tansu çiller denince akla gelenler

başbakan olduğu yıl on yaşımdaydım. o zamanın hürriyet gazetesi dizine kadar etekle oturduğu bir posterini hediye etmişti vatandaşa. o yaşlarda bile fotoğrafı gördüğümde aklımdan ayıp şeyler geçmesi geliyor. gerçi o yaşta benimki masum bir ayıpmış sonrasında onun memlekete ettiği büyük ayıplar geliyor. iktidarı zamanında halkın kat be kat yoksullaşması geliyor. hukuk devletinden sapmanın neticesindeki faili meçhuller geliyor. gaflarından ve bütün tavırlarından belli olan türkiye halkına karşı yabancılığı geliyor.

son zamanlarda da, bu kemal kılışdar'la meral mommy'yi ne zaman gazete görsem aklıma yine tansu çiller geliyor. bu günümüz ikilisinin koalisyonu, doksanların mesut yılmaz, çiller koalisyonu kadar kirli ve yozlaşmış bir ortaklığın adı olduğu beynime mıhlanıyor çıkmıyor.

onların da ortaklaştığı konu halkı soymaktı. günümüz ikilisinin de tek derdi belediye rantını bölüşmek. halkı kurtamakmış, demokrasi getirmekmiş, lakikliği kazanmakmış, bunlar sadece ağızlarında nane.

allah'ı bize emanet etmiş olmasıdır.

akp tarafından dışişleri bakanlığı'na düşünülen eski başbakan, iktisat profesörü.

kendisi.

(bkz: bacınızın pıttığı size feda olsun)

1) bacınızın pıttığı size feda olsun vb. gibi onlarca absürt sözler
2) kırdığı onlarca pot ve yaptığı gaflar: haydar aliyev-haydar ali bey, göktürk kitabeleri-gökberk kitabeleri, belediye zabıtalarına "merhaba asker", sivas mitinginde "bu bacınız sizi il yapsın mı?", istikrarsız yerine iktidarsız vb. demesi.
3) herkese iki ev iki anahtar demesi fakat ardından nisan 1994 ekonomik kırizinin gerçekleşmesi
4) 7 defa demeye çalıştığı halde bit türlü halüsinasyon diyememesi.
5) türkiye'nin ilk kadın başbakanı ve kardak kayalıkları için ölümü göze almış olması
6) faili meçhul cinayetler
7) kocasına kendi soyadını vermesi vb.

oğlunun kıyak askerliği
jetski vakası apayrı bir komedi
susurluk olayı vb...

(bkz: selçuk parsadan)

ilkokul zamanımda, çilli, açık kumral ve küt saçlı olduğum için herkesin beni ona benzetip, bana tansu çiller demesi.

ne sinir olurdum, ne sinir...

neyse ki büyüdüm de yüz hatlarım nevi şahsına münhasır bir hâle geldi, saçlarım iyice koyulaştı. afet-i devran oldum çıktım çok şükür.

adi ustunde çiller. çil aklima geliyor. ve chill. ıngilizce anlamiyla.

allahı bize havale eden ilk başbakanımız.

(bkz: ablanızın pıttığı size feda olsun)

zamanında vatandaşlarıma biri ev biri araba olmak üzere iki tane anahtar vaat ediyorum ve artık her mahallede yüzlerce trilyoner olacak diyecek kadar ekonomi bilgisinin hiç olmadığı aklıma geliyor. cumhuriyet tarihinin en saçma vaadiydi.

tabi çiller kadar olmasa da bir başka ekonomi bilmeyen kişinin vaadi kimse kirada oturmayacak herkes oturduğu evin sahibi olacak bir de hiç fatura ödemeyecek diyen erkan baş'tı. ya abicim sene olmuş ikibin bilmem kaç, böyle vaat mi olur? kimsenin siyasi tercihini sorgulamak istemem de bu düşüncelere sahip adamlardan medet umanlar var memlekette

gerçi 2 sene öncesine kadar başkanım da başkanım diye milyonların peşinden koştuğu ve "abbeee adam ülkeyi yönetsin" diyenlerin olduğu bir komünist başkan vardı, o nerelerde şimdi acep?

kaçak yapısı yıkılmasın diye normalde savunmayacağı bir zihniyeti savunması.