#ödüllü filmler
christopher priest'in romanı ve romandan sinemaya uyarlanan cristopher nolan'ın oldukça başarılı bir filmidir.
19. yüzyılda geçen filmde iki genç sihirbazın şöhret ve başarı yakalama mücadelesi anlatılmıştır.
ımdb: 8.5
19. yüzyılda geçen filmde iki genç sihirbazın şöhret ve başarı yakalama mücadelesi anlatılmıştır.
ımdb: 8.5
*empire ödülleri
*gran premio ınternazionale del doppiaggio - alessandro checcacci
*italyan çevrimiçi film ödülleri - en iyi uyarlama senaryo
*londra sinema eleştirmenleri birliği - yılın ingiliz yardımcı erkek oyuncusu
*satellite ödülleri - en iyi genel dvd
*gran premio ınternazionale del doppiaggio - alessandro checcacci
*italyan çevrimiçi film ödülleri - en iyi uyarlama senaryo
*londra sinema eleştirmenleri birliği - yılın ingiliz yardımcı erkek oyuncusu
*satellite ödülleri - en iyi genel dvd
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mutsuzlugumdan mutluyum" tarafından 14.11.2020 19:57 tarihinde açılmıştır.
1.
anlamadığım filmlerden biri. alfred diyor ya siz gerçeği bilmek değil kandırılmak istiyorsunuz.
işte şimdi acaba ben de kandırılmak mı istiyorum. yoksa o makine gerçek olamaz.
işte şimdi acaba ben de kandırılmak mı istiyorum. yoksa o makine gerçek olamaz.
devamını gör...
2.
christopher nolan isimli ünlü ve sinsi yönetmen tarafından çekilen, oyuncu kadrosu ve senaryosuyla aşırı etkileyici film.
hugh jackman ve christian bale’in oyunculukları mükemmeldir. her sahnesi etkileyici ve özeldir. filmin sonunda da bir kafa karışıklığıyla ortada bırakır nolan yine. ne olduğunu çözemeden biter film. ne olduğunu anlamadan birkaç dakika boş boş bakmanıza neden olur etrafınıza.
david bowie’li tesla ayrıntısı da filmi mükemmel yapan detaylardan biridir.
hugh jackman ve christian bale’in oyunculukları mükemmeldir. her sahnesi etkileyici ve özeldir. filmin sonunda da bir kafa karışıklığıyla ortada bırakır nolan yine. ne olduğunu çözemeden biter film. ne olduğunu anlamadan birkaç dakika boş boş bakmanıza neden olur etrafınıza.
david bowie’li tesla ayrıntısı da filmi mükemmel yapan detaylardan biridir.
devamını gör...
3.
christopher nolan'ın en çok beğendiğim ve üzerinde en çok kafa patlattığım filmi. harika detaylara sahip olan bu filmin mühendisi nolan abimiz bu mükemmel senaryoyu harika oyuncular seçerek ve onları gayet iyi yöneterek kült olmaya aday bir film çıkarmış.
ana karakterlerin isimleri olan alfred borden ve robert angier'in baş harfleri alındığında sihirbazlar tarafından kullanılan ortak bir kelime olan "abrakadabra"da olduğu gibi, "abra" kelimesi ortaya çıkar.
--! spoiler !--
dikkatli bakıyor musunuz?
her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
-birincisi "vaat" bölümüdür. sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. fakat gerçek, farklı olabilir.
-ikinci perdeye "dönüşüm" denir. sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir.
-işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu. bizlerin deyişiyle "prestij".
--! spoiler !--
ana karakterlerin isimleri olan alfred borden ve robert angier'in baş harfleri alındığında sihirbazlar tarafından kullanılan ortak bir kelime olan "abrakadabra"da olduğu gibi, "abra" kelimesi ortaya çıkar.
--! spoiler !--
dikkatli bakıyor musunuz?
her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
-birincisi "vaat" bölümüdür. sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. fakat gerçek, farklı olabilir.
