nymphe yazar profili

nymphe kapak fotoğrafı
nymphe profil fotoğrafı
rozet
karma: 3736 tanım: 376 başlık: 169 takipçi: 47

son tanımları


5 to 7

victor levinin yazdığı ve yönettiği, 2014 yapımı romantik dram filmi. başrolde anton yelchin ve bérénice marlohe yer alıyor. güncel imdb puanı 7.1 ama sanırım ben bu filme biraz sınırlarımı zorlayıp 7 veriyorum.

güzelliğiyle hayran bırakan fransız bir kadın ile genç amerikalı bir yazarın aşkını anlatan film. filmde klişelere çok fazla denk gelmiyorsunuz ve alışılagelmiş romantik filmlerden farklı bir film olduğu için bir şans verilebilir diye düşünüyorum. boş bir zamanınızda çok değil bir iki damla gözyaşı akıtmak istiyorsanız izlemek üzere ekran başına geçebilirsiniz. hatta filmi arielle hanımefendinin güzelliği ve sigara içişi için bile izleyebilirsiniz.



filmde ilk görüşte aşk klişesinin yer alması beni biraz itse de görmezden geldim diyebilirim. açık ilişkinin anlatıldığı ve aslında güzel de işlendiği bir film fakat mutlu sonla mı mutsuz sonla mı bittiğine bir türlü karar veremedim. 24 yaşındaki bir genç yazarın 33 yaşındaki bir kadına olan aşkı ve aşkın aradaki dokuz seneyi silişini de izlemiş olduk. ama hayatta her şeyi gözardı edebilsek de insan sanırım çocuklarını kendinden önde tutmak zorunda kalıyor.

ah be arielleciğim, çocukların olmasaydı da brian ile aşk dolu bir evliliğe yol alsaydınız keşke. gerçi belirli bir zaman geçtikten sonra bence var olan düzenlerinden vazgeçmek onları mutsuz edebilirdi. yanlışlıkla filme kendi kendime bir son da yazmış oldum.

devamını gör...

hotarubi no mori e

yönetmeni takahiro omori olan 44 dakikalık 2011 yapımı kısa bir anime filmidir. ingilizce adı into the forest of fireflies light olarak geçiyor. animenin güncel imdb puanı ise 7.8

anime ormanda kaybolan minik bir kızın ormanın içinde karşılaştığı ve onu kurtaran maskeli bir genç ile yaşadığı maceraları anlatıyor. zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız tatlı bir anime izlemek isterseniz açıp izleyin. ormanda karşılaşılan maskeli gencimiz aslında insan değil, olayların ilginçleştiği yer de bu bilgiyle başlıyor. yer yer tebessüm ettiren ama gözlerimizin dolmasına da sebep olan bir anime.





fakat bu filmde farklı olan şey bu maskeli çocuğun bir insan ile temas ettiği anda bu dünyadan silinip gideceği gibi bir gerçek var. hele ki o son sarılma sahnesinde ağlamayan duygusuzdur diye bir genelleme yapacağım. çocukluktan yetişkinliğe doğru yol alan kızımızın belki de aşkla ilk tanışmasını çok tatlı işlediği için de bu kadar etkiliyor olabilir, bilemedim.





zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız tatlı bir anime izlemek isterseniz açıp izleyin. yer yer tebessüm ettiren ama gözlerimizin dolmasına da sebep olan bir anime.
devamını gör...

matsuri hino

vampire knight serisi ile tanınan manga sanatçısıdır.
profesyonel çıkışını ko no yume ga same tara ile yapmıştır.
devamını gör...

vampire knight

matsuri hino tarafından yazılan manga serisidir. 2 sezonluk* 26 bölümden oluşan animesi de yapılmıştır. animenin çıkış yılı 2008dir. güncel imdb puanı ise 7,3.

animede zero, kaname ve yuki arasında geçen vampir, avcı ve insan olaylarını izliyoruz. olaylar gece ve gündüz öğrencilerini barındıran ve isminden de anlaşıldığı üzere vampir ve insanların bulunduğu bir okul ortamında geçiyor. gece öğrencilerimiz elbette ki vampirler iken gündüz öğrencilerimiz saf insanlarımız. yine bu animede de asil ya da safkan diye adlandırılan vampirler ile sonradan vampir olan e sınıfı vampirlere yer verilmiş. asiller her zaman göz alıcı tavırlarıyla ortalıkta dolaşırken e sınıfı vampirlerimiz ucubeye dönüşüyor maalesef.

vampir teması işlenen bir anime olduğu için heyecanlanarak izlemeye başladım ama eski bir anime olmasından dolayı çizimleri beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. aynı şeyi animedeki müzikler için söyleyemiyorum, çok hoş müzikler kullanılmış.

ilk sezonunda yukinin hisleriyle ilgili kafa karışıklığı yaşasak da ikinci sezonda kimin eli kimin cebinde onu anlıyoruz ama keşke anlamasaydık diyoruz. spoiler vermemek adına detaya girmeyeceğim.

