#ödüllü filmler
türkçe adı: istanbul hatırası - köprüyü geçmek
2005 yılı yapımı belgesel. müzisyen alexander hacke'ın türkiye'ye gelerek bir çok türk sanatçı ve müzik tarzıyla tanışması anlatılıyor.
2005 yılı yapımı belgesel. müzisyen alexander hacke'ın türkiye'ye gelerek bir çok türk sanatçı ve müzik tarzıyla tanışması anlatılıyor.
*gent uluslararası film festivali (2005) - izleyici ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "donçiç" tarafından 03.01.2021 19:54 tarihinde açılmıştır.
1.
fatih akın'ın yönetmenliğini yaptığı belgesel. anlatımını ise alexander hacke yapıyor. belgesel türk müziğini ele alıyor ve ulaşabildikleri her tarza ulaşmaya çalışmış. duman, ceza, erkin koray, brenna maccrimmon, siya siyabend, orhan gencebay, müzeyyen senar, aynur doğan gibi özel isimler var.
devamını gör...
2.
2005 yapımı, 1 saat 30 dakikalık, belgesel-müzikal fatih akın filmi.
ara ara tekrar izlemelik film nedir sorusunun cevabıdır benim için.
dünyaya, insanın yaşamına, kültüre nice göndermeler yapar. istanbul’dan hüzünlendiren keyiflendiren, özlenen manzaralar da sunar. ara ara beyoğlu'nun ara sokaklarında da gezdirir. keşan'a da götürür.
donçiç yukarıda yazmış, kalanları da ben ilave edeyim. kimler var başka:
mercan dede, selim sesler, sezen aksu, replikas.
nur içinde yatsın özellikle selim babayı istiklaldeki mekanlarda da olsa canlı dinlemiş olmak çok keyifli hatıralar.
zevkler değişiyor, popüler müzik değişiyor ancak o yıllara ve o yıllara kadar olan müziğe meraklı gençler izlemeli. 30’luk ve üzeri ablalar abiler zaten izlemiştir ancak izlemedilerse hafta sonu kısıtlamalarında yapılabilecekler listesinde ilk sıraya alsınlar.
müzik ve istanbul severler için kıymetli bir hazinedir bu film.
keşke daha iyi kayıtlara ulaşabilsek.
youtube da hem altyazılı hem orjinal kaydı var.
film türkçeye;
''istanbul hatırası: köprüyü geçmek'' diye çevrilmiş.
son olarak alexander hacke gerçekten hissetmiş çok keyif almış çekimlerde.
ara ara tekrar izlemelik film nedir sorusunun cevabıdır benim için.
dünyaya, insanın yaşamına, kültüre nice göndermeler yapar. istanbul’dan hüzünlendiren keyiflendiren, özlenen manzaralar da sunar. ara ara beyoğlu'nun ara sokaklarında da gezdirir. keşan'a da götürür.
donçiç yukarıda yazmış, kalanları da ben ilave edeyim. kimler var başka:
mercan dede, selim sesler, sezen aksu, replikas.
nur içinde yatsın özellikle selim babayı istiklaldeki mekanlarda da olsa canlı dinlemiş olmak çok keyifli hatıralar.
zevkler değişiyor, popüler müzik değişiyor ancak o yıllara ve o yıllara kadar olan müziğe meraklı gençler izlemeli. 30’luk ve üzeri ablalar abiler zaten izlemiştir ancak izlemedilerse hafta sonu kısıtlamalarında yapılabilecekler listesinde ilk sıraya alsınlar.
müzik ve istanbul severler için kıymetli bir hazinedir bu film.
keşke daha iyi kayıtlara ulaşabilsek.
youtube da hem altyazılı hem orjinal kaydı var.
film türkçeye;
''istanbul hatırası: köprüyü geçmek'' diye çevrilmiş.
son olarak alexander hacke gerçekten hissetmiş çok keyif almış çekimlerde.
devamını gör...
