk kategori seçerek.oradaki şeyleri okuma gibi imkanlar varken başlıkta yazılan durumdan şikayetçi olmak benim için biraz mantıksız oluyor.

ha haklılık payı var mı? var. ama gelinen noktada realite bu mu? evet budur.

saygılarımla.

çok net bir şekilde dahil olduğum yazarlardır. bazen hayatımızda odak noktamız diğer her şeyden daha belirgin ve dikkatimizi başka bir şeye veremeyeceğimiz kadar önemli bir konu olabilir. aynı şekilde önemsiz olsa bile o konuya bu önemi biz veriyor olabiliriz. ee haliyle de devamlı her konuyu ona bağlayıp yalnızca o konuyla ilgili başlıklara yazmak çok doğal. en azından bu tip yazarlar için doğal. bence önemli olan belirli periyotlarla döndürülen muhabbetin değişmesidir.