hırslı birisi olan jordan belfort'un wall street'te hızlı bir şekilde yükselişini ve abartılı yaşamını anlatan uyarlama bir film. izlediğinize pişman olmayacaksınız.
yönetmen
martin scorsese
oyuncular
leonardo dicaprio, matthew mcconaughey, jonah hill, jean dujardin, jon bernthal, margot robbie
martin scorsese
oyuncular
leonardo dicaprio, matthew mcconaughey, jonah hill, jean dujardin, jon bernthal, margot robbie
2014 altın küre ödülleri
leonardo dicaprio'ya -komedi ve müzikal kategorisi- en iyi erkek oyuncu ödülü
leonardo dicaprio'ya -komedi ve müzikal kategorisi- en iyi erkek oyuncu ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ofsaytı biliyorum" tarafından 17.11.2020 18:44 tarihinde açılmıştır.
1.
bir martin scorsese filmi.
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
devamını gör...
2.
güzel film. 3 saat olduğuna bakmayın, film o kadar akıcı, tempo o kadar yüksek ki, 3 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. bu filmi spoiler vermeden de anlatmak zor, filmi izlemeyenler okumasın bundan sonrasını;
--! spoiler !--
aslında, film bir dark side 'a geçme hikayesi. kahramanımız filmin başında çömez, utangaç bir borsacı olarak işe başlıyor. burada patronu * ona öğle yemeğinde bazı tüyolar veriyor. patronu küfürbaz, alkolik, uyuşturucu bağımlısı ve seks düşkünü bir adamken, leo öğle yemeğinde sadece su içen sıradan bir çalışan. kara pazartesi sonrası, işsiz kalınca, kendine pazarlamacı olarak iş ararken, karısı, çok zengin olacaksın, sen çok zekisin, aslansın, kaplansın diye gaz veriyor, tabi ki zengin olunca kocasının onu terkedeceğini hiç hesaba katmıyor. günler, aylar geçiyor, bir zamanlar çömez olan leo kardeşimiz, parayı vurunca, kendisini şaşırtan ilk patronu gibi oluyor. ve dark side 'a geçiyor. para kazanmak, çok para kazanmak için herşey mübahtır diye düşünüyor ve çok para kazanıyor. tabi ki, illegal yollardan. ve her türlü ahlaki değerden uzak aşırılıklarla dolu bir hayat yaşıyor. filmin sonundaki mesaj ise, aslında bir günah çıkarma. illegal yollarla para kazanabilirsiniz, ama illa ki sonunda enselenirsiniz, hayatınız mahvolur. işte amerika budur..
--! spoiler !--
--! spoiler !--
aslında, film bir dark side 'a geçme hikayesi. kahramanımız filmin başında çömez, utangaç bir borsacı olarak işe başlıyor. burada patronu * ona öğle yemeğinde bazı tüyolar veriyor. patronu küfürbaz, alkolik, uyuşturucu bağımlısı ve seks düşkünü bir adamken, leo öğle yemeğinde sadece su içen sıradan bir çalışan. kara pazartesi sonrası, işsiz kalınca, kendine pazarlamacı olarak iş ararken, karısı, çok zengin olacaksın, sen çok zekisin, aslansın, kaplansın diye gaz veriyor, tabi ki zengin olunca kocasının onu terkedeceğini hiç hesaba katmıyor. günler, aylar geçiyor, bir zamanlar çömez olan leo kardeşimiz, parayı vurunca, kendisini şaşırtan ilk patronu gibi oluyor. ve dark side 'a geçiyor. para kazanmak, çok para kazanmak için herşey mübahtır diye düşünüyor ve çok para kazanıyor. tabi ki, illegal yollardan. ve her türlü ahlaki değerden uzak aşırılıklarla dolu bir hayat yaşıyor. filmin sonundaki mesaj ise, aslında bir günah çıkarma. illegal yollarla para kazanabilirsiniz, ama illa ki sonunda enselenirsiniz, hayatınız mahvolur. işte amerika budur..
--! spoiler !--
devamını gör...
3.
filmde 2 şey ön plana çıkıyor. 1. si, başta leonardo di caprio olmak üzere, oyunculukların üst düzeyde olması. tabi ki martin scorsese gibi bir yönetmenin elinden çıkmasının payı çok büyük bunda. filmi izledikten sonra leonardo di caprio 'ya akademinin haksızlık yaptığını düşünmedim değil.
2. si ise, tabi ki seks sahneleri ve argo. neredeyse dakika başı fuck kelimesi kullanılıyor, sanırsın wall street 'e, 300 tane uzun dönem asker yerleştirmişler. seks sahneleri ise genelde kısa sekanslar olarak karşımıza çıkıyor, en uzunu 8-10 saniye. ancak hepsi üst üste gelince, abartılı geliyor insana. buradaki amaç bence, yaşanan ahlaksızlığı daha bir gözümüze sokmak.
şahsi fikrime göre, filmi daha çarpıcı kılmak için, uyuşturucu ve seks sahneleri abartılmış, hatta karikatürize edilmiş. tıpkı karakterler gibi. asansördeki oral seks sahnesi, bir karakterin canlı balığı yutma sahnesi, mahkeme celbinin üzerine işeme sahnesi falan aklıma ilk gelenler. bunda da amaç karakterlerden nefret etmek, zira hayatım boyunca izlediğim filmlerden çok azında ana karakterlerden bu kadar nefret etmişimdir.
ne olursa olsun, yönetmenin daha önceki efsaneleri olan goodfellas, the departed gibi filmlerin seviyesine erişemese de 2013 'ün en iyi filmlerinden biridir
2. si ise, tabi ki seks sahneleri ve argo. neredeyse dakika başı fuck kelimesi kullanılıyor, sanırsın wall street 'e, 300 tane uzun dönem asker yerleştirmişler. seks sahneleri ise genelde kısa sekanslar olarak karşımıza çıkıyor, en uzunu 8-10 saniye. ancak hepsi üst üste gelince, abartılı geliyor insana. buradaki amaç bence, yaşanan ahlaksızlığı daha bir gözümüze sokmak.
şahsi fikrime göre, filmi daha çarpıcı kılmak için, uyuşturucu ve seks sahneleri abartılmış, hatta karikatürize edilmiş. tıpkı karakterler gibi. asansördeki oral seks sahnesi, bir karakterin canlı balığı yutma sahnesi, mahkeme celbinin üzerine işeme sahnesi falan aklıma ilk gelenler. bunda da amaç karakterlerden nefret etmek, zira hayatım boyunca izlediğim filmlerden çok azında ana karakterlerden bu kadar nefret etmişimdir.
ne olursa olsun, yönetmenin daha önceki efsaneleri olan goodfellas, the departed gibi filmlerin seviyesine erişemese de 2013 'ün en iyi filmlerinden biridir
devamını gör...
4.
dicaprio kariyerinin en büyük performansı diyebilirim. oynadığı en b*ktan rolle kazandığı oscarı daha önce burada hak etmişti. film bana hitap etmedi ama gişesinin bu kadar yüksek olmasını ve hitap ettiği kitleyi anlayabiliyorum. çok iyi bir sinematografisi var ama sadece o kadar gerisini martin scorsese ustalığına haksızlık olmasın diye dile getirmiyorum.
(not: herkes sıkıcı değil demiş ben filmi bitirmek için bilgisayarın başına 3 kere oturdum.)
(not: herkes sıkıcı değil demiş ben filmi bitirmek için bilgisayarın başına 3 kere oturdum.)
devamını gör...
5.
klasik martin s. filmidir. benim gözümde 2000'li yılların casino'su olmaya aday filmdir. işleyiş yine aynı. yan rollerde ki oyuncular bile güzel performans sergilemiştir. ama bir goodfellas veya casino değildir. benim için 10/8liktir.
devamını gör...
6.
leonun efsane bir oyunculuk sergilediği martin scorsese filmi. özellikle yerlerde süründüğü sahnede şok oldum. süresi uzun ama filmde fazlalık olan hiçbir sahne yoktu. yan roller de çok iyi. ayrıca margot robbie aşırı güzel bu filmde.
devamını gör...
7.
başrolünde leonardo dicaprio'nun olduğu bu filmde, jonah hill, margot robbie, jean dujardin, kyle chandler ve matthew mcconaughey gibi oyuncularda vardır. oyuncu listesi kabarık bir film var elimizde. martin scorsese'nin yönettiği senaryosunu jordan belfort'un aynı isimli otobiyografik romanından terence winter'ın uyarladığı film 2013 dram/polisiye türünde çıkmıştır.
ben filmi sondaki bu kalemi bana satar mısın sahnesi için izledim ve televizyonda izledim sonra internetten de izledim ama ilk izlediğimde bu kadar iğrenç detaylar olduğunu bilmeden izlemiş ve beğenmiştim. fakat bugün edindiğim izlenim filmin çok çok açık çekildiği benim televizyonda izlediğim şekliyle mükemmel olabilirdi. tamam bir şeyleri göstermek istemişler bize ama bu kadar iğrençleşmeye gerek var mıydı. zengin hayatı yaşayıp battıktan sonra eski hayatının bir kitabını yazan adamın o kitabından film çıkarıyorsanız abartılı şeyleri ciddiye almamalısınız. gerçek bir hikaye var elimizde evet. bir kaç detayı gerçekten çok güzel, bu kalemi bana sat olsun, ayrılmaya karar verdiğinde bir çalışanı ile ilk tanışmasını anlattığı kısım olsun, ya da en yakın arkadaşıyla tanışmasının ilginçliği olsun bunlar gerçekten güzel detaylar. bu film bu haliyle bir tek leonardo dicaprio için izlenir ki ben de onun o kalemi nasıl sattığını merak edip izledim.
filmi kötülemiyorum bu arada film güzel fakat bazı detayla çok çok çok aşırı göze sokulduğu için verdiği mesajı anlamak zor olabiliyor. neyse iyi seyirler.
ben filmi sondaki bu kalemi bana satar mısın sahnesi için izledim ve televizyonda izledim sonra internetten de izledim ama ilk izlediğimde bu kadar iğrenç detaylar olduğunu bilmeden izlemiş ve beğenmiştim. fakat bugün edindiğim izlenim filmin çok çok açık çekildiği benim televizyonda izlediğim şekliyle mükemmel olabilirdi. tamam bir şeyleri göstermek istemişler bize ama bu kadar iğrençleşmeye gerek var mıydı. zengin hayatı yaşayıp battıktan sonra eski hayatının bir kitabını yazan adamın o kitabından film çıkarıyorsanız abartılı şeyleri ciddiye almamalısınız. gerçek bir hikaye var elimizde evet. bir kaç detayı gerçekten çok güzel, bu kalemi bana sat olsun, ayrılmaya karar verdiğinde bir çalışanı ile ilk tanışmasını anlattığı kısım olsun, ya da en yakın arkadaşıyla tanışmasının ilginçliği olsun bunlar gerçekten güzel detaylar. bu film bu haliyle bir tek leonardo dicaprio için izlenir ki ben de onun o kalemi nasıl sattığını merak edip izledim.
filmi kötülemiyorum bu arada film güzel fakat bazı detayla çok çok çok aşırı göze sokulduğu için verdiği mesajı anlamak zor olabiliyor. neyse iyi seyirler.
devamını gör...