#ödüllü filmler
yönetmenlik koltuğunda mete sözer'in oturduğu ve pek çok ödülü bünyesinde barındıran 2013 yapımı yerli kısa film, ayrılık yaşadığı aşkını yıllarca bekleyen bir adamı konu almaktadır.
*nevada film festivali (2013) - en iyi kısa film
*uluslararası barış, ilham ve eşitlik film festivali (2013) - en iyi yönetmen [mete sözer] / en iyi makyaj [lionel le] / en iyi başrol kadın oyuncu [özge özpirinççi] / en iyi erkek oyuncu [eşref kolçak]
film bunlarla birlikte daha birçok ödül almıştır.
*uluslararası barış, ilham ve eşitlik film festivali (2013) - en iyi yönetmen [mete sözer] / en iyi makyaj [lionel le] / en iyi başrol kadın oyuncu [özge özpirinççi] / en iyi erkek oyuncu [eşref kolçak]
film bunlarla birlikte daha birçok ödül almıştır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 15.04.2025 21:28 tarihinde açılmıştır.
1.
başrolde özge özpirinçci ve eşref kolçak'ın yer aldığı kısa film;
kayıp bir aşkı ve yaşanması mümkün iken yaşanamayanları konu ediniyor.
2013 yapımlı olduğu bilinen filmin senaryosu mete sözer tarafından yazılmış ve aynı isim yönetmiştir.

özge özpirinçci ve eşref kolçak'ın aynı projede yer alması biraz güldürmüştür.
kısa filmimiz sadakat ve saplantı arasında kalmış bir ilişkiyi konu ediniyor diyebiliriz,
genç bir kadın bir kafeye gelir ve orada onu bekleyen, ayrılmak istemeyen, yüzünü hiç göremediğimiz bir adam vardır, kadının haberi olmasa bile aslında her yerde ve her an onunladır, belki de hayatının aşkı olduğuna inandığı için onu yitirmek istemez.
genç kadının hayatının belirli evrelerini izleriz, yaşlanmış ve ayağı sakatlanmıştır, trafik kazasında ise yine ayrıldığı bu adamın onu hastaneye götüren kişi olduğunu öğreniriz.
adam onu beklemekten bir ömür vazgeçmez, hep aynı yerde ve aynı masada bekler, belki onunla mutlu olurum diye kimseyle mutlu olmamıştır.
yaşlı adam ise eşref kolçak
başlarda biraz sıkıcı gibi gelse de eşref kolçak'ın varlığı filme ayrı bir boyut katıyor,
onu görünce çok sevindim ve iyiki oynamış diyerek kısa film hakkında sözlerime burada bir son veriyorum.
ihtimâller ve kaybettiklerimiz hakkında kısmen etkileyici bir kısa filmdi.
film bize şunu düşündürüyor;
seni sevmeyen birini yine de bir ömür bekleyebilir misin?
kayıp bir aşkı ve yaşanması mümkün iken yaşanamayanları konu ediniyor.
2013 yapımlı olduğu bilinen filmin senaryosu mete sözer tarafından yazılmış ve aynı isim yönetmiştir.

özge özpirinçci ve eşref kolçak'ın aynı projede yer alması biraz güldürmüştür.
kısa filmimiz sadakat ve saplantı arasında kalmış bir ilişkiyi konu ediniyor diyebiliriz,
genç bir kadın bir kafeye gelir ve orada onu bekleyen, ayrılmak istemeyen, yüzünü hiç göremediğimiz bir adam vardır, kadının haberi olmasa bile aslında her yerde ve her an onunladır, belki de hayatının aşkı olduğuna inandığı için onu yitirmek istemez.
genç kadının hayatının belirli evrelerini izleriz, yaşlanmış ve ayağı sakatlanmıştır, trafik kazasında ise yine ayrıldığı bu adamın onu hastaneye götüren kişi olduğunu öğreniriz.
adam onu beklemekten bir ömür vazgeçmez, hep aynı yerde ve aynı masada bekler, belki onunla mutlu olurum diye kimseyle mutlu olmamıştır.
yaşlı adam ise eşref kolçak
başlarda biraz sıkıcı gibi gelse de eşref kolçak'ın varlığı filme ayrı bir boyut katıyor,
onu görünce çok sevindim ve iyiki oynamış diyerek kısa film hakkında sözlerime burada bir son veriyorum.
ihtimâller ve kaybettiklerimiz hakkında kısmen etkileyici bir kısa filmdi.
film bize şunu düşündürüyor;
seni sevmeyen birini yine de bir ömür bekleyebilir misin?
devamını gör...
"the loss (kısa film)" ile benzer başlıklar
loss
2