maria sadowska'nın yönettiği, krzysztof rak'ın yazdığı 2018 yılında gösterilmiş olan polonya filmi.
komünist polonya'nın en ünlü ve tanınan seksologu michalina wislocka, polonyalıların seks hayatını sonsuza dek değiştirecek kitabının yayımlanma hakkı için savaşıyor.
komünist polonya'nın en ünlü ve tanınan seksologu michalina wislocka, polonyalıların seks hayatını sonsuza dek değiştirecek kitabının yayımlanma hakkı için savaşıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nymphe" tarafından 04.03.2021 22:39 tarihinde açılmıştır.
1.
polonyalı jinekolog michalina wislocka’nın hayatını anlatan biyografik dram filmi. film izlerken insanı üzmekle kalmayıp geriyor aynı zamanda. başrolde magdalena boczarska isimli çok güzel bir kadın var, aşık ediyor kendine.
filmin konusu için,
sevme sanatı, imkansızı başaran bir kadının, michalina wislocka'nın hikayesidir. muhafazakarlığı ve yaygın cehaleti bir kenara atan wislocka bütün ülkenin cinsel hayatını kökten değiştirir. hem de sadece bir kitapla.
filmin başında üç kişilik bir ilişkiye sıcak bakan doktorun sonradan sonraya sevgiyi paylaşamadığını görmek ve daha da önemlisi filmin sonlarına doğru kendini yine saçma bir üç kişilik ilişki içerisinde bulması çok üzücüydü.
aynı zamanda dönemin zorlukları, insanların cinselliğe dair bakış açısı, kadınların zaman ve mekan fark etmeksizin ezildiği gerçeği filmde güzel işlenmişti.
kitap yayınlandıktan sonra söyleşide bir soru yöneltiliyor doktora ve şöyle bir diyalog gerçekleşiyor
-kitabı kendi tecrübelerinize dayanarak mı yazdınız?
+kör bir insan renkler üzerine kitap yazamaz.
sanırım filmin en güzel anı buydu benim için.
günümüzde cinsellikle ilgili şeyleri konuşmak hala tabu sayılıyorken ve seks sadece erkekler için var olan bir şeymiş gibi düşünülüp buna göre hareket ediliyorken bu filmi izlemek böyle düşünen kişiler için biraz da olsa faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
filmin konusu için,
sevme sanatı, imkansızı başaran bir kadının, michalina wislocka'nın hikayesidir. muhafazakarlığı ve yaygın cehaleti bir kenara atan wislocka bütün ülkenin cinsel hayatını kökten değiştirir. hem de sadece bir kitapla.
filmin başında üç kişilik bir ilişkiye sıcak bakan doktorun sonradan sonraya sevgiyi paylaşamadığını görmek ve daha da önemlisi filmin sonlarına doğru kendini yine saçma bir üç kişilik ilişki içerisinde bulması çok üzücüydü.
aynı zamanda dönemin zorlukları, insanların cinselliğe dair bakış açısı, kadınların zaman ve mekan fark etmeksizin ezildiği gerçeği filmde güzel işlenmişti.
kitap yayınlandıktan sonra söyleşide bir soru yöneltiliyor doktora ve şöyle bir diyalog gerçekleşiyor
-kitabı kendi tecrübelerinize dayanarak mı yazdınız?
+kör bir insan renkler üzerine kitap yazamaz.
sanırım filmin en güzel anı buydu benim için.
günümüzde cinsellikle ilgili şeyleri konuşmak hala tabu sayılıyorken ve seks sadece erkekler için var olan bir şeymiş gibi düşünülüp buna göre hareket ediliyorken bu filmi izlemek böyle düşünen kişiler için biraz da olsa faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
devamını gör...