aksiyon / fantastik / macera
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

james gunn tarafından çekilmiş bir suicide squad reboot’u. devam filmi değil yani. ancak reboot olmasına rağmen cast’ın bir bölümü aynı kalmış ki bu da olayı biraz karıştırıyor. yani reboot gibi ama değil. neyse efendim kafalar karışmasın, film kendi başına iş görüyor. öncesi sonrası yok.

oyunculardan bahsedelim biraz;
viola davis - amanda waller
rick flag - joel kinneman
t.d.k - nathan fillion
captain boomerang - jai courtney
javelin - flula borg
mongal - mayling ng
blackguard - pete davidson
weasel - sean gunn
bloodsport - idris elba
peacemaker - john cena
ratcatcher 2 - daniela melchior
polka dot man - david dastmalchian
king shark - slyvester stallone
thinker - peter capaldi
ratcatcher - taika waititi
savant - michael rooker
harley quinn - margot robbie

konudan bağımsız olarak, taika waititi’yi bu filmde kısa da olsa görmek şaşırttı. hatta emin olamadım ilk gördüğümde ve çıkarıp telefondan baktım acaba o mu oynamış diye:)

dönelim konumuza;
filmin sinematografisini henry braham üstlenmiş. yapımcıları arasında en göze çarpan isim ise pek tabii zack snyder.
müzikler ise john murphy tarafından yapılmış. bütçesinin ise yaklaşık 200 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

baştan söyleyeyim, film +18. hal böyle olunca james abimiz aklına ne geldiyse kullanmış. bir de zack snyder faktörü olunca filmde, olaylar iyice garipleşmiş ve ortaya ilginç bir yapım çıkmış. uçan kafalar, patlayan bombalar, ortadan ikiye ayrılan insanlar, bol bol şiddet, kan, gözyaşı ve entrika:p çok komik ilerlerken birden ciddileşen ve sonra tekrar komik olan bir film. duygudan duyguya sokuyor insanı. en önemlisi ise güldürüyor. ama gerçekten güldürüyor.
filmin çıkacağını ilk duyduğumda gerçekten önyargı ile yaklaştım ve hiç umudum yoktu iyi olacağına dair. james gunn filmlerine pek ilgim olmamakla beraber, ilk filmin yaşattığı hayal kırıklığı da etkili oldu bu önyargımda. uzun zamadır sinemaya gitmiyor olmasam ve o salonlara bir özlemim olmasaydı, kesinlikle gidip izlemezdim. ama sonra iyi ki de izlemişim, dedim.
şunu da belirteyim, filmden beklentiniz çok yüksek olmasın, eğlenmelik ve stres atmalık bir yapım ayarında zira.

gelelim spoiler’lı kısma;


amerika’ya komşu bir ada devletinde, zamanında yine amerikan hükümetinin ön ayak olmasıyla başlatılmış bir dünya dışı yaratık projesi bulunmaktadır. bu ada devletinde rejim güçleri yönetimi ele geçirince durumdan tedirgin olan birleşik devletler, başlarında bloodsport olan intihar timi’ni bölgeye tüm kayıtları ve uzaylı projesinin yürütüldüğü merkezi yoketme görevi ile ülkeye gönderir.

adaya iki tim halinde çıkan ekip, bazı tim üyelerinin ihaneti ile daha ilk dakikadan pusuya düşer ve timin yarısı ölür. bu sırada harley quinn ve rick flag ise esir alınır. timin diğer yarısı ise önce esir alınan üyeleri kurtarır, daha sonra halkın desteğini almış gerillalar ile işbirliği yaparak, deney merkezine saldırı planlar.

hemen burada bir ara verip kısaca önemli karakterlere değinmek istiyorum.

harley quinn yine bildiğimiz gibi. erkek arkadaş seçimlerinden ötürü üzgün bir durumda. takımın en renkli üyesi. çiçekli böcekli sahneleri, silah kullanımı, mızrak savuruşu ve minnoşluğu çok keyifliydi. özellikle tim’in kendini kurtarmak için plan yaptığını gördüğü sahnedeki duygusallığı beni etkiledi:) kırmızı elbisesi ile arkasında çiçekler savrulurkenki sahnesi ise görsel açıdan müthişti.

bloodsport, superman’i kriptonit mermi ile vurup komaya sokmaktan tutuklu. bu işe kızının hapse düşmemesi için girmiş. ve takımın zoraki lideri zira kendisi hiç istemiyor bu işi. kızı ile arasındaki baba-kız diyaloğu çok iyiydi. kendisinin içten içe iyi biri olduğunu fakat babası tarafından çokça istismar edildiğini öğreniyoruz. tabi bu durum onun ratcatcher 2 ile de bir çeşit baba-kız ilişkisi kurmasına ön ayak olmuştur.
kendisi aynı zamanda farelerden çok korkuyor. bu işe olayı daha komik hale getiriyor.
peacemaker ile karşılıklı atışmaları yer yer +18’e kaysa da güzeldi. bizlere, ilginç yollardan nasıl iş bitirilir tek tek gösterdiler. tüm detaylarıyla. filmin sonuna doğru ise kendisinde lider kumaşı olduğunu görüyoruz. takımı çekip çeviriyor ve sözünü dinletiyor.

