tek gecelik ilişkiyi reddeden erkek

pazartesi sendromunun yaşandığı bir günde hiç de alakası olmayan bir konu.
bazı kesimler tarafından küçümsenip hafife alinabilecek erkektir. lakin hem erkek olarak hem insan olarak kaliteli bir kişiliğe delalet eder. sebebi inançları olabilir, kişiliği olabilir yahut başka bir kadını unutamadığı için olabilir, hiç fark etmez. nefsinin peşine takılmayıp kendine saygısı olan bir kişidir. fakat kıymetleri bilinmeyecektir, bunu da söyleyelim kendilerine ki hazırlıklı olsunlar. doğrunun kıymetini eğriyi yaşamadan bilemeyen insanlar arasında yaşıyoruz.

içinde içlik vardır...(gidip barın tuvaletinde çıkarıp çöpe atmışlığım var)

reddetmiştir o.

ayrıca ben olurum bu erkek ileride herhalde. çünkü sevişmeyi bilmiyorum.

mantıksal ve felsefi bir misyonu olmadığı için aşka dair sezgisel bir vizyonu da olmayan erkeğin beyninin bilinç dışı bölümü seni beklersek ohooo kotaraman sen bu işi demiş ve startı vermiştir.

bu işler şakaya gelmez arkadaşlar. bilinçsiz, cahil, acemi, ne olursanız, nasıl olursanız olun. asgari surette, yani genetik yatkınlığınıza göre işlem yürütecektir beyniniz. beklemez yani, sen cahil, ben cahil, milyarlarca cahil, düşünsün de geçmişten geleceğe insanın (mutlak olmamakla birlikte) ereğini (ve beraberinde kişilerin ereklerini) keşfedip icabına baksın bedenler. bilincin marşı basmıyrosa en temizinden ve ilkel bir biçimden başlatır olayları. memeli ve özellikle beyni gelişkin canlıların kabiliyetlerinin hizmet ettiği master yoda budur, böyledir. diğer canlıları az çok belgesellerden hayırlıyorsunuzdur. cinsiyetini değiştirebilenler, rengini değiştirebilenler, doğar doğmaz içgüdüsel olarak yaşama koyulabilenler. onların betin ve beden koordinasyonu yapısal olarak bizlerden çok farklı çalışır. tüm bu bahsettiğim şeyler aslında, insanın olayı budur denebilecek denli kapsayıcıdır.