trakonya

çok tehlikeli bir balık türüdür. balık olayına yabancı olanlar mezgitle karıştırır. ege'de sokar diye de bilinir. zehirlidir. özellikle kumluk alanlarda kum altına gizlenmeyi çok sever. sırtında bulunan dikenleri ile genellikle ayak bölgesinden bastığınızda zehir hızlıca etkisini gösterir. bu durumda da kesinlikle hafife almayarak en yakın sağlık kuruluşuna gitmeniz gerekmektedir.

eğer zamanında müdahele yapılmazsa ölüm riskiniz bile vardır.

zamanında beni sokmuştu... aynı anda acı kaşıntı ve gıdıklanma hislerini eş zamanlı yaşıyorsunuz. ardından ayağınız davul gibi şişmeye başlıyor rengi değişiyor falan. ilk iplememiştim ama bacağım istemsiz kasılıp titremeye başlayınca acile gitmiştik falan... daha da ilginci, frodo'nun nazgul yarası misali hala ayağımda izi durmaktadır. düşünün yani beni soktuğunda ecevit başbakandı... hala izi duruyor.

kumluk alanlarda yüzerken mutlaka lastik ayakkabı giyin.

kayalık yerlerde de dikkat etmeniz gereken balıklar aslanbalığı, balon balığı ve kestanedir.

bu balığın zehirlediği kişilerin "allah'ım öldür beni" diye bağırdıkları rivayet edilir.

başlığı görünce trakya'da yaşayan bir konyalı sandım.
balıkla alakam yok.

şerefsizin tekidir, sülünez çıkartmaya çalışırken insana bela olur.
ege/güney ege kıyılarının sığ sularında, kumluk yerlerde eski zamana nazaran sayısı çok artmıştır.

işte o balık!

karadeniz ve saros körfezinde de bulunur.
çapariye çıkıldığında misinayı askıda tutmak gerekir, çok salarsanız, kumluk diplerde istavrit vs yerine trakonya yakalayabilirsiniz.
zehrine karşı ilkyardım olarak sokulan bölge 1-1,5 saat 40 dereceden daha sıcak suda bekletilmelidir.

bir kere iskorpite bastım. 5...6 yaşlarında. sanıyorum 16...17 yaşındaydım balık tutuyordum. rahmetli babam deniz hakkında çok tavsiye verirdi. bir tanesi "tanımadığın bir balığa asla elleme kes misinayı at" arkadaşımla beraber balıktayken çok seri istavrit çekiyorduk.7 li çapariye 8 balık geliyordu. nasıl oluyor diye soracaksınız, artı bir misinaya dolanıyordu o hengamede değişik bir balık daha geldi babam zehirli balıkları soylerken trokanyayı söylemişti fakat hiç görmemiştim bugun gibi google amca falan da yok lap diye elime almamla korkunç bir acı hissettim arkadaşım çapayı falan atıp kıyıya yetiştirdi sonra hastane, hastanede kolumdan sonra ensem de uyuştu hatırladığım son şey damar yolunu açın kaybediyoruz lafıydı. o lafı duyunca bayılmışım. şimdi başlığı görünce hatırladım. denize meraklı olanlara tavsiye çıplak ayak denize girmeyin, tanımadığınız balığı ellemeyin.

öldürücü etkisi olan tehlikeli bir balık türü. sebebi de aşırı dozda dratotoksin isimli bir zehir içermesi. akdeniz'de yaşayan, kaçmayan ve aksine saldıran, zehirli bir dip balığı türüdür. balıkçılar, bu balıktan korunmak için önlem olarak yanlarında amonyak bulundururlar. öteki ismi çarpan balığı diye de geçer. öldükten sonra bile zehirleyici olabiliyor. karadaki zehirli yılan ve akrepgibi canlıların denizdeki karşılığıdır. o yüzden balıkçıların bulaşmak istemediği ve avlamadığı balıktır.
derisinde bulunan leopar deseni kumda kolay kamuflaj olmasına da yardımcı oluyor.

yıllar önce bir karadeniz kasabasında kendisini mezgit sanıp tutmamla tanıştığım balık türü.
sağ el baş parmağımın tam boğum noktasından sokmuştur (playstationcular bilir o nokta serttir)
o bölgede 10 yıldır hissiyatım yok.
neyse ki ucuz atlattığım bir durum.
artık ege sahillerindeyim ve kendisiyle 5-10 kere daha karşılaştık. öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan ilişkimizi sürdürüyoruz.

sagopa kajmer - ceza kavgasında sago cephesinden atılan son mermi. disstortion ep ile ağır bir darbe alan ceza bu parça ile savaşı resmen kaybetmiştir.

başlığı görünce bu ne be dedim trakya ve konya birleşimi garip bir şey. okuyunca anladım ki balık türüymüş.
(bkz: sözlüğün faydaları)

bizim yazlığın oradaki sahilde bolca var olan balık.

yıllardır yüzerim buralarda, hep de görürüm ama henüz daha sokmadı şükür. götü yiyorsa soksun bakimm...