#netflix dizisi
amerikan yapımı doğaüstü korku-dram dizisidir. travmalarından kaçıp ingiltereye çocuk bakıcılığı yapmaya gelen dani, bly malikanesinin sırlarıyla karşılacaktır.
yönetmen: (bkz: ciarán foy)
başrol: (bkz: victoria pedretti),(bkz: oliver jackson-cohen),(bkz: amelia eve)
başrol: (bkz: victoria pedretti),(bkz: oliver jackson-cohen),(bkz: amelia eve)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eternal sunshine" tarafından 06.01.2021 20:16 tarihinde açılmıştır.
1.
the haunting serisinin ikinci dizisi. (bkz: the haunting of hill house) 'un devamı gibi dursa da hikayesi çok farklıdır. hill house'taki oyuncu kadrosunun çoğu yine burada da vardır: (bkz: victoria pedretti) (bkz: kate siegel) (bkz: carla gugino) (bkz: henry thomas). diziyi yine korku gerilim temasında beklerken aslında dramla karşılaşıyorsunuz ama tatmin edici bir dram öyküsü olmadığı için beklentilerimi karşılamadı.
--! spoiler !--
dani'nin evlenmek üzereyken müstakbel kocasının onun yüzünden ölmesine çok kızdım. bu yüzden aynalarda görüyordu sürekli ama sonra birden kayboldu. bu kısmı tam oturtamamışlar yani bu kadar etkilendiyse birden nasıl kayboldu? sonra dani ve jamie aşkı çok yüzeyseldi. sanki zorla birbirlerini seviyorlar gibi. hannah' nın hikayesini sevdim. ona gerçekten özen göstermişler, kuyuda kendini gördüğü an hissettiği acıyı ben de hissettim. ve şüphesiz en güzel oyunculuğu kate siegel sergiledi bayılıyorum bu kadına. "she would wake, she would walk, she would sleep." bu kısım bıktırsa da dizi içinde çok güzel bir bölümdü. keşke tüm bölümleri böyle işleselerdi ve tatmin olsaydık.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
dani'nin evlenmek üzereyken müstakbel kocasının onun yüzünden ölmesine çok kızdım. bu yüzden aynalarda görüyordu sürekli ama sonra birden kayboldu. bu kısmı tam oturtamamışlar yani bu kadar etkilendiyse birden nasıl kayboldu? sonra dani ve jamie aşkı çok yüzeyseldi. sanki zorla birbirlerini seviyorlar gibi. hannah' nın hikayesini sevdim. ona gerçekten özen göstermişler, kuyuda kendini gördüğü an hissettiği acıyı ben de hissettim. ve şüphesiz en güzel oyunculuğu kate siegel sergiledi bayılıyorum bu kadına. "she would wake, she would walk, she would sleep." bu kısım bıktırsa da dizi içinde çok güzel bir bölümdü. keşke tüm bölümleri böyle işleselerdi ve tatmin olsaydık.
--! spoiler !--
devamını gör...
2.
the haunting of hill house ile kıyaslandığında daha yavan ve daha yavaş ilerleyen, korku ögeleri de hayli azaltılmış the haunting serisinin 2.sezonu.
duygu yükü çok fazla ilk sezondaki gibi ve bana kalırsa ilk sezonuyla karşılaştırmadan izlenmelidir aksi takdirde tadı çıkmıyor.
ilk sezonda çıtayı çok yükselttiler zaten ister istemez 2.sezon daha geri planda kalacaktı.
duygu yükü çok fazla ilk sezondaki gibi ve bana kalırsa ilk sezonuyla karşılaştırmadan izlenmelidir aksi takdirde tadı çıkmıyor.
ilk sezonda çıtayı çok yükselttiler zaten ister istemez 2.sezon daha geri planda kalacaktı.
devamını gör...
3.
benden size tahvsiye hill house izlemeden bunu izleyin çünkü önce hill house izlerseniz çok sıkıcı geliyor tamam küçük kızımızın sürekli perfectly diye sağdan soldan çıkması sevimli olsa da beklentimiz hill house ile çok büyüdüğü için biraz farklı şeyler arıyor bu gözler ve sıralamanın tersi gayet iyi olur aslında izleyici için.
devamını gör...
4.
the haunting of hill housedaki kadar iyi bir senaryo beklemeyin derim ama şahsen olayın drama bağlanmasından, daha doğrusu dizinin korku değil gotik aşk türünde olmasından rahatsız olmadım aksine çok beğendim.
oyunculukları ve hikayesiyle bence çok iyi bir uyarlama. kitabını da okudum ve dizinin olayı kendi istediği yere çektiğini söyleyebilirim ama mini dizi de olsa aşırı basit tutmamak açısından mantıklı bir hareket olduğunu düşünüyorum.
oyunculukları ve hikayesiyle bence çok iyi bir uyarlama. kitabını da okudum ve dizinin olayı kendi istediği yere çektiğini söyleyebilirim ama mini dizi de olsa aşırı basit tutmamak açısından mantıklı bir hareket olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...
5.
#1669281 the haunting temasının ikinci dizisidir. ilki için tespitlerimin tam tersidir bu dizi. zira ilki benim gözümde tamamen psikolojik savaş içermekteyken bu sezon tamamen paranormal işlenmişti.
efenim oyuncu kadrosu olarak ilk sezondan birkaç kişi var diyebiliriz. geçen sezonda nel'i oynayan ablabımız bu sezonda da epey rol üstlenmişti.
şimdi şöyle kısaca hikayeye bakarsak amerikan korku teması ingiltereye endekslenmiş gibiydi. bilirsiniz ahs'nin ilk sezonunda lanetli ev vardı, geberen gidemiyordu bu evden bla bla. heh işte böyle bir malikanemiz var, bly malikanesi. geberen gidememiş.
dizi tamamen paranormal ilerliyor, bu yüzden benim için tatmin ediciydi. çünkü psikolojik boyuta oturtmak izlerken bana zevk vermiyor. korku istiyorum, kan istiyorum, vahşşett. doyurucuydu bu yönden.
malikanemizde iki küçük çocuk var ki düşman başına aman. zaten amerikan güzelimiz travmatik geçmişinden kaçmak için bu iki eniğe bakıcılık etmeye geliyor. hemde ingiltereye. harika gerçekten.
çocuklardaki tuhaflık başta beni travmaya itse de evin içinde ölen iki sevgiliden kaynaklı olduğu ortaya çıkınca aşırı tatmin oldum. bu sevgililerin aşk hikayesi de güzeldi bu arada. bonnie ve clyde olabilirlermiş biraz daha yaşasalar. siyahı ablamız da çok güzeldi.
ama dizinin en vurucu bölümü evin bir diğer siyahı çalışanının ölümünün işlendiği bölümdü bana göre. muazzamdı çünkü ne olduğunu anlatana kadar yüreğimizi çatlattılar. sonra kadın o chucky çocuğun içine giren ölü sevgili tarafından öldürüldü ve kalbim orada çıt etti doğrusu.
son bölümünde evin nasıl lanetli olduğunu mala anlatır gibi anlattılar işte o bölüm bizi tamamen doyurdu. diğer sezonda olayları açıklama gereği duymamışlardı çünkü. ancak bu sezonun son bölümü harikaydı o yönden. korkutucu unsurlarda zevk verdi.
güzeldi güzel. tam bir paranormal bly manor. evi nereden kimden tutsan elinde kalıyor. harikaydı işte. bize mantıksız açıklamasız şeylerle gelin kardeşim.
izleyin yani, yarasa onaylı.
efenim oyuncu kadrosu olarak ilk sezondan birkaç kişi var diyebiliriz. geçen sezonda nel'i oynayan ablabımız bu sezonda da epey rol üstlenmişti.
şimdi şöyle kısaca hikayeye bakarsak amerikan korku teması ingiltereye endekslenmiş gibiydi. bilirsiniz ahs'nin ilk sezonunda lanetli ev vardı, geberen gidemiyordu bu evden bla bla. heh işte böyle bir malikanemiz var, bly malikanesi. geberen gidememiş.
dizi tamamen paranormal ilerliyor, bu yüzden benim için tatmin ediciydi. çünkü psikolojik boyuta oturtmak izlerken bana zevk vermiyor. korku istiyorum, kan istiyorum, vahşşett. doyurucuydu bu yönden.
malikanemizde iki küçük çocuk var ki düşman başına aman. zaten amerikan güzelimiz travmatik geçmişinden kaçmak için bu iki eniğe bakıcılık etmeye geliyor. hemde ingiltereye. harika gerçekten.
çocuklardaki tuhaflık başta beni travmaya itse de evin içinde ölen iki sevgiliden kaynaklı olduğu ortaya çıkınca aşırı tatmin oldum. bu sevgililerin aşk hikayesi de güzeldi bu arada. bonnie ve clyde olabilirlermiş biraz daha yaşasalar. siyahı ablamız da çok güzeldi.
ama dizinin en vurucu bölümü evin bir diğer siyahı çalışanının ölümünün işlendiği bölümdü bana göre. muazzamdı çünkü ne olduğunu anlatana kadar yüreğimizi çatlattılar. sonra kadın o chucky çocuğun içine giren ölü sevgili tarafından öldürüldü ve kalbim orada çıt etti doğrusu.
son bölümünde evin nasıl lanetli olduğunu mala anlatır gibi anlattılar işte o bölüm bizi tamamen doyurdu. diğer sezonda olayları açıklama gereği duymamışlardı çünkü. ancak bu sezonun son bölümü harikaydı o yönden. korkutucu unsurlarda zevk verdi.
güzeldi güzel. tam bir paranormal bly manor. evi nereden kimden tutsan elinde kalıyor. harikaydı işte. bize mantıksız açıklamasız şeylerle gelin kardeşim.
izleyin yani, yarasa onaylı.
devamını gör...