1.
ülkemizin ve dünyanın en büyük sorunlarından biridir bence. kısaca özetlemek gerekirse erkeklerin kadınsal diye nitelendirdikleri davranışları eziklik olarak görüp onlardan kaçınması ve erkeklik olarak nitelendirdikleri davranışlarda aşırıya kaçmalarıdır. davranışların, kıyafetlerin ve renklerin hala cinsiyetinin olduğu düşünüldüğü bi dünyada 2021'de veya 2077'de olmamız pek de bir şey fark etmiyor diye düşünüyorum. (bkz: cyberpunk 2077)
devamını gör...
2.
batıda "toksik erkeklik" kavramının yaygın bir biçimde kullanılması 2010'lu yıllarda gerçekleşmiştir. toksik erkeklik kavramı ilk kez 1980'li yılların başlarında, 1990'larda feminizme tepki duyan "mythopoetic men’s movement" tarafından, bugünkü anlamından çok farklı bir biçimde kullanılmıştır (sanayileşmenin, feminizmin erkekler arasındaki güçlü derin duygusal bağları, arkadaşlığı, eril enerjiyi tahrip etmesi sonucu gerçek erkekliğin toksik erkekliğe dönüştüğü iddia edilmiş, çözüm olarak sanayileşme öncesinin geleneksel erkekliğine, "derin erkekliğe", eril tinselliğe geri dönüş savunulmuştur). günümüzdeki anlamıyla toksik erkeklik saldırgan, tahakkümcü, şiddet uygulayan, maço, hipermaskülen, mizojinist, homofobik vb. erkekleri nitelemek için kullanılır. öte yandan toksik erkekliğin 1970'ler öncesinin maço erkekliğiyle sınırlanması, postmodernlikte (1980-) "light erkeklik"in gelişmesiyle toksik erkekliğin gerilediğinin iddia edilmesi sorunludur; 2016'da, toksik erkekliğin simgesi olan trump başkan seçilmiştir; 2017'den günümüze toplum me too hareketinin taciz ifşalarıyla sarsılmaktadır. diğer taraftan, toksik erkek kullanılması yanlış olmamakla birlikte, analitik açıdan çok verimli bir kavram değildir; bütün erkeklerin toksik olmadığını, "sağlıklı erkekler"in de mevcut olduğunu varsayar ve bazı "kötü" erkeklerin psikolojisiyle ilgili kişisel bir sorun olduğu tınısını taşır (bu açıdan, "ama bütün erkekler öyle değil" şeklinde tepki veren savunmacı erkeklerin yaklaşımını çağrıştırır); oysa toksik erkek her an şiddete başvurma potansiyeli taşıyan-erkekliğin sistemsel, yapısal gücünün bir parçasıdır( kapitalizmin faşizmi potansiyel olarak içinde barındırmasına benzer). toksik erkek doğal, biyolojik temelli değildir, heteroseksüel erkekliğin kuruluşuyla iç içedir, katı ikili cinsiyet rolleriyle, erkekliğin kadınlığın karşıtı olarak inşasıyla ilişkilidir. erkeklere çocukluklarından başlayarak duygularını bastırma(öfke hariç), sert, rekabetçi, güçlü, saldırgan, iddialı olma, kendini kadın üzerinde hak sahibi görme, kadın üzerinde üstünlük kontrol kurma, kadınsı olmama vb. öğretilmiştir. erkekler istismarcı olmak üzere yetiştirilmişlerdir!; tahakküm kurma eğilimi çoğu erkeğin içine işlemiştir. sadece fiziksel şiddetle, maçolukla sınırlı değildir; psikolojik şiddet/ istismar, duygusal manipülasyon, dominant olma, kadınları dinlememe de toksiktir. tek tek heteroseksüel erkeklerle erkekliğin sistemsel gücü/egemenliği arasında -eril ayrıcalıklar vb. nedeniyle-yakın bir ilişki vardır. cinsiyetçilikten uzaklaşmak iyi bir şeydir ama "sağlıklı erkeklik" karşıtlığı kurmak ikili cinsiyet rollerini/rejimini besler; önemli olan şey, bu rollerin ortadan kaldırılmasıdır. "daha az sağlıksız erkek", alternatif bir kavram olarak önerilebilir.
devamını gör...
3.
yine birilerinin mabadindan uydurduğu ve yine birilerinin arasında kabul gördüğü cumlemsi kelimemsi. bu tarz g**ten sallamasyon ifadelere herr zaman verdiğim tepki conor dan gelsin elbette;
devamını gör...
4.
evet bazı insanlara göre halen daha renklerin cinsiyeti var...
devamını gör...