-ikinci perdeye "dönüşüm" denir. sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir.
-işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu. bizlerin deyişiyle "prestij".
--! spoiler !--
devamını gör...
4.
ilerleyişiyle beyin yakan bir film. 2000-2010 arası çekilmiş en kaliteli 5 film arasında olduğunu tahmin ediyorum.
not: scarlett johansson hanımefendiye sevdamız bu nadide eserle beraber seviye atlamıştır.
not: scarlett johansson hanımefendiye sevdamız bu nadide eserle beraber seviye atlamıştır.
devamını gör...
5.
nolan yapmış yine yapacağını dediğim. izlerken sıkılmamamın başlıca sebeplerinden sadece birisi sürükleyiciliğidir. ve görünenin aksine işin tricklerini (hilelerini) bizlere sunan ve aydınlatan aynı zamanda ise şaşırtıcı bir çok sahnesi olan baş-yapıt.
oyuncular ve oyunculukları hakkında başlıca bir entry açılır.
oyuncular ve oyunculukları hakkında başlıca bir entry açılır.
devamını gör...
6.
az önce yeniden ve yeniden izlediğim nolan baş yapıtı. kimisine göre nolan ın en büyük eseri inception dur. benim için prestige dir.
christian bale in oyunculuk konusundaki saplantısı filmdeki canlandırdığı karakter gibidir. müthiş bir iş ortaya çıkarmak için hayatını koyar. lakin hugh jackman in the prisoners ile birlikte hayatının en mükemmel oyunculuğunu sergilediği filmdir. sadece kendisini aşmakla kalmamış bugüne kadar bir filmde gördüğüm en iyi oyunculuklardan birini de sergilemiştir.
christian bale in oyunculuk konusundaki saplantısı filmdeki canlandırdığı karakter gibidir. müthiş bir iş ortaya çıkarmak için hayatını koyar. lakin hugh jackman in the prisoners ile birlikte hayatının en mükemmel oyunculuğunu sergilediği filmdir. sadece kendisini aşmakla kalmamış bugüne kadar bir filmde gördüğüm en iyi oyunculuklardan birini de sergilemiştir.
devamını gör...
7.
"... anlatman için peşinden kosucaklar, söylediğin anda gözlerinde bir hiç olursun. sır hiç kimseyi etkilemez ve kullandığın hile her şeydir.."
filmdeki en harika replik. işin ironik tarafı hayatta da pek çok şey böyledir. insanlar sadece dışardan gördükleri ile ilgilenir lakin işin iç yüzünü gördüklerinde çoğu zaman hayal kırıklığına uğrar. kendince doğrucu davutluk yapmak boş konuşup kendini kötü göstermekten başka bir işe yaramaz.
filmdeki en harika replik. işin ironik tarafı hayatta da pek çok şey böyledir. insanlar sadece dışardan gördükleri ile ilgilenir lakin işin iç yüzünü gördüklerinde çoğu zaman hayal kırıklığına uğrar. kendince doğrucu davutluk yapmak boş konuşup kendini kötü göstermekten başka bir işe yaramaz.
devamını gör...
8.
başarılı bir nolan filmi. herkes en sonda iki sihirbaz arasındaki çekişmeyi alfred'in kazandığını düşünse de ben robert'ın kazandığını düşünüyorum. en sonda ölen bence robert değil klonuydu ve robert o kasadaki kişinin ta kendisiydi. robert'ın zaten prestij konusunda ne kadar yetenekli olduğunu biliyoruz, robert o sırada aslında en büyük gösterisinin prestij kısmını dışarıdan bir göz olarak izledi ve kendisinin alfred'den daha yetenekli bir sihirbaz olduğunu kanıtladı. filmde çok kısa bir sahnede robert'ın kafasını sudan çıkardığı bir an var bu da bize robert'ın nefes tutma egzersizi yaptığı sinyalini veriyor... zaten filmin en sonunda kasanın içindeki robert gösterilirken birkaç baloncuk çıkıyordu bu da kasanın içindekinin gerçek robert olduğunu gösteriyor... ya da son sahne sadece basit bir çekim hatasıydı, bilemiyorum. puanım 9/10.
devamını gör...