özetle vakit öldürmek isteyen kişiler bu animeye bir şans verebilir.
devamını gör...

hataraku maou-sama

sadao isimli şeytan kralın ente isla'dan mecburi olarak ayrılıp dünyaya gelmesi ve dünyada kahraman emilia ile karşılaşması sonucu yaşadığı trajikomik olayları anlatan iki sezonluk anime. sanıyorum üçüncü sezonu da onaylanmış, boş zamanım çok, çıtır bir anime izlemek istiyorum diyenlere önerilebilir.

izlerken şeytanlar aslında çok da kötü yaratıklar değillermiş diye düşündüren, şeytanların da vicdanları olabiliyor mu acaba sorularını sorduran bir anime diyebiliriz. diğer animelerde gördüğümüz şeytanlardan tamamen bağımsız, liseli çocuklar gibi bir şeytanla karşılaşıyoruz bu animede.

bir de bu animenin ilk sezonu 2013 senesinde çıkmış, üşenmeyip yıllar sonra 2022'de ikinci sezonunu da çıkarmışlar. ikinci sezon olayına hiç girişmeseler de olabilirdi demek istiyorum. yine de tatlı bir anime, vakit geçirmek için izlenebilir.
devamını gör...

closer (film)

sosyal medyada sürekli karşıma çıkan kesitlerinden dolayı izlersem ağlar mıyım hevesiyle izlemeye başladığım, izlerken asla ağlamadığım ve bu yüzden bana hayal kırıklığı yaşatan bir film oldu.

genel hatlarıyla güzele yakın bir film, insan ilişkilerindeki hataları ve tükürdüğünü yalamanın nasıl bir şey olduğunu anlatıyor. film boyunca toksik ilişkileri, ihaneti ve yalnızlığımız yüzünden birilerini affetmek zorunda olmanın çaresizliğini izliyoruz.

konusunu bir kenara bırakırsak bence filmin izlemeye değer yanı natalie portman'ın oyunculuğu ve güzelliği oluyor. sakin, hırçın, mutlu, mutsuz, güçlü ve güçsüz her halini gösteriyor bize ve güzelliğine söylenecek pek bir şey kalmıyor. tabii filmde bir de çok sevgili jude law var, onunla ilgili bir şey söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.
devamını gör...

luck

ana karakterimiz sam greenfield'ın şanssızlıklarla dolu hayatını ve sevimli kara kedimiz bob ile arkadaşlık macerasını anlatan tatlı mı tatlı animasyon filmi.

çocuklar bu filmi izlediklerinde kara kedilerin kötü şans getirdiğine dair inançlarını tazelerken hayatta aslında kötü şansa da ihtiyaçları olduğunu anlayacaklar. hayatı güzelleştiren şey iyi ve kötünün dengesi, güzel ve çirkinin uyumu, şanslı ve şanssızların dayanışması değil mi zaten?

bir gün içinde başınıza bir sürü olumsuz şey gelse de tüm bunlardan nefret etmek yerine hayatı bu olumsuzluklarla birlikte yaşayıp onlardan da keyif almayı öğrendiğimizde her şeyin yoluna girdiğini göreceğimiz mesajını verdi bu film bana.

şanssız olduğuna inanan, keşke hepimiz bolca şanslı olsaydık diyen herkesin bir şans vermesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

american history x

senaryosunu david mckenna'nın yazdığı ve tony kaye'nin yönettiği 1998 senesinde vizyona girmiş bir dram filmi. filmin ismi türkçeye geçmişin gölgesinde olarak çevrilmiştir.

sevdiğimiz, sözlerine çok değer verdiğimiz birinin ufacık bir cümlesinin hayatımızda nasıl etkiler yaratabileceğini çok güzel bir şekilde işleyen filmdir. edward norton ile ilgili çok bir şey söylemeye gerek yok, bence gereğinden fazla güzel bir oyunculuk. ikinci sırada da tabii ki edward furlong geliyor. *

