sene 1993...
madonna, erotica albümü ve eşdeğer sarsıcılıktaki kitabı s.e.x'i neredeyse bir yıl önce çıkarmıştı. e tabii haliyle turnenin de yapılması gerekiyordu. ve duraklardan birisi de istanbul'du! evet, o meşhur 93 konserleri silsilesinin son parçası madonna'ydı. ve konser atv'de (!) canlı yayınlanmıştı. ahmet san eşliğinde türkiye'ye gelen madonna, seyircilere inönü stadında unutulmaz anlar yaşatmıştı diyor dönem gazeteleri...
sizlere direkt facebook - madonna türkiye sayfasından alıntıladığım ve okuduğumda bana da ilginç gelen olayı paylaşıyorum;
unutulmaz yaz: inönü konserleri
7 ekim / #madonna
ahmet san productions’ta tüm saha prodüksiyonunun başında çalışıyorum. o yaz beş konser yapmışız, adeta inönü stadı’nda yaşıyorum. madonna son konserimiz. genelde sanatçılarla konser öncesi tanışıp konuşmuş olurum ama madonna’ya ulaşmak mümkün değil. kimseyle görüşmüyor. onca süper sanatçı içinden bir tek bu mükemmeliyetçi kadın stada saatler öncesinde geliyor. dansçıları ile full soundcheck (ses ve dans rutin provası) yapıyor. her konserinde yaparmış. bütün ekip hayretler içindeyiz. konsere bir saat kala basın danışmanı yanıma geliyor. “birisi ile konuşmak istiyor, sen ol istiyorum, gel benimle” diyor. iki telsizimi kapatıp soyunma odasına giriyorum. içeride sadece bir sürü mum ve makyaj aynasının ışıkları yanıyor. küçük olduğunu biliyoruz hepimiz ama hiçbir şey, insanı onu gördüğünde ne kadar ufak tefek olduğuna hazırlayamıyor. makyajı yapılırken yanına gidiyorum. “konuşmak istiyormuşsun” diyorum. bana bakmadan “beklentim ne olmalı?” diyor. ben “sorularını detaylandır lütfen” deyince makyözü durduruyor, bana dönüp bakıyor ve “arkama geç, aynadan birbirimizi görüp konuşalım” diyor. sınıfı geçiyorum ve başlıyor sormaya. hem de ne detay! michael jackson konseri nasıl geçti? doluluk oranı neydi? seyirciyle konuştu mu? sence bu konsere gelenlerin yaş ortalaması kaç? türkiye’de eşcinsel haklarına nasıl bakılıyor? aıds bilgilendirilmesi ne noktada? ingilizce konuşsam kaç kişi ne düzeyde anlar? ne kadarı senin kadar konuşuyordur? sonra “bana birkaç türkçe kelime öğret” diyor. ne söylesem anında hiç aksansız tekrar edebiliyor. iki tekrar ve laf, artık ezberinde. 20 dakika sonunda çok içten teşekkür ediyor ve “ben senin için ne yapabilirim?” diye soruyor. o sıralar power fm’de program yapıyorum, yanımda kayıt cihazı var. “bir şey söyle, kaydedeyim” diyorum. “ne istersen” diyor madonna bana! “hi this is madonna, you’re listening to power fm 100!” de diyorum. o zamanlar dünyada hiçbir radyoda onun böyle bir kimlik kaydı yok. söylüyor. şoktayım. kimler geldi, kimler geçti onun kadar profesyonel ve zekisini görmedim. tesadüfen madonna olunmuyor.
çağan yüce
kaynak
açılış şarkıcısı olarak, yonca evcimik ve kenan doğulu çıkmış. o dönem konsere giden bir tanıdığım, seyircilerin pek saygılı davranmadıklarını söylemişti.
(bundan sonrası, hbo australia-sydney kayıtlarıyla alakalıdır.)
erotica şarkısıyla başlayan konser fever ile devam ediyor. hele o dansçıların ateşli kalçaları ve madonna'nın tavada yeni kırılmış yumurta gibi sallanan memitoları... konserde geriye kalan vogue'un mistik bir havada söylenmesi ve rain şarkısının gene kelly'nin koreografisi olduğunu öğrendiğim an keyfim gelmişti. bu arada, sahnede orgy yapmak kimin fikriydi? ya kardeşi christopher'ın ya da madonna'nın ta kendisinin. dediğim kısım express yourself & deeper and deeper bölümünün son kısımlarında. koreografi harika. özellikle de başlangıcında bir adamın sahneye çıkıp (ki kendisi dansçı) delice hareketler yaptığı anda madonna'nın daha öncesinde "omar, gimmie me some kick baby!" demesi ve göbek sallaması ardından adam sahneye atlarken "-security!" diye bağırması. sonra adamın kıyafetlerini parçayıp pembe bir şortla kalması ve madonna'nın "when you know the notes to sing, you can sing most anything." ile kutsal dizelerine başlaması. konserde bye bye baby de harikaydı. ve why's it so hard ile in this life. sonlara doğru sahneden bir türlü indirilemeyen madonna zor bela dansçıların güçlüğüyle alınıyor ve konser boyunca ara sıra performans sergileyen palyaçonun da o olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. ek olarak "the beast within"in koreografisi ile american life'ın temellerinin burada atıldığını anlıyoruz. holiday'daki koreografisini daha sonralarda beyoncé'de kullandı. everybody is a star da güzeldi. genel tanı, eşi benzeri bulunmayan bir konser. muazzam derecede tahrik edici öğe var. izlerken sanki murat bardakçı'nın osmanlı'da seks kitabını izliyormuşsunuz gibi veriyor. iç titretici ve libido volkanı, göz ve kulak pornosu gibi. eğer puan vermem gerekseydi, 10 üzerinden 10 derdim.
izlemesi tavsiye!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"the girlie show" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim