#netflix dizisi
2018 yılında yayınlanan orijinal mini netflix dizisidir.
beş çocuklu bir ailenin tepedeki evin içerisinde yaşadıkları korku dolu olayları konu edinmekte.
beş çocuklu bir ailenin tepedeki evin içerisinde yaşadıkları korku dolu olayları konu edinmekte.
yönetmen : (bkz: mike flanagan)
oyuncular :
(bkz: michiel huisman)
(bkz: carla gugino)
(bkz: henry thomas)
(bkz: elizabeth reaser)
(bkz: oliver jackson-cohen)
oyuncular :
(bkz: michiel huisman)
(bkz: carla gugino)
(bkz: henry thomas)
(bkz: elizabeth reaser)
(bkz: oliver jackson-cohen)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eternal sunshine" tarafından 28.12.2020 22:01 tarihinde açılmıştır.
1.
türkçeye tepedeki ev olarak çevrilmiş, 2018 yapımı 10 bölümlük netflix korku dizisi. dizide victoria pedretti, kate siegel gibi isimler yer almakta. 5 çocuk ve anne babadan oluşan 7 kişilik bir ailenin iş için taşındığı evde meydana gelen olayları ve olayların karakterlerin psikolojisine etkilerini konu alıyor. ilk başta ürpere ürpere izlemiş olsam da son bölümlere doğru hikaye daha da açıklandığı için korku teması azalıyor. yine de etkilendiğim bir diziydi izleyin efenim.
devamını gör...
2.
korkuyla arası olmayan ben şans verip izlediğimde gerçekten cok beğenmiştim. bu bir dram aslında korkudan çok. alt metin ve karakterler derinlikli. sonuna kadar merak ettirmişti. güzel bir tek plan çekim sahnesi vardır ki sahnenin duygusunu temposunu artırmış ve diziyi ayrıcalıklı kılmıştır. altıncı bölümden bu sahne sürecini izlemek için tık tık
devamını gör...
3.
gerek sinematografi gerek senaryo açısından netflix'in en başarılı diziler kategorisinin ilk 5'ine kafadan yerleşen mike flanagan dizisi.
dizi korku dizisi olmasına rağmen karakterleri o kadar ince bir şekilde işliyor ki aynı anda hem korkup hem ağlayabiliyorsunuz, dizi bittiğinde ise duygu kokteylinden dolayı sarhoş bir hale geliyorsunuz.
ama finali çok tatmin etmeyebilir benden söylemesi.
aynı zamanda konfeti metaforuyla izafiyet teorisine de selam çakar.*
dizi korku dizisi olmasına rağmen karakterleri o kadar ince bir şekilde işliyor ki aynı anda hem korkup hem ağlayabiliyorsunuz, dizi bittiğinde ise duygu kokteylinden dolayı sarhoş bir hale geliyorsunuz.
ama finali çok tatmin etmeyebilir benden söylemesi.
aynı zamanda konfeti metaforuyla izafiyet teorisine de selam çakar.*
devamını gör...
4.
çok güzel bir dizi. yeri bende çok ayrı. aslında herkes bu diziye korkmak için gerilmek için başlıyor. ama dizi bunun için değil. bana kalırsa çok derin. tekrar tekrar izler ve son bölümde tekrar tekrar ağlarım.
devamını gör...
5.
gerilim-korku severlerin kesinlikle seveceği bir dizi. birde şöyle bir bilgi vereyim dizi ile ilgili: 10 bölüm boyunca tepedeki evdeki sahnelerde bizim farkedemediğimiz pekçok hayalet var.
buradan o hayaletleri görebilirsiniz.
buradan o hayaletleri görebilirsiniz.
devamını gör...
6.
hayatımda izlediğim en sanatsal korku işi . görsellik ığıl ığıl akıyor . senaryoya zaten laf yok . iki kere izledim ve fark ettim ki arkaplanda bile çok güzel işlenmiş , hikayeye katkı sağlayan detaylar var . diziden sonra uyku felci geçirme korkusu yaşamıştım uzun dönem .
devamını gör...
7.
shirley jackson'ın tepedeki ev kitabından esinlenilmiş hatta karakterlerin isimleri aynı olan mike flanagan'ın yönettiği şahane dizi. ikinci sezonu the haunting of bly manor, henry james'in the turn of the screw adlı romanından esinlenilmiştir.
dizi korku kategorisinde olsa da bence psikolojik gerilim hatta dram içerir. dizi ile ilgili her şey çok katmanlı ve birden çok anlamı var. şahsen ben dizi incelemelerini izledikten sonra diziyi tekrar izlediğimde yeni bir dizi izlemiş gibi oldum.
dizideki 5 kardeş yasın 5 aşamasını temsil ediyormuş; büyükten itibaren inkar, öfke, anlaşma, depresyon ve kabul. dizi ile ilgili en çok bu bilgi beni sarsmıştı. zaten dizinin ana teması aslında kayıp ile başa çıkmak.
dizi korku kategorisinde olsa da bence psikolojik gerilim hatta dram içerir. dizi ile ilgili her şey çok katmanlı ve birden çok anlamı var. şahsen ben dizi incelemelerini izledikten sonra diziyi tekrar izlediğimde yeni bir dizi izlemiş gibi oldum.
dizideki 5 kardeş yasın 5 aşamasını temsil ediyormuş; büyükten itibaren inkar, öfke, anlaşma, depresyon ve kabul. dizi ile ilgili en çok bu bilgi beni sarsmıştı. zaten dizinin ana teması aslında kayıp ile başa çıkmak.
devamını gör...
8.
en başarılı netflix yapımlarından biri kesinlikle.şimdi nasıl övsem bile bilemiyorum,övülmesi,dikkat edilmesi gereken o kadar çok nokta var ki birini övsem diğeri eksik kalacakmış gibi.en basitinden tepedeki ev sahnelerinde çok dikkat etmeyeceğiniz sürece göremeyeceğiniz arkada görülen hayaletlere ne demeli?
ben normalde korku izlemezdim ama bu dizi korkudan ziyade çok güçlü bir drama.ha;bununla korkutmadı anlamı çıkmasın.eğri boyunlu kadın,luke'nun gördüğü bastonlu hayalet gibi çok çeşitli korku tiplemeleri olduğu gibi aniden bir şeyler fırlayıp sizi korkutma konusunda da usta.hele sekizinci bölüm de kızların arabada olduğu sahnede çıkan şey!anlık felç geçirdiğimi zannettim,yemin ederim.dizi korkutuyor gayet de ama esas istediği korkutmak ziyade çok güçlü bir aile draması ile size pek çok alt metin vermek.bunu da gayet başarılı bir sekilde yapıyor.karakterlerin her birinin derinliği var,her birini kendi gözünden ayrı ayrı izliyoruz ve hepsini,hepsinin korkularını,zaaflarını,bugün geldikleri durumu çok iyi kavrıyoruz.bu cidden müthiş bir şey çünkü tek bir karakteri esas almak yerine her karakteri ayrı ayrı görmek dizinin derinliğini kat be kat arttırıyor.mesela neden o duruma geldiğini gördüğümüz;izlediğimiz için luke karakterine hiç kızılmadığını,hatta aksine en sevilen karakterlerden biri olduğunu fark ettim.işte bu dizinin başarısıdır;normalde kızılacak bir karakteri en derinine kadar anlatıp insanların sempati duymasını sağlamak...
benim de en sevdiklerim luke ve nell oldu.ıkisinin arasındaki kardeşlik ilişkisi apayrı güzeldi ama gerçek olduğu için diğer kardeşlik ilişkilerini de sevdim.kardeşler bazen birbirlerine karsi bencildi,duyarsızdı ve birbirlerini anlamıyorlardı ama nell'in dediği gibi,birbirlerini tüm kalpleriyle sevdiler ve hepsi buydu.beş kardeşin yas aşamalarını temsil etmesi ise mükemmel bir metafor çünkü bu hikaye aslında yıllardir suren bir yası anlatmakta.korku adı altında bitmeyen bir yası,bu yasın tüm karakterlere etkisini ve yıllar sonunda bir olayla nihayet kabullenmelerini izliyorsunuz.daha ne olsun be diyesim geliyor.
en sevdiğim detaylardan biri de farklı karakterlerin gözünden izlediğimiz bölümlerde olayların birbirini tamamlaması.yani önce olayı tam anlamıyla kavramıyorsun,sonra o karakterin bölümü geldiğinde tamamıyla anlıyorsun.puzzle yerleştirme gibi mükemmel bir mantıkla yapılmış.
oyuncu seçimleri de son derece başarılı.çocuk oyuncular inanılmaz yetenekli ve küçücük yaşlarına rağmen çok güzel bir iş ortaya çıkarmışlar.tepedeki ev sahnelerine zaten inanılmaz özenilmiş,o sahnelerde apayrı bir büyü var.
kısacası mükemmel ve son derece gerçek bir aile draması,bitmeyen bir yasın ardından özgürleşme hikayesi istiyorsanız sizi buraya alalım efenim,pişman olmayacaksınız.
ben normalde korku izlemezdim ama bu dizi korkudan ziyade çok güçlü bir drama.ha;bununla korkutmadı anlamı çıkmasın.eğri boyunlu kadın,luke'nun gördüğü bastonlu hayalet gibi çok çeşitli korku tiplemeleri olduğu gibi aniden bir şeyler fırlayıp sizi korkutma konusunda da usta.hele sekizinci bölüm de kızların arabada olduğu sahnede çıkan şey!anlık felç geçirdiğimi zannettim,yemin ederim.dizi korkutuyor gayet de ama esas istediği korkutmak ziyade çok güçlü bir aile draması ile size pek çok alt metin vermek.bunu da gayet başarılı bir sekilde yapıyor.karakterlerin her birinin derinliği var,her birini kendi gözünden ayrı ayrı izliyoruz ve hepsini,hepsinin korkularını,zaaflarını,bugün geldikleri durumu çok iyi kavrıyoruz.bu cidden müthiş bir şey çünkü tek bir karakteri esas almak yerine her karakteri ayrı ayrı görmek dizinin derinliğini kat be kat arttırıyor.mesela neden o duruma geldiğini gördüğümüz;izlediğimiz için luke karakterine hiç kızılmadığını,hatta aksine en sevilen karakterlerden biri olduğunu fark ettim.işte bu dizinin başarısıdır;normalde kızılacak bir karakteri en derinine kadar anlatıp insanların sempati duymasını sağlamak...
benim de en sevdiklerim luke ve nell oldu.ıkisinin arasındaki kardeşlik ilişkisi apayrı güzeldi ama gerçek olduğu için diğer kardeşlik ilişkilerini de sevdim.kardeşler bazen birbirlerine karsi bencildi,duyarsızdı ve birbirlerini anlamıyorlardı ama nell'in dediği gibi,birbirlerini tüm kalpleriyle sevdiler ve hepsi buydu.beş kardeşin yas aşamalarını temsil etmesi ise mükemmel bir metafor çünkü bu hikaye aslında yıllardir suren bir yası anlatmakta.korku adı altında bitmeyen bir yası,bu yasın tüm karakterlere etkisini ve yıllar sonunda bir olayla nihayet kabullenmelerini izliyorsunuz.daha ne olsun be diyesim geliyor.
en sevdiğim detaylardan biri de farklı karakterlerin gözünden izlediğimiz bölümlerde olayların birbirini tamamlaması.yani önce olayı tam anlamıyla kavramıyorsun,sonra o karakterin bölümü geldiğinde tamamıyla anlıyorsun.puzzle yerleştirme gibi mükemmel bir mantıkla yapılmış.
oyuncu seçimleri de son derece başarılı.çocuk oyuncular inanılmaz yetenekli ve küçücük yaşlarına rağmen çok güzel bir iş ortaya çıkarmışlar.tepedeki ev sahnelerine zaten inanılmaz özenilmiş,o sahnelerde apayrı bir büyü var.
kısacası mükemmel ve son derece gerçek bir aile draması,bitmeyen bir yasın ardından özgürleşme hikayesi istiyorsanız sizi buraya alalım efenim,pişman olmayacaksınız.
devamını gör...
9.
bence bu dizi "korku türünde işaretlenmiş yapımlar sadece altınıza sıçmanızı sağlar ve iyi senaryosu yoktur" gibi sessiz bir kabulü alıp yerden yere çarpmış.
yapımcı ve yönetmen mike flanagan ın diğer yapımlarını da izledim ve devamını bekliyorum hastasıyım.
(bkz: the haunting of bly manor)
yapımcı ve yönetmen mike flanagan ın diğer yapımlarını da izledim ve devamını bekliyorum hastasıyım.
(bkz: the haunting of bly manor)
devamını gör...
10.
türkçesi tepedeki ev olan kısa bir korku dizisi.
bunu izleyeli uzun zaman oldu. o yüzden genel olarak sahnelerine pek hakim değilim ancak burada sahneleri konuşmayacağım.
kendi gözlemlerimden bahsetmek istiyorum.
mutlu bir aile tablosu görüyoruz dizinin başında. anne baba çalışıyor, çocuklar şöyle böyle eğleniyor ve sıcacık bir sunday sabahı pancake tadında bir aile görüyoruz. bu aileye baktığımda baba dahil herkesin taşıyıcı kolonu anne gibime geliyor.
sonra paranormal olaylar başlıyor. her bölümde bir çocuğun hikayesi işleniyor. hem çocukluk hem de yetişkin hallerini ve travmalarını nasıl bastırdıklarını görebiliyoruz. aşırı ilginç gelen bir kısım da var ki kimse annesinin ölümü hakkında pek konuşmuyor, babalarına sormuşlar ve cevap alamamışlar. tamamda burada kapandı mı hakikaten? hayret verici doğrusu.
olayların kızışmasını annenin migren ağrısı yaşamaya başlamasıyla bağdaştırıyorum. hayır efendim demeyi, "yarasa bu bir paranormal hikaye!" hayallerinizi yıkmak isterim çünkü bu aslında bir paranormal hikaye değil.
hepsinin psikolojisi annenin migren ağrısı yaşayıp kendi aklında olayları çarpıtması ile başlıyor. her çocukla annenin özel konuştuğu bir sahne var dikkat ederseniz. çocuklar annenin söylediklerini belleğe atıyor ve korkunun, gerginliğin, kasvetin getirdiği etkiyle maalesef toplu olarak bir sanrının içine düşüyorlar.
mesela o meşhur oda. meşhur odayı hepsi özel alanı olarak almış belleğe. e ama bakıyoruz hepsi bir olduğunda o odaya girmeye çalışıyor, bir türlü kapıyı açamıyorlar? nasıl oluyor bu? çünkü özel alanlarına kimseyi almak istemiyorlar. bana göre çıkış noktalarından biri de bu oda meselesi.
son bölümde hepsi zaten çakozluyor odanın olayını. aslında böyle bir oda yoooğğ!
anne ailenin kolonu demiştim. anne psikolojik olarak çökmeye başlayınca maalesef tüm ailede bu yolda sürükleniyor. bakın mesela nel'in ölüm sahnesi. tıpkı annesinin öldüğü hali gibi tipi dikkat ederseniz. elbise giyip aylak aylak dans ettikten sonra intihar etmesi de etkileyiciydi.
çocukken edindikleri travmalara o kadar inanıyorlar ki tüm hayatlarına dahil ediyorlar bu travmayı. bu travmaların çıkış noktası da sıyıran güzel anne. annenin baş ağrısından evvel paranormal olaylar dönmüyor. aslında sezdiriyorlar ama dişe dokunur bir paranormal olay yok.
velhasıl çerezlik, yağmurlu havada battaniye altında çok güzel gidecek bir dizi. sevmiştim o zamanlar.
tabii bunlar da benim görüşlerim turşular. bence hepsi topluca delirdi dizide de bunu anlatıyorlardı ama siz bilirsiniz tabii klasik amerikan korku hikayesi de diyebiliriz. öptüm.
bunu izleyeli uzun zaman oldu. o yüzden genel olarak sahnelerine pek hakim değilim ancak burada sahneleri konuşmayacağım.
kendi gözlemlerimden bahsetmek istiyorum.
mutlu bir aile tablosu görüyoruz dizinin başında. anne baba çalışıyor, çocuklar şöyle böyle eğleniyor ve sıcacık bir sunday sabahı pancake tadında bir aile görüyoruz. bu aileye baktığımda baba dahil herkesin taşıyıcı kolonu anne gibime geliyor.
sonra paranormal olaylar başlıyor. her bölümde bir çocuğun hikayesi işleniyor. hem çocukluk hem de yetişkin hallerini ve travmalarını nasıl bastırdıklarını görebiliyoruz. aşırı ilginç gelen bir kısım da var ki kimse annesinin ölümü hakkında pek konuşmuyor, babalarına sormuşlar ve cevap alamamışlar. tamamda burada kapandı mı hakikaten? hayret verici doğrusu.
olayların kızışmasını annenin migren ağrısı yaşamaya başlamasıyla bağdaştırıyorum. hayır efendim demeyi, "yarasa bu bir paranormal hikaye!" hayallerinizi yıkmak isterim çünkü bu aslında bir paranormal hikaye değil.
hepsinin psikolojisi annenin migren ağrısı yaşayıp kendi aklında olayları çarpıtması ile başlıyor. her çocukla annenin özel konuştuğu bir sahne var dikkat ederseniz. çocuklar annenin söylediklerini belleğe atıyor ve korkunun, gerginliğin, kasvetin getirdiği etkiyle maalesef toplu olarak bir sanrının içine düşüyorlar.
mesela o meşhur oda. meşhur odayı hepsi özel alanı olarak almış belleğe. e ama bakıyoruz hepsi bir olduğunda o odaya girmeye çalışıyor, bir türlü kapıyı açamıyorlar? nasıl oluyor bu? çünkü özel alanlarına kimseyi almak istemiyorlar. bana göre çıkış noktalarından biri de bu oda meselesi.
son bölümde hepsi zaten çakozluyor odanın olayını. aslında böyle bir oda yoooğğ!
anne ailenin kolonu demiştim. anne psikolojik olarak çökmeye başlayınca maalesef tüm ailede bu yolda sürükleniyor. bakın mesela nel'in ölüm sahnesi. tıpkı annesinin öldüğü hali gibi tipi dikkat ederseniz. elbise giyip aylak aylak dans ettikten sonra intihar etmesi de etkileyiciydi.
çocukken edindikleri travmalara o kadar inanıyorlar ki tüm hayatlarına dahil ediyorlar bu travmayı. bu travmaların çıkış noktası da sıyıran güzel anne. annenin baş ağrısından evvel paranormal olaylar dönmüyor. aslında sezdiriyorlar ama dişe dokunur bir paranormal olay yok.
velhasıl çerezlik, yağmurlu havada battaniye altında çok güzel gidecek bir dizi. sevmiştim o zamanlar.
tabii bunlar da benim görüşlerim turşular. bence hepsi topluca delirdi dizide de bunu anlatıyorlardı ama siz bilirsiniz tabii klasik amerikan korku hikayesi de diyebiliriz. öptüm.
devamını gör...
11.
netflix'in yaptığı en iyi işlerden biri. şimdi tam da saati, açın izleyin. konusu öyle güzel, ilmek ilmek işlenmiş ki bir bölümünde bile sıkılmadım, diziyi iki defa bitirdim. gözüm kapalı tavsiye ederim.
devamını gör...