#ödüllü filmler
yönetmen koltuğunda david lean'ın bulunduğu 1957 yapımlı savaş/dram filmidir. konu, savaş zamanı kwai nehri üzerine yapılması planlanan bir köprünün vesilesiyle gelişen olayları anlatmaktadır. albay nicholson’ın tek isteği, köprüyü en iyi şekilde tamamlayıp kaybedilen gururu ve motivasyonu askerlerine geri kazandırmaktır.
en iyi erkek oyuncu oscar'ı
1958 · alec guinness
en iyi film oscar'ı
1958 · sam spiegel
en iyi uyarlama senaryo oscar'ı
1958 · pierre boulle, carl foreman, michael wilson
en iyi film müziği oscar'ı
1958 · malcolm arnold
bafta en iyi film ödülü
1958 · david lean
altın küre drama dalında en iyi sinema filmi ödülü
1958 · sam spiegel
en iyi yönetmen oscar'ı
1958 · david lean
en iyi görüntü yönetimi oscar'ı
1958 · jack hildyard
bafta en iyi ingiliz filmi ödülü
1958 · david lean
en iyi film kurgusu oscar'ı
1958 · peter taylor
altın küre drama dalında en iyi erkek sinema oyuncusu ödülü
1958 · alec guinness
altın küre en iyi yönetmen ödülü
1958 · david lean
national board of review en iyi erkek oyuncu ödülü
1957 · alec guinness
amerikan yönetmenler birliği film dalında en iyi yönetmen ödülü
1958 · david lean
david di donatello en iyi yabancı yapımcı ödülü
1958 · sam spiegel
bafta en iyi ingiliz senaryosu ödülü
1958 · pierre boulle
bafta en iyi ingiliz erkek oyuncu ödülü
1958 · alec guinness
1958 · alec guinness
en iyi film oscar'ı
1958 · sam spiegel
en iyi uyarlama senaryo oscar'ı
1958 · pierre boulle, carl foreman, michael wilson
en iyi film müziği oscar'ı
1958 · malcolm arnold
bafta en iyi film ödülü
1958 · david lean
altın küre drama dalında en iyi sinema filmi ödülü
1958 · sam spiegel
en iyi yönetmen oscar'ı
1958 · david lean
en iyi görüntü yönetimi oscar'ı
1958 · jack hildyard
bafta en iyi ingiliz filmi ödülü
1958 · david lean
en iyi film kurgusu oscar'ı
1958 · peter taylor
altın küre drama dalında en iyi erkek sinema oyuncusu ödülü
1958 · alec guinness
altın küre en iyi yönetmen ödülü
1958 · david lean
national board of review en iyi erkek oyuncu ödülü
1957 · alec guinness
amerikan yönetmenler birliği film dalında en iyi yönetmen ödülü
1958 · david lean
david di donatello en iyi yabancı yapımcı ödülü
1958 · sam spiegel
bafta en iyi ingiliz senaryosu ödülü
1958 · pierre boulle
bafta en iyi ingiliz erkek oyuncu ödülü
1958 · alec guinness
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ateist kaplumbağa" tarafından 24.06.2021 22:15 tarihinde açılmıştır.
1.
david lean'in yönetmenliğini yaptığı 1957 yapımı filmdir.
bu film benim için önemli bir filmdir. ancak o kısma daha sonra geleceğim. filmin konusu aslında bilindik bir ''esir kampı'' hikayesi ile şekilleniyor. tabi yılı itibarı ile ilk örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. bir grup ingiliz askeri ikinci dünya savaşı sırasında japonlara esir düşer. esir düşenlerin arasında albay nicholson ve pek çok subayla birlikte yüze yakın er vardır. hikaye ingilizlerin kampa gelmesiyle birlikte albay nicholson'ın, kamp komutanı albay saito'ya savaş esirleri hakkındaki anlaşmayı göstermesi ve bu antlaşmanın şartlarına riayet edilmesini istemesiyle başlar. çünkü bu andan itibaren nicholson ve saito arasında gerek askeri, gerek kişisel anlamda bir sürtüşme yaşanacağını anlıyorsunuz. farklı kuralları olan, yaşama bambaşka noktalardan bakan iki üst rütbeli subayın zihinsel savaşının başladığı an işte bahsettiğim andır. kamp alelade bir kamp değildir. japonların inşaatını tamamlaması gereken bir köprü vardır ve süre kısıtlıdır. köprü 1 ay içerisinde tamamlanmak zorundadır. bu yüzden kamp komutanı saito bütün askerlerin, rütbelilerde dahil çalıştırılmasını istemektedir ve antlaşmayı umursamaz.