ırkçılığa dair bir şeyler anlatan filmlerin çoğu çok güzeldir ama bu film savaşsız olup da insana ırkçılığı bu kadar güzel anlatan tek film olabilir. * sadece filmde verilmek istenen mesaj "ırkçılık kötü bir şeydir" değil de "ırkçılığın da bir dozu olmalı, her şey kararında güzel" gibi geldi bana ama belki yanlış yorumladım.

inandığımız şeylerin bize ve çevremizdekilere uzun vadede ne gibi zararları olacağını öyle güzel anlatıyor ki bir şeye inanırken, bir şeyi savunurken birkaç kez düşünerek konuşmak gerektiğini anlıyorsunuz.

filmlerin bir kısmının siyah beyaz çekilmiş olması normalde beni çok rahatsız eden şeylerdendir * ama bu filmde öyle bir şeyi hiç hissetmedim. filmin güzelliğinden mi, geçişlerin süperliğinden mi onu bilemiyorum.




hep beklediğimiz o korkunç sonun derek değil de danny'nin başına gelmesi beni en çok etkileyen şey oldu sanırım.
devamını gör...

edgar wright

tam ismi edgar howard wright olan ingiliz yönetmen, senarist ve yapımcı.

baby driver, hot fuzz, shaun of the dead, scott pilgrim vs. the world ve the world's end isimli filmlerin yönetmenliğini yapmıştır.

kendisi sinefil olması ile tanınan bir yönetmendir. kocaman bir* favori filmler listesi vardır. liste

görsellikle ön plana çıkan çok güzel filmleri var edgar beyin. özellikle scott pilgrim vs. the world filmindeki efektlere bayılıyorum. yine shaun of the dead aslında çoğumuzun izlediği güzel filmlerden, the world's end de yine aynı şekilde. biz galiba bu adamın filmlerini keyifle izliyoruz ama kimmiş bu filmin yönetmeni demeyi çok da akıl edemiyoruz, ben çok sonradan öğrenmiştim onun filmlerini izlediğimi.

daha sık film çekmesini isteriz. neyse ki çok yakında* last night in soho isimli yepyeni bir filmi geliyor, heyecanla bekliyoruz. ayrıca o filmin başrolünde de anya taylor-joy görülüyor. komedi türünde filmlere imza attığı halde izlemeyi en sevdiği türün korku olduğunu söylemiş, ayrıca korku filmi çekmek istediğini de belirtmiş geçmiş dönemde ve bunu da bu senenin sonunda gerçekleştiriyor.
devamını gör...

scott pilgrim vs the world

öncelikle edgar wright filmi olmasından dolayı ve sonralıkla da ramona flowers gibi bir karakteri barındırmasından dolayı övgüleri hak eden çizgi roman uyarlaması bir filmdir. film bizlere bu scott pilgrim isimli arkadaşımızın bir hanımefendiyi kazanmak uğruna o hanımefendinin eski sevgilileri ile* verdiği savaşı anlatıyor.

film başrolünde michael cera var, süper bir oyunculuğu yok ama bu rol için yeterince uygun biri. ama en en güzel oyuncu tabii ki ilk satırda da söylediğim gibi ramona flowers*. o rengarenk saçları bile yeterli filmi sevmek için. başrol olayını geçip filmin en başarılı kişisini söylemek gerekirse bence wallace*.

kurgu güzel ama efektler ve müzikler ayrıca güzel, sırf onlar için bile izlenebilir. dövüş sahnelerinde gülümsetiyor, gülmekten yerlere yatırmasını bekleyerek izlerseniz hata etmiş olursunuz. herkes koşup izlesin demiyorum elbette ama çerezlik film diye gidip saçma sapan romantik komedileri izleyeceğime bunu izlerim çok daha iyi.

bu arada çizgi roman ile ilgili bir fikrim yok ama onu bilip de izleyenler ikisinin benzemediğini söylüyor, bu da ayrıca bir bilgi olsun.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

bu başlık gündüz vakti yazılacak bir yere benzemiyor hiç ama yazmanın gecesi gündüzü olur mu onu bilmiyorum işte.

mecburiyetten yazmanın gecesi olup gündüzü olmadığını, son ana bırakılan yazıların pazar gecesi tamamlanması gerektiğini biliyorum bir süredir. bilmesem de olurdu, neden biliyorum ki?

buraya yazdığım şeylerin birileri tarafından anlaşılması gerekir diye çok fazla saçmalamaktan kaçmaya çalışıyorum.

hayatta neyden kaçarsam ona tutuluyorum, böyle olmasından çok sıkıldım. bir şeylerden kaçarken belli etmeden kaçsak belki olmaz böyle, sanırım kaçmayı beceremiyorum. yalan söylemeyi de çok beceremiyorum, rol yapmayı, umursamaz olmayı... ben pek bir şey beceremiyorum sanırım.

daha fazla yazmaktan da vazgeçtim. yazmayı bile beceremiyorum.
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

sabaha kadar balkonda oturunca hava o kadar da sıcak gelmiyormuş aslında. sabaha kadar balkonda oturmanın zararları ve yararları üzerine yazı yazacak kadar uykusuz ve sıkılgan bir haldeyim.

sabaha kadar balkonda oturup sıcaklamıyor insan ve üstelik klima açmaya gerek kalmadığı için fatura için de olumlu düzenlemelere gidiliyor galiba. yani bu dönemde herhangi bir şeyi maddi açıdan düşünmeden yaşamak mümkün değil zaten. bazen üşüyor gibi oluyorum, ülkenin neredeyse en sıcak diye tanınan şehrinde bu mevsimde bile üşüyebilecek nadir insanlardanım galiba. bulvar üstünde oturmuyor olsaydım diyorum bazen, yoldan geçen herkesin ve her şeyin sesini bu kadar duymak zorunda değiliz ama ne yapalım, binayı buraya kondurmuşlar.

insan keyfinden sabaha kadar balkonda oturur mu? ben hiç keyfimden sabaha kadar balkonda oturmadım. ya sarhoş olduğum için ya ağlayacak yerim kalmadığı için oturdum bundan önce hep. bir gün keyfimden sabaha kadar balkonda oturacağım, yanımda keyif verecek bir şeylerle birlikte yapacağım.

sabaha kadar balkonda otururken sandalye başında uyuyakalmak dışında bahsedecek bir şeyim olmadığını fark ettim. uyuyakalmamak için elimden geleni yaptım, yapmam gereken diğer şeyleri yapmak için susmam lazım artık.
devamını gör...

bojack horseman

insana hayatı, hayatta yaptıklarını, hayatına giren kişileri, nasıl biri olduğunu, bencilliği, egoistliği, yalnızlığın kötülüğünü ve bunun gibi pek çok şeyi sorgulatan çizgi dizi. bundan sonrasını spoiler diye işaretlemek doğru olmaz ama izlememiş kişiler için belki spoiler sayılabilir, spoilerlardan çok rahatsızlık duyuyorsanız okumamanızı öneririm.

bu kadar renkli bir şey izlerken insan nasıl oluyor da gözyaşlarına boğuluyor aklım almıyor. çok uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm ama bir türlü sırasının gelmediği bu güzelim diziyi izlemeyen herkesin oturup izlemesi gerekli diye düşünüyorum. türünün komedi olarak yazıldığı pek çok platform var ama bu kesinlikle komedi türünde bir yapım değil hatta dram desem yeridir. trajikomik anlara denk geliyoruz evet ama genel olarak üzülmekten kendimize gelemiyoruz.

bence bojack mutlaka herkesin hayatında bir kere barınmış bir insanı temsil ediyor. eğer ki sizin hayatınızda böyle biri olmadıysa muhtemelen o kişi sizsinizdir. aslında herkes kendinden bir parça mutlaka bulur ama tam anlamıyla bojack gibi olan insanlara ,ne yazık ki mi desem bilmiyorum, hayatımızın bir anında denk geliyoruz. aynı zamanda dizide yine herkesin bir şekilde kendini bulduğu diğer karakter de diane olabilir. aslında herkes her karakterde bir parçasını buluyordur ama ben sanırım diane gibi biriyim, bunu diziyi izledikten sonra daha iyi algıladım mesela.

bojack benim için hayatıma giren hatta girmek üzere olan insanları temsil ediyor diyebilirim. bu kişinin ilgiye, şefkate, sevgiye ve mutlu olmaya ihtiyacı var diye düşündüğüm kişilerden bir bojack çizebilirim mesela. ya da hayatımda gördüğüm en bencil insansın dediğim kişilerin bedenine at kafası oturtabiliyorum. bir şeyleri toparlamaya çalıştıkça battığım anlarda aklıma bojack gelebiliyor. bunun gibi peeeek çok örnek var ama yazmakla bitmeyeceği için aklıma ilk gelen ve en önemli olduğunu düşündüklerimi yazıyorum.

özellikle annesi ile ilgili olan bölümlerde hüngür hüngür ağlatmıştır. ama favori bölümlerimden birincisi 1x11 ki sezon finallerinden bir önceki bölümler benim için asıl final bölümleri gibi bir şey oldu. onun dışında sanırım 4x11 yine beni derinden etkileyen bir bölümdü ki burada annesiyle ilgili birtakım şeyler görüyoruz. 5x6 izlenirken ağlamayan kişileri duygusuz ilan edebilirim çünkü neden olmasın. veeeeee tabii ki bence final olması gereken ama finalden bir önceki harika bölüm, 6x15...
bu kadar yazdıktan sonra gidip birkaç bölüm izlemeden rahat edemeyeceğim.
devamını gör...

behlül olsanız n'apardınız sorusu

kendilerini roman/dizi karakteri olan behlül haznedar konumunda düşünen yazarların muhtemel sonlarını seçtikleri başlık.

ikinci seçenek en uygunu gibi geldi bana, sonuçta behlül'e öz amcasından miras kalmıştı yani behlül tek başına da fakir değil.
devamını gör...

en iyi ikililer

birbiriyle uyumlu olduğu düşünülen iki adet şeyin yazıldığı başlık.

rakı ve yeşil erik diyor ve artırıyorum.
devamını gör...

sarhoş olmak

yalnızken üzücü, kalabalıkken eğlenceli olan eylemdir.

insanı düşüncelerinden kurtarır, en azından bende böyle işliyor bu süreç. kurtarmak doğru kelime değil aslında, düşüncelerini algılamasını önlediği için keyifli gelir diyelim. çok üzüldüğü bir konu olsa dahi insan sarhoş olduğu zaman üzülmeyi unutuyor ya da öyle bir üzülüyor ki neye üzüldüğünü unutuyor, böyle şeyler işte.
devamını gör...

doğum gününün unutulması

kutlaması sabırsızlıkla beklenen kişi tarafından unutuluyorsa insanı derin düşüncelere sürükler.

ama olsun diyoruz tabii, her şeye rağmen ailem var ve onlar hiçbir zaman unutmuyor. yıllardır konuşmadığın kuzenin bile bir yerlerden çıkıp doğum gününü kutlayabiliyor mesela, çok önemliymiş gibi...

acaba bu durumun ikizler burcu olmakla bir alakası var mı diye düşünmeden edemiyorum zira bu burcun insanlarını kimse sevmiyor.*
devamını gör...

yazarların en son okuduğu kitap

georges politzer - felsefenin başlangıç ilkeleri
devamını gör...

kayıp balık dory

kayıp balık nemo filminin devamı niteliğindeki animasyon filmidir. tabii nemo 2003 senesinde izlenirken bu filmin 2016 senesinde çıkmış olması biraz şaşırtıcıdır. kayıp balık nemo izleyenler filmi çoktan unutmuşken bu film çıkmıştır hatta, öyle fazla zaman geçmiş üzerinden. bu kadar zaman sonra çıkmasının da hakkını vermiştir bence. animasyon filmlerini ve özellikle pixar filmlerini seven kişilerin severek izleyeceği bir filmdir.

dory zaten bildiğimiz o saf, salak halleri olan, heeeer şeyi unutan maviş balığımız. nemo için yapmadığı şey kalmayan, birçok tehlikeye rağmen onu bulmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyen tatlı doryciğimiz. bu filmde de yine nemo ve nemo'nun babası* var. bu sefer hikaye tabii ki de nemo değil de dory'nin etrafında şekilleniyor.
özellikle dory'nin bebekliğini ayıla bayıla izlediğim bir film. bir de laf edilmeyecekse kayıp balık nemo filminden daha güzel ve sürükleyici bir film gibi geliyor bana. bir de serinin her iki filmi de çocukları mutlu ederek onlara minik dersler veren filmler olmalarıyla birlikte yetişkinlere de çok güzel dersler veren ve daha ziyade duygusal anlar yaratan filmler diyebilirim.
nemo'nun bulunma hikayesine pek çok göndermenin olması filmi daha da güzel kılıyor.

ayrıca kayıp balık nemo için gözde karakterim dory iken bu filmde de hank* olmuştur.
devamını gör...

tayyip erdoğan'ın hayvan öldürdün mü sorusu

vicdanlı ve en azından kötü kalpli olmayan, iyi olmasa dahi kötülük yapmayı da seçmeyen bir insanın* sormaması gereken sorudur ama tabii ki bu soru beni aman aman şaşırtmadı. zira artık her şeyi bekleyebiliyorum kendilerinden.

ama burada "öldürdün mü?" sorusundan ziyade bir de "sende kaç tane var?" diye soruyor olmasına takılmak gerek diye düşünüyorum.
yani böyle bir yasayı talep edebilmek için muhakkak bir hayvanın bakımın üstlenmiş mi olmamız gerekiyor?
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim