suzan sabancı'nın florida keyfi

utanç, utanç, utanç. yine başkaları adına utandık. yazıklar olsun.

şimdi baktım bu haberi ana akım medya hiçbirisi vermemiş. verememiş daha doğrusu. çünkü büyük bir reklam verici .
normal şartlarda aslında sorun paylaşım yapması eğlenmesi değil.
niye değil çünkü biz biliyoruz ki. gece kulüpleri dahil, hatta o bölge dışında hayat devam ediyor bir çok kişi için. özellikle zenginlerin gündemle çok alakalı olmadığı malum.
sorun şu bence. depremde akbank çalışanları vefat etmiş. galiba en az 3 tane. ki daha da fazla olabilir. kendisi akbank yönetim kurulu başkanımıymıs. bence bu dikkat çekti işte.

sonrası zaten bu fotoğrafin paylaşımı oldu. ha bir kesim bunu diyemez diyemez bence de. özellikle medya vs kesimi.
vur müteahitide şimdi.

1965 doğumlu bu kadın... 10 yıl erken ya da 20 yıl geç doğmuş olsa, böyle bir skandala imza atmazdı...

60'lı yıllarda doğanların patavatsızlıkları bitmez...
onların uyum sağlaması zor..
haluk levent bile uzunca zaman yoktu piyasada, anca uyum sağladı...
hatta tam da sağlayamadı ama işte, olduğu kadar...
haluk levent'ten bahsediyoruz sonuçta!
o'nu tanımayan, bilmeyen mi var?
şimdi ne yapıyorsa, 90'lı yılların ortasında da yapıyordu aynı şeyleri..

arada işte, kış uykusuna yattığı bir dönem oldu haluk levent'in de, diğer 60'lılar gibi...
birçoğu uyanıyor yavaş yavaş ama yaşlandı onlar da tabii..
''bu saatten sonra gelen iletişim konforunun da, sosyal medyanın da..''
hepsi söver halde...

velhasıl suzan sabancı da, belli ki tufaya gelmiş bu olayda...
bizim yeni nesil gelmez mesela...
düşmez..
bi fotoğrafını çek, ''paylaşmadan önce bana göster lütfen!'' der...
self control!
muazzam...

çünkü ateş düştüğü yeri yakar.

bizler her dakka elimizde telefon o sosyal medya senin bu sosyal medya benim, takılıyoruz. dmler neler neler görüyor. deprem bölgesinde olmayanlar, aynı sanal muhabbetlere devam ediyordur. e kadının paylaşımı mı gözünüze battı.

kadın daha önce de yaşam standardı hakkında rakam vermişti. kadın zengin.

parası olan, pasaportu olan, vizesi olan, bilet parası olan elinde olsa, amerika'ya uçmaz mı?

depreme kadar, her gün ülkeyi terk etme tanımları giriyordunuz?
herkesin hassasiyeti kendine.
bu arada
bankalar, tüm çalışanlarının mağduriyetlerini çocuklarına kadar gideriyorlar.

içiniz rahat olsun, akbank çalışanına sahip çıkar.

salın kadını ya size mi soracaktı?

kayseri'de tüm varlığı bir eşek olan gariban bir adam varmış. yük çeker, odun çeker, kazandığı parayla da günlük ekmeğini çıkartırmış.
sabancı holding'in kurucusu hacı ömer sabancı. aileden zengin. zenginliği ermeni parasından. ermeniler kesilince, tehcir edilince bunun babası epey bir mala çökmüş. ömer de o parayla gençliğini geçirmiş. zalim, kırıcı, alaycı.
bir gün o garibanın eşeği kaybolmuş. adam dövüne dövüne eşeğni ararken, kendisine eşeğinin yerini söylüyorlar. gidiyor. bilmem ne camisinin şerefesine çıkmış eşek. oradan acı acı anırıyor. aşağıda ömer de ona eşlik ediyor. eşeği miinareye çıkartan kendisi.
eşeği indiremeyince yukarıda kesiyorlar. gariban ömer'i sılıştırınca bir de dayak yiyor ömer'den.
sonra adana'ya göçüyor bu. pamuk işine giriyor. pamuk alıp pamuk satıyor. pamuğu birazcık ıslatıp ağırlığını artırıyor. pamuk alan memura ufak bir elden ödeme toka ediyor. en sonunda hileli mal sattığı ortaya çıkıyor ama atı alan üsküdar'ı geçmiş oluyor. kesilen ceza at kulağına(!) kelebek konmuş gibi. sonuçta cümhuriyetin muteber burjuvası.
böyle al sat olmaz diye bezi dokumaya karar veriyor. ama işi bilmiyor. kim biliyor? resneli niyazi. niyazi'yle fifti fifti ortak olup bossa'yı kuruyorlar. bossa= birlikte olup sanayi sahasına atılalım.
işler iyi gidiyor derken niyazi aniden ölüyor. niyazi'nin miralçıları birbirine düşünce mirasta kendisine haksızlık edildiğini düşünen bir mirasçının hissesini iyi bir paraya satın alıp büyük hissedar durumuna geçiyor. derhal büyük bir sermaye artışına gidiyor. diğer ortaklar bu sermaye artışını karşılayacak durumda değiller. ellerindeki hisseleri sabancıya satıyorlar.
demokrat parti iktidara gelince bunlara uzun vadeli, düşük faizli çok şahane bir kredi veriyor.
ondan sonra tut tutabilirsen sabancıları.
***
böyle bir geçmişe sahip bir ailenin fertlerinden insani bir tavır beklemek abesle iştigaldir. o büyük sabancı, bilerek değil, kravatı bir tık gevşeyip gömleğinin üst düğmesi görünen bir danışmanını, neredeyse tekme tokat makamından kovmuş biri. danışmanı da, öyle sıradan biri değil. istanbul üniversitesinde profesör.
bunların ellerindekini, donlarına kadar almadıkça bunları daha çok yazar konuşuruz.

her insanın hümanist olmadığını bize hatırlatan enstantenelerden biridir.

acı ve üzüntü farklı şekillerde yaşanabilir. her insan meşrebince duyarlıklara sahiptir ve bu da çok normaldir. yas tutmanın içinde acı ve üzüntü vardır. her insan acı ve üzüntüyü yasının içinde farklı şekilde yaşayabildiği için farklı görüntüler oluşturur. ancak yas tutmak, sosyo-kültürel bir davranış olarak eğlenilerek gerçekleştirilen eyleyişlerden değildir. hem yasta hem mutlu olabilir ve hatta ara sıra anlamlı anlarda gülücükler saçabilirsiniz ama hem yasta olup hem de partilere katılıp çılgın atamazsınız.

görüntüye baktığımda, suzan isimli şahsın hümanist olmadığı sonucuna varıyorum ben.

10 ilde binlerce ölen insan var. bir o kadar da uzuv kaybı yaşayan, durumu ağır olan yaralılar. annesiz babasız kalmış binlerce yetim, öksüz. hiç alakam olmayan insanlar için günlerdir uyku uyuyamıyorum. evde hiç katkı yapamamak da koyuyor. işsizim. sadece işsizlik maaşım var. 50 liralık ahbap bağışı yapabildim. bu ülkenin sırtından zengin olmuş, ülkenin sayılı zenginlerinden biri bu kadın. istediğiniz kadar "ama yardım yapıyor sabancı" diyebilirsiniz. enkazdan çıkarılmış bir ev hayvanı milyonlarca kat daha değerli gözümde. bunlar içimizdeki vatansever görünen kan emici pislikler işte. eğlen güzelim gününü gün et.

magazinsel mentaliteden çıkmak gerek, o onu yapmış, bu böyle demiş, şu şurada.
escapism bu aslında, ama sorunlar çözüme yatırılmaz bu kafayla.

ee ne var bunda?
gectigimiz cmt pazar sozluk yine akmıyordu ustelik cogunuzun bu sınırlar icinde olduguna eminim.
herkes kendi gücünce bir seyler yapiyor, hanginiz elinde o imkan olsa burada dururdu?

yine toplanmış sermaye düşmanları dedirten başlık. arkadaşlar, savunmuyorum. ben de gidip normal hayatıma devam ediyorum fakat eğlenmiyorum bunda okey. ama kimin elinde bu imkan olmasa gidip yurt dışına çıkmaz? olum zenginsin lan öyle böyle değil. suzan hanımın floridaya gidişi, senin akşam iş çıkışında kadıköye gidip bi çay içmen gibi bir şey. depremden sonra hiç mi kahve, çay, kahvaltı, yemek, fast food yemediniz dışarıda? ofiste hiç mi gülmediniz arkadaşlarınızla? saçmalamayın. kötülemek için kin kusmayın suzan hanıma ve sabancılara.

biri de demiş sabancı şöyle zengin oldu böyle zengin oldu diye. bilader? o zaman senin de dedej olsaydı sabancı gibi hani madem böyle kolaydı? bu insanlar kaç kişiye ekmek kapısı oluyor, katma değer sağlıyor ülkeye. boş yapmayın.