3.
müthiş bi' belgesel, fatih akın'dan.
müthiş olmasının nedeni inanılmaz kafa uçuran bilgiler vermesi değil tabii. fatih akın'ca insanın içine işlemesi.
o kadar güzeldi ki duman, replikas,ceza gibi isimleri burada bir daha görmek. türk rock'ından başlayıp, rap, arabesk diye diye müzeyyen senar'a kadar uzandık.
bendirler, elektrolar, çok ufak bi ayben. çocukluğumu oturup izlemiş gibiyim. ama beni en çok çarpan kısım sazı siya siyabend'in aldığı kısım oldu. sokak müziği ve istanbul sokakları hakkında söylenenler o kadar güzel ve doğru ki.
"yanımıza tinerci de gelip oturabilir-" noktasında bi istanbul anısı geldi gözümün önüne. bir akşam bir yerlerde, kemer gibi bi şeyin altından geçiyorduk, merdivenli falan. "voaaa solucan deliğiii şimdi evren değiştiricez" diye koştum ben. arkadaşlar da deli meli dedi herhalde arkamdan, ordan bi ses yükseldi "doğru söylüyor" diye. yanında iki çöp poşeti merdivenlerde oturan dayının yanına koştum, "hıaa sen de kimsin?" diye. hatırlamıyorum öğretmen miymiş acaba yoksa fizikçi falan mı? evi terk etmiş. ev dediğim bina olarak evi terk etmiş, sokakta yaşamaya karar vermiş. oturduk evrenmiş yıldızmış rüyaymış yolculukmuş konuştuk bi şeyler. sokak cidden böyle bi yer. hep sürprizli ve her zaman sanıldığı kadar korkunç değil ve hep ama hep gerçek iletişimler için müthiş bi zemin. galiba hayatımın en gerçek, en samimi konuşmalarını sokakta yaptım, en samimi anlarını sokakta yaşadım. bunu yapan bi büyüsü var sokağın ya da insanı bunun böyle olduğuna inandıran bi büyüsü. ama her koşulda bi büyüsü var.
türk müziği üzerinden türk toplumuna da göz kırpan bi belgesel. kulağımız, gözümüz, ruhumuz hep beraber doysun diyenler haydi ekran başına
müthiş olmasının nedeni inanılmaz kafa uçuran bilgiler vermesi değil tabii. fatih akın'ca insanın içine işlemesi.
o kadar güzeldi ki duman, replikas,ceza gibi isimleri burada bir daha görmek. türk rock'ından başlayıp, rap, arabesk diye diye müzeyyen senar'a kadar uzandık.
bendirler, elektrolar, çok ufak bi ayben. çocukluğumu oturup izlemiş gibiyim. ama beni en çok çarpan kısım sazı siya siyabend'in aldığı kısım oldu. sokak müziği ve istanbul sokakları hakkında söylenenler o kadar güzel ve doğru ki.
"yanımıza tinerci de gelip oturabilir-" noktasında bi istanbul anısı geldi gözümün önüne. bir akşam bir yerlerde, kemer gibi bi şeyin altından geçiyorduk, merdivenli falan. "voaaa solucan deliğiii şimdi evren değiştiricez" diye koştum ben. arkadaşlar da deli meli dedi herhalde arkamdan, ordan bi ses yükseldi "doğru söylüyor" diye. yanında iki çöp poşeti merdivenlerde oturan dayının yanına koştum, "hıaa sen de kimsin?" diye. hatırlamıyorum öğretmen miymiş acaba yoksa fizikçi falan mı? evi terk etmiş. ev dediğim bina olarak evi terk etmiş, sokakta yaşamaya karar vermiş. oturduk evrenmiş yıldızmış rüyaymış yolculukmuş konuştuk bi şeyler. sokak cidden böyle bi yer. hep sürprizli ve her zaman sanıldığı kadar korkunç değil ve hep ama hep gerçek iletişimler için müthiş bi zemin. galiba hayatımın en gerçek, en samimi konuşmalarını sokakta yaptım, en samimi anlarını sokakta yaşadım. bunu yapan bi büyüsü var sokağın ya da insanı bunun böyle olduğuna inandıran bi büyüsü. ama her koşulda bi büyüsü var.
türk müziği üzerinden türk toplumuna da göz kırpan bi belgesel. kulağımız, gözümüz, ruhumuz hep beraber doysun diyenler haydi ekran başına
devamını gör...