peacemaker ise bloodsport’un kopyası gibi. bloodsport her ne yapıyorsa ondan daha iyi olduğunu iddia ediyor. kusursuz olduğunu söylüyor. tam bir görev adamı. tabi bu görev adamlığı onu bir noktada takımı ile karşı karşıya getiriyor. zira verilen talimat, tüm verinin yok edilmesi ve dışarı sızdırılmaması. fakat olayın başlatıcısının amerika olduğu anlaşılınca rick flag, bu veri disketlerini alıp herkese göstermek isteyince peacemaker karşı çıkıyor. daha sonra kavgaya tutuşuyorlar ve rick flag sizlere ömür. bu sırada disk ratcatcher 2’nin eline geçince onu da öldürmeye çalışan peacemaker, bloodsport ile karşı karşıya geliyor. silahların konuştuğu düelloda kazanan bloodsport oluyor, rip peacemaker(what a joke).

rick flag ise bir diğer görev adamı. takımdaki tek masum?! üye. tam bir asker. harley quinn ile çok az yakınlaşmaları olsa da, çok güzeldi o sahneler. hele birbirlerine sırıttıkları sahne romantikti bile:)

kingshark ise tam komedi. bebek bir köpek balığı edasıyla takılıyor. kendisinin görgülü ve elit olduğunu iddia ediyor. hatta kitap okuyor:) ilk başlarda takım arkadaşlarını yemeye çalışsa da sonradan töbe edip imana geliyor. sadece kötü adamları yiyor. bu karakter nedense çok yalnız kaldı film boyunca. biraz üzüldüm kendisi için. bol bol da empati yaptım. minik minik deniz canlıları ile karşılaştığı sahne gözlerden iki pıt yaş getirdi.

ratcatcher 2 ise farelerle konuşabilen bir genç kız. kendisi de tam olarak suçlu değil ve sanırım bir yanlış anlaşılma üzerine hapiste. zamanında babası ona fareler ile nasıl iletişim kurulacağını öğretmiş.
pek tabii babasının bir eroinman olmasından ötürü bir zaman sonra ökzüz ve yetim kalmış. filmde bloodsport ile olan sahneleri yine çok iyiydi. ısındım ben kendisine.

polka dot man hakkında pek çok şey bilmiyoruz. zamanında annesinin, üzerinde yaptığı deneylerden ötürü uzaylı virüsü kapmış ve vücudu benek benek. yine bu durumdan ötürü annesinden nefret ediyor. melankolik takılıyor. vücudundan fırlattığı benekler ise karşısında ne var ne yok eritip geçiyor.
annesinin hayallerini gördüğü sahneler pek bir korkunçtu. o tasvirler aklımdan uzun süre çıkmayacak.

filme dönelim;
ekip hazırlanır ve merkeze baskın yapar. burada uzaylı bir yaşam formunun olduğu görülür. bu uzaylı ise dev bir deniz yıldızıdır. filmde geçen bir benzetme ile açıklayacak olursak; bundan ötesi tam bir kaiju filmi edasında. büyük canavar vs suicide squad…
ekip ilk olarak binanın yıkımından sonra bölgeden ayrılma düşüncesinde olsa da, bloodsport dayanamaz ve halka yardım etmeye karar verir. tabii ekibin geri kalanı da onu takip eder.


filmde 2 adet after credits sahne olduğu söyleniyor fakat ben biraz erken çıktığımdan ötürü göremedim.

kısacası izlemesi keyifliydi. 10 üzerinden 7-7.5 çok rahat alır. sinemada izleyiniz:)
devamını gör...
kesinlikle imdb notuna kanılmaması gereken film.

önceki suicide squad filmine vasat demiştik, bu direk bokun üzerine dikilen tüy olmuş.

boş vaktim olduğu için bir şans vereyim dedim, vermez olaydım. beynimde "hadi izleyeyim bari, belki güzeldir" diye düşünmemi sağlayan hücreler o anda yansaydı, bitkisel hayata girseydim ve bunu izlemeseydim.

neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

oyunculuklar deseniz zaten rezalet.
konu hiç ilgi çekici değil.
hele seçilen karakterler? en büyük problemlerden biri burada ortaya çıkıyor.

sokaktaki herhangi bir adama "suicide squad nedir?" diye sorsanız, size "bumerang atan eleman, harley quinn, buz atan kadın*, deadshot" falan diye sayar.

bu arada gerçekten, deadshot nerde oğlum?

ayrıca bloodsport kim? çocukluğumdan beri çizgi roman okurum, kendisini ilk defa duyuyorum. ayrıca o fareleri kontrol eden kızı koymak kimin aklına geldi? çekinmesin gelsin yanıma. bir şey konuşacağım onunla. vurmayacağım merak etmesin.

ana kötüye gelelim.

starro the conquerer.

kendisi normalde hal jordan'ın irade gücünü bile ele geçirerek yüzüğünün çalışmasını engellemiş bir villain'dır. son derece tehlikelidir. bu filmdeki gibi random şekilde binaları yıka yıka yürümeye indirgenmesi çok üzücüdür.

filmin tek güzel yanı tabii ki hem oyunculuk, hem de tarz olarak margot robbie isimli tanrıça. ancak o bile kurtaramamış.

herkes film yapmak zorunda değil sevgili arkadaşlar.

prodüksiyon ekibinden birisi de "abi yapmayalım, biraz sikko oldu bu iş, başka şekilde yapalım dememiş"

gidin işlek bir yerde büfe açın. onda da güzel para var.

iyi bir suicide squad filmi izlemek isteyenler için;

www.imdb.com/title/tt3139086
devamını gör...
yeni izledim. daha ilk baştan weasel ölmeseydi keşke dedim, yaşatmışlar güzel.
harley her zaman ki harley işte yine müthiş.
köpekbalığına bayıldım, en çok onu sevdim çok tatlıydı ya. çok güzel yapmışlar.
film görsel şölen. adeta bir orgazmik şov.
emayzink.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"the suicide squad" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim