taş tablete zigguratlar kapatılsın yazan sümer solcusu
başlık "mebus paltosu" tarafından 14.09.2022 23:08 tarihinde açılmıştır.
1.
bundan tam 9 yıl önce sit alanında arkeolojik çalışma yaparken karşılaştığımız sümerli vatandaş.
bilen bilir arkeoloji bölümünde araştırma görevlisiyim ve aynı zamanda erasmus koordinatörüyüm. mısır'da bir sürü lahit açıp mumya dikizlemişliğimiz var. british museum'da platinium plus üyeliğim var ayda en kötü 5-6 kez uçakla gidip notlarımı alıp geliyorum.
neyse efendim bir gün hop diye telefon çaldı. o anda amerikan güreşi izleyerek bira içiyor ve kıllı göbeğimi kaşıyordum. ellerimdeki patates kızartması ve kfc yağlarıyla iğrenç bir hal içerisindeydim. uzaktan, battal gazi filmlerindeki müslüman köyü yağmalayıp, kocaman bir koyun budunu yağlı elleriyle tutan bir bizans komutanı gibi keyif çatıyordum. rahmetli rönesans sanatçısı hieronymus bosh benim bu zebani halimi görse, cehennemi çizerken "ben bu ayıoğlu ayıyı hiçbir tasvirle ifade edemem" der ve o meşhur resmini oracıkta iptal ederdi ve muhtemelen rönesans tarihinde böyle bir üstat ile karşılaşmazdık.
yine her zamanki gibi internet abonelik reklamı sandım ve telefona karşı ağzımdan köpük saçarak "o internet paketini al da... ***" diye sunturlu bir küfür patlattım ve kapattım gitti.
o anda telefona bakınca beynimden vuruldum, sırtımdan akan bir soğuk ter damlası kıçıma hücum etti. "lannn! ne yaptım ben!" diye yerimden sıçradım. anabilim dalı başkanımız serra hanım açmış. kadının sesini telesekreter sandım anasını satim ve tıpkı bir iddia bayiici dayı gibi kalayı bastım kadına. sonra biraz vakit geçtikten sonra hiçbir şey olmamış gibi aradım. kadıncağız bu münasebetsiz halime karşılık profesyonelce davranarak hiçbir tepki vermemişti. böylelikle ben bir kez daha yerin dibine girmiştim. utandım lan kendimden.
kazı alanıyla ilgili gerekli koordinatları verip ekibi hazırlamam için vakit verdi. bu halde gidemezdim. kemal sunal'ın hanzo filmindeki mağara adamı hali gibi saç sakal dağınık halde olduğumu gördüm. aynada kendime bakıp "puhhh" diye bir güzel tükürdükten sonra gidip tıraş oldum.
ekibin tamamı 3. sınıflardan oluşuyordu. uygulamalı ders gereği onların da bu kazıda bulunması gerekiyordu. "hocam n'apıcaz şimdi?" dedi bir tanesi. içlerinden biri, bu soruya karşılık vermek istercesine hayvani içgüdülerini sergilemek istedi. önce ellerine tükürerek ovuşturdu, sonra yerde bulunan kazmanın sapını bir güzel kavradı. havaya kaldırdı, tam yere vuracakken serra hoca "dur yavrum napıyorsun, deli misin sen !?!?" dedi bağırarak. çocuğun elindeki kazmayı aldı. sanki köyde define arıyor eşşoğlu eşşek. o nasıl giriş şekli lan öyle. çeliktepe cengizhan anadolu lisesi arka bahçesi mi lan bura. bu olay üstünden dokuz yıl geçti elbette. gelgelelim onca yılda değişen bir şey oldu mu derseniz, hiçbir şey olmadı bana inanın. bana boşu boşuna mebus dememişler, bizde yalan olmaz. bundan birkaç yıl önce "hocam kazıdan önce dua okuyacak mıyız?" diyen bir tipleme görmüştüm mesela. hee anasını satim horoz da keselim temel atmadan. resmen dalga geçiyorlar eğitim sistemiyle... hocaların işi zor azizim.
tam kazıya başladığımızda çocuklardan biri "hocam bir gelebilir misiniz?" dedi. bizden önce gelen çocuklar, seslenen çocuğun başında toplanmıştı. serra hoca ile birlikte yanına geldik. baktık ki bir tablet. serra hoca zeki ve bilgili bir kadın. beyninde 1 terabaytlık sümerce, urartuca, antik mısırca verilerini bir güzel scanning etti. kafasının üzerinden duman çıkyordu. sonra eline kalem kağıt aldı ve sümerce dilinde yazılan şu cümleleri kaleme aldı: "zigguratlar kapatılsın".
mevzubahis kişinin bıraktığı tabletin geri kalanında, bu zavallı adamcağızın sümer kralı gılgamış'ı epey eleştirdiğini, zigguratlar'da verilen gerici eğitimin gençlerin zihnini yıkadığını falan söylüyordu. ismi enkidu olan bu zavallı adam, böyle giderse kral gılgamış'ın tahttan inmeyeceğini söylüyor ve endişesini dile getiriyordu. sivri dili yüzünden epey işkence görmüş ve zindana atılmıştı. ölmeden önce son anlarında tabletin en alt kısmına dipnot olarak, zindanda makatına gizlice soktuğu sivri uçlu tahta parçası ile bu tableti yazdığını belirterek yazısını bitirmişti.
yıllar yıllar önce öğrendim ki serra hoca, tarihteki ilk radikal solcu örneği olarak zavallı enkidu'yu anlatan bu kazıyı doçentlik tezi olarak sunmuş ve profesör olmuş.
zavallı enkidu, hiçbir şey değişmedi be oğlum enkidu...
bilen bilir arkeoloji bölümünde araştırma görevlisiyim ve aynı zamanda erasmus koordinatörüyüm. mısır'da bir sürü lahit açıp mumya dikizlemişliğimiz var. british museum'da platinium plus üyeliğim var ayda en kötü 5-6 kez uçakla gidip notlarımı alıp geliyorum.
neyse efendim bir gün hop diye telefon çaldı. o anda amerikan güreşi izleyerek bira içiyor ve kıllı göbeğimi kaşıyordum. ellerimdeki patates kızartması ve kfc yağlarıyla iğrenç bir hal içerisindeydim. uzaktan, battal gazi filmlerindeki müslüman köyü yağmalayıp, kocaman bir koyun budunu yağlı elleriyle tutan bir bizans komutanı gibi keyif çatıyordum. rahmetli rönesans sanatçısı hieronymus bosh benim bu zebani halimi görse, cehennemi çizerken "ben bu ayıoğlu ayıyı hiçbir tasvirle ifade edemem" der ve o meşhur resmini oracıkta iptal ederdi ve muhtemelen rönesans tarihinde böyle bir üstat ile karşılaşmazdık.
yine her zamanki gibi internet abonelik reklamı sandım ve telefona karşı ağzımdan köpük saçarak "o internet paketini al da... ***" diye sunturlu bir küfür patlattım ve kapattım gitti.
o anda telefona bakınca beynimden vuruldum, sırtımdan akan bir soğuk ter damlası kıçıma hücum etti. "lannn! ne yaptım ben!" diye yerimden sıçradım. anabilim dalı başkanımız serra hanım açmış. kadının sesini telesekreter sandım anasını satim ve tıpkı bir iddia bayiici dayı gibi kalayı bastım kadına. sonra biraz vakit geçtikten sonra hiçbir şey olmamış gibi aradım. kadıncağız bu münasebetsiz halime karşılık profesyonelce davranarak hiçbir tepki vermemişti. böylelikle ben bir kez daha yerin dibine girmiştim. utandım lan kendimden.
kazı alanıyla ilgili gerekli koordinatları verip ekibi hazırlamam için vakit verdi. bu halde gidemezdim. kemal sunal'ın hanzo filmindeki mağara adamı hali gibi saç sakal dağınık halde olduğumu gördüm. aynada kendime bakıp "puhhh" diye bir güzel tükürdükten sonra gidip tıraş oldum.
ekibin tamamı 3. sınıflardan oluşuyordu. uygulamalı ders gereği onların da bu kazıda bulunması gerekiyordu. "hocam n'apıcaz şimdi?" dedi bir tanesi. içlerinden biri, bu soruya karşılık vermek istercesine hayvani içgüdülerini sergilemek istedi. önce ellerine tükürerek ovuşturdu, sonra yerde bulunan kazmanın sapını bir güzel kavradı. havaya kaldırdı, tam yere vuracakken serra hoca "dur yavrum napıyorsun, deli misin sen !?!?" dedi bağırarak. çocuğun elindeki kazmayı aldı. sanki köyde define arıyor eşşoğlu eşşek. o nasıl giriş şekli lan öyle. çeliktepe cengizhan anadolu lisesi arka bahçesi mi lan bura. bu olay üstünden dokuz yıl geçti elbette. gelgelelim onca yılda değişen bir şey oldu mu derseniz, hiçbir şey olmadı bana inanın. bana boşu boşuna mebus dememişler, bizde yalan olmaz. bundan birkaç yıl önce "hocam kazıdan önce dua okuyacak mıyız?" diyen bir tipleme görmüştüm mesela. hee anasını satim horoz da keselim temel atmadan. resmen dalga geçiyorlar eğitim sistemiyle... hocaların işi zor azizim.
tam kazıya başladığımızda çocuklardan biri "hocam bir gelebilir misiniz?" dedi. bizden önce gelen çocuklar, seslenen çocuğun başında toplanmıştı. serra hoca ile birlikte yanına geldik. baktık ki bir tablet. serra hoca zeki ve bilgili bir kadın. beyninde 1 terabaytlık sümerce, urartuca, antik mısırca verilerini bir güzel scanning etti. kafasının üzerinden duman çıkyordu. sonra eline kalem kağıt aldı ve sümerce dilinde yazılan şu cümleleri kaleme aldı: "zigguratlar kapatılsın".
mevzubahis kişinin bıraktığı tabletin geri kalanında, bu zavallı adamcağızın sümer kralı gılgamış'ı epey eleştirdiğini, zigguratlar'da verilen gerici eğitimin gençlerin zihnini yıkadığını falan söylüyordu. ismi enkidu olan bu zavallı adam, böyle giderse kral gılgamış'ın tahttan inmeyeceğini söylüyor ve endişesini dile getiriyordu. sivri dili yüzünden epey işkence görmüş ve zindana atılmıştı. ölmeden önce son anlarında tabletin en alt kısmına dipnot olarak, zindanda makatına gizlice soktuğu sivri uçlu tahta parçası ile bu tableti yazdığını belirterek yazısını bitirmişti.
yıllar yıllar önce öğrendim ki serra hoca, tarihteki ilk radikal solcu örneği olarak zavallı enkidu'yu anlatan bu kazıyı doçentlik tezi olarak sunmuş ve profesör olmuş.
zavallı enkidu, hiçbir şey değişmedi be oğlum enkidu...
devamını gör...