9.
iki sihirbazın hikayesinin anlatıldığı, nolancığımın elinden çıkmış şaheser filmlerden biridir.
filmde, eski sihirbazlık kültürü düşünüldüğünde bireysellik ve rekabetin had safhada olduğunu ve bu rekabetin bazı ciddi sonuçlar doğuracağını görüyoruz.
sağlam kafayla izlenmesi tavsiye edilir zira beyinde hafif yanık kokusu muhtemeldir.
filmde, eski sihirbazlık kültürü düşünüldüğünde bireysellik ve rekabetin had safhada olduğunu ve bu rekabetin bazı ciddi sonuçlar doğuracağını görüyoruz.
sağlam kafayla izlenmesi tavsiye edilir zira beyinde hafif yanık kokusu muhtemeldir.
devamını gör...
10.
bu film neden beni bu kadar ekstrem etkiliyor? defalarca izledim defalarca, şu an netflix de yeniden izliyorum.
ve şunu bastıra bastıra söylemem gerek bakın bu filmin türkçe dublaji yeminle söylüyorum filmin aurasini öyle değiştiriyor filmi öyle çok olduğundan daha muhteşem bir hale getiriyor ki, seslendirme sanatçılarımizin neden dünyanın en iyisi olduğunu çok daha iyi anlıyorsun.
christian bale ve hugh jackman in filmdeki dehşet uyumu, filmdeki her cümlenin dahiyane yazılmış olması repliklerinin kusursuz olması, akıllara zarar senaryosu, filmde kullanılan ton ve müziklerin insana fenalık geçirtecek kadar iyi olması ve yeniden söylüyorum replikleri...
michael caine, christian bale ve hugh jackman. christopher nolan sinema tarihindeki en iyi üçlüyü buldu bu filmde. ve hugh jackman in oyunculuğu... sen nasıl bir oyuncuymuşsun haberimiz yok şaşkınlığını bu filmde yaşattı.
hep söyledim yine söylüyorum, nolan üstadın baş yapıtı şüphesiz prestij dir..
ve şunu bastıra bastıra söylemem gerek bakın bu filmin türkçe dublaji yeminle söylüyorum filmin aurasini öyle değiştiriyor filmi öyle çok olduğundan daha muhteşem bir hale getiriyor ki, seslendirme sanatçılarımizin neden dünyanın en iyisi olduğunu çok daha iyi anlıyorsun.
christian bale ve hugh jackman in filmdeki dehşet uyumu, filmdeki her cümlenin dahiyane yazılmış olması repliklerinin kusursuz olması, akıllara zarar senaryosu, filmde kullanılan ton ve müziklerin insana fenalık geçirtecek kadar iyi olması ve yeniden söylüyorum replikleri...
michael caine, christian bale ve hugh jackman. christopher nolan sinema tarihindeki en iyi üçlüyü buldu bu filmde. ve hugh jackman in oyunculuğu... sen nasıl bir oyuncuymuşsun haberimiz yok şaşkınlığını bu filmde yaşattı.
hep söyledim yine söylüyorum, nolan üstadın baş yapıtı şüphesiz prestij dir..

devamını gör...
11.
hırs ve intikam tarzı filmler kategorisinin en iyilerinden diyebilirim. oyunculuklar ve karakterler çok iyi hakkaten.
yeniden izlediğimde fark ettiğim en güzel ayrıntı ise; robert'ın hırsı sonradan eşini kaybettikten sonra intikam güdüsüyle şekillenirken, alfred doğuştan hırslı. ve fakat alfred kardeşi ve ailesi için vazgeçebiliyorken robert'in hırsı onu ele geçiriyor. bu sebeple olivia da, john da seçimini alfred'den yana yapıyor.
yeniden izlediğimde fark ettiğim en güzel ayrıntı ise; robert'ın hırsı sonradan eşini kaybettikten sonra intikam güdüsüyle şekillenirken, alfred doğuştan hırslı. ve fakat alfred kardeşi ve ailesi için vazgeçebiliyorken robert'in hırsı onu ele geçiriyor. bu sebeple olivia da, john da seçimini alfred'den yana yapıyor.
devamını gör...