albay nicholson ise bu tavır karşısında duruşunu bozmaz. ingiliz albayın inadını kıramayacağını anlayan albay saito. ingilizlerin direncini kırmak ve nicholson'ı küçük düşürmek için onu kampın ortasında, güneşin alnında, küçük bir bir hücreye kapatır. askerler komutanlarının halini ahvalini görmektedir. saito'nun planı tutmamıştır. komutan direndikçe, askerler daha da şevke gelmiş ve işleri iyice yavaştan almaya başlamışlardır. komutanlarının direnci onlarında karşı koyma arzusunu iyice kamçılamıştır. bu gelişme saito'yu daha da gaddarlaştırır. nicholson'dan askerlerine hızlı çalışmaları için emir vermesini ister, şayet bu emri vermezse, yaralıları dahi çalıştıracağını söyleyerek, ingiliz komutanı bir kere daha sınar. ancak nicholson bu şantaja da boyun eğmez. saito çaresiz kalmıştır. bu sinir harbini kimin ,nasıl kazandığını görmek içinse filmi izlemenizde fayda var. *
gelelim benim mevzuya; ben bu filmi hiç yoksa 9-10 kere izlemişimdir. baştan söylemiştim ya benim için yeri farklıdır. filmi izlemeyi seviyorum ama ben asıl askerlerin ıslıkla icra ettiği ezgiye hastayım. rahatlatıcı bir etkisi var benim üzerimde. ne zaman stresli bir durumla ya da sorunla karşılaşsam, bu ezgiyi ıslık olarak öttürmeye başlarım. bu sayede rahatlar, daha hızlı düşünür ve sonuç alınacak hamleyi yaparım. bu ezgi tabiri caizse benim yaşam koçumdur. onun sayesinde sağa sola para dökmeme gerek kalmaz * şuraya o muazzam ıslık konçertosunu bırakıyorum. dinleyiniz ve feyiz alınız*
dinlerken yine eşlik etmeye başladım ve üzerime bir huzur çöktü iyi mi? * direnişin müziğidir aynı zamanda, gaza gelmeden kapatsam iyi olur. daha radyo programını dinleyeceğim. neyse neşet ustayı yakaladım. bahça duvarından aşmam lazım. hadi bana eyvallah...
bu film benim için önemli bir filmdir. ancak o kısma daha sonra geleceğim. filmin konusu aslında bilindik bir ''esir kampı'' hikayesi ile şekilleniyor. tabi yılı itibarı ile ilk örneklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. bir grup ingiliz askeri ikinci dünya savaşı sırasında japonlara esir düşer. esir düşenlerin arasında albay nicholson ve pek çok subayla birlikte yüze yakın er vardır. hikaye ingilizlerin kampa gelmesiyle birlikte albay nicholson'ın, kamp komutanı albay saito'ya savaş esirleri hakkındaki anlaşmayı göstermesi ve bu antlaşmanın şartlarına riayet edilmesini istemesiyle başlar. çünkü bu andan itibaren nicholson ve saito arasında gerek askeri, gerek kişisel anlamda bir sürtüşme yaşanacağını anlıyorsunuz. farklı kuralları olan, yaşama bambaşka noktalardan bakan iki üst rütbeli subayın zihinsel savaşının başladığı an işte bahsettiğim andır. kamp alelade bir kamp değildir. japonların inşaatını tamamlaması gereken bir köprü vardır ve süre kısıtlıdır. köprü 1 ay içerisinde tamamlanmak zorundadır. bu yüzden kamp komutanı saito bütün askerlerin, rütbelilerde dahil çalıştırılmasını istemektedir ve antlaşmayı umursamaz.
albay nicholson ise bu tavır karşısında duruşunu bozmaz. ingiliz albayın inadını kıramayacağını anlayan albay saito. ingilizlerin direncini kırmak ve nicholson'ı küçük düşürmek için onu kampın ortasında, güneşin alnında, küçük bir bir hücreye kapatır. askerler komutanlarının halini ahvalini görmektedir. saito'nun planı tutmamıştır. komutan direndikçe, askerler daha da şevke gelmiş ve işleri iyice yavaştan almaya başlamışlardır. komutanlarının direnci onlarında karşı koyma arzusunu iyice kamçılamıştır. bu gelişme saito'yu daha da gaddarlaştırır. nicholson'dan askerlerine hızlı çalışmaları için emir vermesini ister, şayet bu emri vermezse, yaralıları dahi çalıştıracağını söyleyerek, ingiliz komutanı bir kere daha sınar. ancak nicholson bu şantaja da boyun eğmez. saito çaresiz kalmıştır. bu sinir harbini kimin ,nasıl kazandığını görmek içinse filmi izlemenizde fayda var. *
gelelim benim mevzuya; ben bu filmi hiç yoksa 9-10 kere izlemişimdir. baştan söylemiştim ya benim için yeri farklıdır. filmi izlemeyi seviyorum ama ben asıl askerlerin ıslıkla icra ettiği ezgiye hastayım. rahatlatıcı bir etkisi var benim üzerimde. ne zaman stresli bir durumla ya da sorunla karşılaşsam, bu ezgiyi ıslık olarak öttürmeye başlarım. bu sayede rahatlar, daha hızlı düşünür ve sonuç alınacak hamleyi yaparım. bu ezgi tabiri caizse benim yaşam koçumdur. onun sayesinde sağa sola para dökmeme gerek kalmaz * şuraya o muazzam ıslık konçertosunu bırakıyorum. dinleyiniz ve feyiz alınız*
dinlerken yine eşlik etmeye başladım ve üzerime bir huzur çöktü iyi mi? * direnişin müziğidir aynı zamanda, gaza gelmeden kapatsam iyi olur. daha radyo programını dinleyeceğim. neyse neşet ustayı yakaladım. bahça duvarından aşmam lazım. hadi bana eyvallah...
devamını gör...
2.
karakterlerinin çatışmaya yol verecek bir yönde oluşturulmasıyla ilgi uyandıran, zamanının ötesinde bir film. tarihsel doğruculuk dedektifliği yapılmazsa büyük zevkle izlenebilir. konusu ve macera boyutu da filmi ekstra güzel kılıyor.
devamını gör...