12.
izledikten sonra bütün hafta düşündüğüm filmdir. "yok aslında o oydu da kendisi buradaydı ama öyleyse o arkadaki neydi o neden öyle dedi ama ha zaman bu buydu o oydu ama tesla onu öyle yaptı" diye devam eden düşüncelere sebep olmuştur. yan etkisi rüyama girmesidir. rüyamda bir kuş onu öldüreyim diye beni kovalamaktadır, benim de işaret parmağım yoktur, ona "işaret parmağım olsa öldürürdüm seni de kusura bakma işaret parmağım olmadan kirli iş yapamam" demişimdir. rüyalarım neden hep saçma benim ya
devamını gör...
13.
bir film zamana yenilmiyorsa bence sanatsal olarak o düzeyde başarılıdır. kaç sene sonra izlerseniz izleyin aynı etkiyi bırakacak az sayıda filmden biridir.
the dark knight ile birlikte şahsi favorim olan nolan filmlerinden biri.
the dark knight ile birlikte şahsi favorim olan nolan filmlerinden biri.
devamını gör...
14.
siz gerçeği bilmek istemiyorsunuz kandırılmak istiyorsunuz. her şeyi anladım da ulan o iki güzel kadının hatta üç güzel kadının ne suçu vardı. ben onlara da üzüldüm. ne güzel sevmislerdi adamları.
her şey para şan şöhret hırs iş mi yani.
ne için neden. takıntılı bir yarış.
film efsane film güzel tesla ya da selam gönderiliyor filmde.
yukarda bir arkadaş filmin dublajindan bahsetmiş bence de harikaydı dublaj.
o kuşun öldüğü sahne de hep aklımda. bu kadar kolay harcanır mı bir hayvan bir gösteri için . ilerde o küçük kız öğrenecek kuş öldü.
her şey para şan şöhret hırs iş mi yani.
ne için neden. takıntılı bir yarış.
film efsane film güzel tesla ya da selam gönderiliyor filmde.
yukarda bir arkadaş filmin dublajindan bahsetmiş bence de harikaydı dublaj.
o kuşun öldüğü sahne de hep aklımda. bu kadar kolay harcanır mı bir hayvan bir gösteri için . ilerde o küçük kız öğrenecek kuş öldü.
devamını gör...
15.
nolan abimizin bir diğer zeka dolu başyapıtıdır. tabiki de the prestige’den bahsederken şu cümleyle başlamak farzdır: “siz gerçeği bilmek istemiyorsunuz kandırılmak istiyorsunuz”. filmde hırsı uğruna her şeyi yapan iki abimizden bahsedilir. başta aynı yerde çalışan iki hırslı insan küpüne zarar veriyor ve ayrılıyorlar. bundan sonra olaylar karışıyor ve birbirlerinin açıklarını arayarak aşağı çekmeye çalışıyorlar. başarıyı yakalamaya çalışan iki insanın
not bundan sonrası full spoiler.
ya arkadaş ikizinle dönüşümlü yaşamak ne? her şeyi geçtim yav akşam nasıl için rahat ediyor. hugh abimize gelirsek oğul mu desem ikiz mi desem oluşturup oluşturup boğmak nedir. allahım son 30 dakika herhalde sürekli beynim yanarak izledim filmi.
o zaman nasıl bitiriyoruz incelemeyi, nolan abi çıkar vur gölgesinde serinleyelim.
eheh aslında üçmüş
başarılı olduktan sonra kaybettiklerini gözlerimizin önüne seriyor.not bundan sonrası full spoiler.
ya arkadaş ikizinle dönüşümlü yaşamak ne? her şeyi geçtim yav akşam nasıl için rahat ediyor. hugh abimize gelirsek oğul mu desem ikiz mi desem oluşturup oluşturup boğmak nedir. allahım son 30 dakika herhalde sürekli beynim yanarak izledim filmi.
o zaman nasıl bitiriyoruz incelemeyi, nolan abi çıkar vur gölgesinde serinleyelim.
devamını gör...
16.
beni çok yoran filmdir. nolan beyefendiyi severim ama ekran başına beyin yakmak için değil de daha yavaş şeyler hissetmek için oturan biri olarak bu sevgimi uzaktan uzaktan beslemek daha hayırlı olacak gibi.
devamını gör...
17.
izlemeye karar verdiğimde bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. sevme sebebim içindeki "sırlar".
sonlara doğru daha çok sardı...
(izlemediyseniz okumayın.)
ve ilklerde ortaya atılan şapkalarda şapkasını unuturken "şapkanı almayı unuttun."
"hangisi benim şapkamdı biliyor musun?"
"hepsi senin şapkan." denildiğinde bir tuhaflık vardı. ve kedi bir iken yine kendi gibi bir kediye mırlıyordu. (kediler çok ve birbirine benzedikleri için çoğalmış olabileceği aklıma gelmedi. o şapkalar içinde "herhalde diğer mekanizma yaptığı adamı kastediyor." diye düşündüm ama sonrasında baktım ki bu adam dışarıda genelde sivil ve oyun dışında pek şapka takmıyor? o zaman o şapkalar neyin nesi? (ilklerde hem sade şapka denenmesi ve sonradan kendisinin geçmesi.))
kapılardaki kısa aralıklarda dublöre gereksinim duyuyordu. sahneden ta arkaya dublörsüz gidebilmesi tuhaf gelmişti.(kapak açılınca direkt yere düşüyor ya) çünkü öbür türlü sınırlı bir ışınlama akla geliyor. ve bu ışınlanma hep mesafeyi ya da çıkacağı yeri garantileyebilir miydi?
cevap hayır olduğundan çoğaldığı belliydi.
ama kafa karıştırıcı bulduğum yer o kilitti; sözde kolay açılabiliyor ama o yaşlı kilitin gerçeğiyle değiştirildiğini söyledi.
adamı kopyalarken her şeyiyle kopyalaması lazım ki çoğalanı ya da kendini öldürmekten çekinmesin. (çogalma olayını sadece bedenen sanmıştım. o yüzden böyle bahsediyorum.) "suda mı yoksa sahnede olacağımı kestiremiyordum." kendi de birçok kez öldü aslında. "bunu neden yaptığımızı hiç anlamadın." yaptığımı demiyor...
kendini klonlarken intikamlı hayatında kendini garantiye almış olma ihtimali?
yaşlının ona ihaneti "evinde gibi hissettirdiğini söylemedi ızdıraplı olduğunu söyledi." burada kendini belli etti ama yaşlının, öbür ikizi tabuta koyup koluna kurşun yediği vakit ikiz olduklarını biliyor muydu? yaşlı onu lordla konuşmadan dönünce sattı bence.
ve adamın normal hâli çok dengesizlik içindeydi. çoklu kişilik bozukluğuna benziyor gibiydi. buradan ipucu veriyordu aslında. ve parmak biraz iyileşmiş gibiyken kanadığında karısı"nasıl tekrar kanadı bir dr çağırmalıyız/gitmeliyiz." tarzı konuştuğunda adam ona tedirgin baktı, pot kırmış gibi. o yüz ifadesi çok tuhaf gelmişti.
ve karısına sonraki kadına hiç güvenmeyen adam nasıl ola ki avukatına bu kadar güveniyordu? bu da şüphe uyandırıcıydı. ondan tam emin konuştu çünkü bir ara. ben "herkesten bu kadar şüphe duyarken nasıl avukatına o kadar güvendi sanki aileden biri." deyip sinirle söylenmiştim.
kılık değiştirme olaylarını sevdim ayrıca. çok profesyonel olmasa da en azından profesyonel sayılabilir. ama o avukat olayı profesyoneldi çünkü çakmadım.
ve karısına düğümü atan o muydu yoksa kardeşi mi? bilmediğini söylemesi de garipti çünkü, kadınla göz göze geldi ve kadın işaret verdi ona göre düğüm attı. bu nasıl unutulabilir? karakter değişimi nerede başladı belli değil bu yüzden çok çelişkili.
gerçek; "dünya basit ve acı dolu."
aldatma olayı da zor ama acı dolu.
film basit değil ve ters köşe yapabildi. o yüzden çok beğendim ama boşluklar var.
"sarah için çok üzgünüm." dedi. avukatına bunu demesi de "ne alaka?" idi.
karısına çok kırıcı ve b.ktan davrandı. kadın dengesizlikten, güvensizlik hissinden, işin öncelikli oluşundan mahvoldu. çok çaresiz görünüyordu ağlayasım geldi. ve en son ki "sevmiyorum." deyince kadının omuzları nasıl düştü. "tamam ben anladım senin için bir hiçim." der gibiydi. ve makul son. çünkü gelecekte sadece kız vardı annesi yok.
intikamda mı ölüyor yoksa bu adamdan mı? diye sonunu görmeyi beklerken gördüm işte.
intikam alma anlayışına saygı duyuyorum. adamın hayatını bok etmeye çalışsa da kadınla kızına hiç dokunmaya çalışmadı. intikam asillik taşıyacak bir duygu değil ama bunun burasında asillik vardı bana göre.
ve sahnede robert'i kurtarmaya çalışmış. bu bence alfred idi. ve bunda da saygı duydum.
yaşlı mahkemede alfred'in durup izlediğini ve hiçbir şey yapmadığını söyledi. yaşlı burada da alfred'e ihanet ediyor. sonuçta çalışanı kör o görmüyor. orayı kırabilecek kişi tankın yanında olan ve görebilen biri. ikili oynayan pis yaşlı...
sonlara doğru daha çok sardı...
(izlemediyseniz okumayın.)
ve ilklerde ortaya atılan şapkalarda şapkasını unuturken "şapkanı almayı unuttun."
"hangisi benim şapkamdı biliyor musun?"
"hepsi senin şapkan." denildiğinde bir tuhaflık vardı. ve kedi bir iken yine kendi gibi bir kediye mırlıyordu. (kediler çok ve birbirine benzedikleri için çoğalmış olabileceği aklıma gelmedi. o şapkalar içinde "herhalde diğer mekanizma yaptığı adamı kastediyor." diye düşündüm ama sonrasında baktım ki bu adam dışarıda genelde sivil ve oyun dışında pek şapka takmıyor? o zaman o şapkalar neyin nesi? (ilklerde hem sade şapka denenmesi ve sonradan kendisinin geçmesi.))
kapılardaki kısa aralıklarda dublöre gereksinim duyuyordu. sahneden ta arkaya dublörsüz gidebilmesi tuhaf gelmişti.(kapak açılınca direkt yere düşüyor ya) çünkü öbür türlü sınırlı bir ışınlama akla geliyor. ve bu ışınlanma hep mesafeyi ya da çıkacağı yeri garantileyebilir miydi?
cevap hayır olduğundan çoğaldığı belliydi.
ama kafa karıştırıcı bulduğum yer o kilitti; sözde kolay açılabiliyor ama o yaşlı kilitin gerçeğiyle değiştirildiğini söyledi.
adamı kopyalarken her şeyiyle kopyalaması lazım ki çoğalanı ya da kendini öldürmekten çekinmesin. (çogalma olayını sadece bedenen sanmıştım. o yüzden böyle bahsediyorum.) "suda mı yoksa sahnede olacağımı kestiremiyordum." kendi de birçok kez öldü aslında. "bunu neden yaptığımızı hiç anlamadın." yaptığımı demiyor...
kendini klonlarken intikamlı hayatında kendini garantiye almış olma ihtimali?
yaşlının ona ihaneti "evinde gibi hissettirdiğini söylemedi ızdıraplı olduğunu söyledi." burada kendini belli etti ama yaşlının, öbür ikizi tabuta koyup koluna kurşun yediği vakit ikiz olduklarını biliyor muydu? yaşlı onu lordla konuşmadan dönünce sattı bence.
ve adamın normal hâli çok dengesizlik içindeydi. çoklu kişilik bozukluğuna benziyor gibiydi. buradan ipucu veriyordu aslında. ve parmak biraz iyileşmiş gibiyken kanadığında karısı"nasıl tekrar kanadı bir dr çağırmalıyız/gitmeliyiz." tarzı konuştuğunda adam ona tedirgin baktı, pot kırmış gibi. o yüz ifadesi çok tuhaf gelmişti.
ve karısına sonraki kadına hiç güvenmeyen adam nasıl ola ki avukatına bu kadar güveniyordu? bu da şüphe uyandırıcıydı. ondan tam emin konuştu çünkü bir ara. ben "herkesten bu kadar şüphe duyarken nasıl avukatına o kadar güvendi sanki aileden biri." deyip sinirle söylenmiştim.
kılık değiştirme olaylarını sevdim ayrıca. çok profesyonel olmasa da en azından profesyonel sayılabilir. ama o avukat olayı profesyoneldi çünkü çakmadım.
ve karısına düğümü atan o muydu yoksa kardeşi mi? bilmediğini söylemesi de garipti çünkü, kadınla göz göze geldi ve kadın işaret verdi ona göre düğüm attı. bu nasıl unutulabilir? karakter değişimi nerede başladı belli değil bu yüzden çok çelişkili.
gerçek; "dünya basit ve acı dolu."
aldatma olayı da zor ama acı dolu.
film basit değil ve ters köşe yapabildi. o yüzden çok beğendim ama boşluklar var.
"sarah için çok üzgünüm." dedi. avukatına bunu demesi de "ne alaka?" idi.
karısına çok kırıcı ve b.ktan davrandı. kadın dengesizlikten, güvensizlik hissinden, işin öncelikli oluşundan mahvoldu. çok çaresiz görünüyordu ağlayasım geldi. ve en son ki "sevmiyorum." deyince kadının omuzları nasıl düştü. "tamam ben anladım senin için bir hiçim." der gibiydi. ve makul son. çünkü gelecekte sadece kız vardı annesi yok.
intikamda mı ölüyor yoksa bu adamdan mı? diye sonunu görmeyi beklerken gördüm işte.
intikam alma anlayışına saygı duyuyorum. adamın hayatını bok etmeye çalışsa da kadınla kızına hiç dokunmaya çalışmadı. intikam asillik taşıyacak bir duygu değil ama bunun burasında asillik vardı bana göre.
ve sahnede robert'i kurtarmaya çalışmış. bu bence alfred idi. ve bunda da saygı duydum.
yaşlı mahkemede alfred'in durup izlediğini ve hiçbir şey yapmadığını söyledi. yaşlı burada da alfred'e ihanet ediyor. sonuçta çalışanı kör o görmüyor. orayı kırabilecek kişi tankın yanında olan ve görebilen biri. ikili oynayan pis yaşlı...
devamını gör...
18.
oyuncu listesinde christian bale, hugh jackman, michael caine, scarlett johansson, rebecca hall, piper perabo, david bowie, andy serkis, samantha mahurin, ricky jay, daniel davis, roger rees, anthony de marco, w. morgan sheppard, brian tahash ve ezra buzzington gibi oyuncuların olduğu 2006 dram/gizem/bilim kurgu/gerilim türündeki bu filmin yönetmenliğini ise christopher nolan yapmıştır.
filmimiz iki sihirbazın birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli yeni numaralar bulması ve bu numaraların git gide tehlikesinin artmasından sonra birbirlerine iyice yaklaşmaları ile biri diğerine tuzak kurup onu hapse attırır. basit numaralardan büyük karmaşık numaralara sihirbazlığın sırlarını bize anlatan bu filmde tarihe de tanıklık ediyoruz aynı zamanda. tesla'yı görünce ortaya ne çıkacağını beklemeye başlıyoruz ve bize kablosuz elektrik iletiminin mümkün olduğunu gösterir. tabii ki bu bir film ama yine de tesla yaşamış olsa belki de dünya bambaşka bir yerdi şu an belki de yaşadı onu da bilemeyiz tabii ki. filmde gördüğümüz tesla bu iki sihirbazın arasındaki yarışı bitiren adam oluyor ama icat ettiği makina çok tehlikeli bir makina ve hırsı uğruna her şeyi yapan sihirbazımızım bu son yaptığını yapmak akıl alır gibi bir şey değil. her gösteride ölüp tekrar doğmak bu çok çok zor aynı zamanda da zalimce her ne kadar kendine yapıyor olsan da.
çok etkileyici bir film izletiyor bize yönetmen. hikaye o kadar sağlam ki ipin ucunu kaçırmak mümkün olmuyor. hep bağlı tutuyor filme ve film bittiğinde bir büyülenme duygusu geliyor insanın içine. film diye buna derim ben çünkü insanı hikayenin içine alıyor. mutlaka izleyin iyi seyirler.
not: filmi bir kaç kez izlemeniz gerekebilir anlamak için.
filmimiz iki sihirbazın birbirlerine üstünlük sağlamak için sürekli yeni numaralar bulması ve bu numaraların git gide tehlikesinin artmasından sonra birbirlerine iyice yaklaşmaları ile biri diğerine tuzak kurup onu hapse attırır. basit numaralardan büyük karmaşık numaralara sihirbazlığın sırlarını bize anlatan bu filmde tarihe de tanıklık ediyoruz aynı zamanda. tesla'yı görünce ortaya ne çıkacağını beklemeye başlıyoruz ve bize kablosuz elektrik iletiminin mümkün olduğunu gösterir. tabii ki bu bir film ama yine de tesla yaşamış olsa belki de dünya bambaşka bir yerdi şu an belki de yaşadı onu da bilemeyiz tabii ki. filmde gördüğümüz tesla bu iki sihirbazın arasındaki yarışı bitiren adam oluyor ama icat ettiği makina çok tehlikeli bir makina ve hırsı uğruna her şeyi yapan sihirbazımızım bu son yaptığını yapmak akıl alır gibi bir şey değil. her gösteride ölüp tekrar doğmak bu çok çok zor aynı zamanda da zalimce her ne kadar kendine yapıyor olsan da.
çok etkileyici bir film izletiyor bize yönetmen. hikaye o kadar sağlam ki ipin ucunu kaçırmak mümkün olmuyor. hep bağlı tutuyor filme ve film bittiğinde bir büyülenme duygusu geliyor insanın içine. film diye buna derim ben çünkü insanı hikayenin içine alıyor. mutlaka izleyin iyi seyirler.
not: filmi bir kaç kez izlemeniz gerekebilir anlamak için.
devamını gör...
19.
kesinlikle izlenmesi gereken bir film daha. filme puanım 10 tam puanı hak ediyor fazlasıyla. yönetmeni için izlenecek filmlerden benim için başka bir yönetmenin elinden böyle bir film çıkarmıydı emin değilim. beni düşürdüğü o ters köşelerle çok şaşırtmıştı ilk izlediğimde. bu tür bir filme hayran olmamak elde değil. izlemeyen varsa mutlaka izlesin. iyi seyirler.
devamını gör...
20.
christopher nolan'ın iki batman filminin arasında çektiği her yönüyle muhteşem filmi. özellikle belirtmeliyim ki tesla'nın filmde ilk göründüğü sahnede fantastik makinesinin içinden geçerek arz-ı endam etmesi bünyede duygu patlaması yaratmıştır. bu sahnedeki karizması öyle böyle değildir.
devamını gör...
"the prestige" ile benzer başlıklar
prestige
1